İzmir’in Çiğli ilçesinde iş yerleri bulunan Hatice-Levent Erdoğan çiftinin oğulları 6,5 yaşındaki Mehmet Sıraç için ‘zeka geliştirici’ diye aldıkları oyuncak yüzünden henüz 18 aylık olan kızları Beren Irmak’ı kaybetmenin eşiğine geldi. Beren Irmak, 11 Şubat’ta Kent Hastanesinde Çocuk Cerrahı Doç. Dr. Tunç Özdemir tarafından ameliyat edilmeden 1,5 ay önce kusma, karın ağrısı şikayetleri ile bir hastaneye götürüldü. Mide spazmı, gaz sancısı tanısıyla ilaç verilerek evine gönderilen minik kız, aynı şikayetleri olduğunda yine aynı tedavi uygulandı. Ancak bu başvurudan 1,5 ay sonra minik Beren yemek yememeye başladı, karın ağrısı şikayetleri arttı, iştahsızlık, kilo kaybı anne babayı daha da endişelendirdi. Bu kez başka bir hastaneye götürülen minik kızın yapılan ultrason tetkikinde bağırsaklarında yabancı cisim görüldü.
Minik Beren’in bağırsağındaki isimlerin mıknatısa benzediği söylenince ise Erdoğan çifti oğullarına aldıkları ‘zeka küpü’ oyuncağını hatırladı. Beren’in bu oyuncaktaki mıknatısları yuttuğu anlaşıldı. Ameliyat gerektiği, ancak imkanların yetersiz olduğu belirtilerek talihsiz bebek bir başka hastaneye sevk edildi. Bu hastanede ise bağırsaklarındaki cismin seyrine bakılacağı belirtilince, Erdoğan çifti zamanın aleyhlerine işlediğine inanarak yeniden hastane ve doktor arayışına girdi. Beren, İzmir Kent Hastanesinde Çocuk Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Tunç Özdemir’e getirildi ve zaman kaybetmeden ameliyata alındı.
12 MIKNATIS ÇIKTI
Minik Beren’in getirildiğinde genel durumunun kötü olduğunu belirten Doç. Dr. Özdemir, ‘Bana bebeğin mıknatıs yutmuş olduğu söylendi. Çektiğimiz karın filminde bilezik şeklini almış küçük yuvarlak mıknatıslar görülüyordu. Hastanın bağırsak tıkanıklığı olduğunu saptadık. Hastanın beslenememesinin nedeni de bu bağırsak tıkanıklığıydı. Ameliyatta ince bağırsakların birkaç yerde birbirine yapışmış olduğunu, ince bağırsakların diğer kısımlarının da bu yapışıklıkların arasına sıkışmış olduğunu gördük. Yapışmış olan bağırsakları birbirinden ayırdığımızda, bu bağırsaklarda 6 adet delik olduğu, bu deliklerden uç uca birbirine tutunmuş küçük mıknatıslar çıktığı görüldü. 12 adet mıknatıs çıkardık. Ama bağırsakta başka mıknatıs kalıp kalmadığından emin olmak için tüm bağırsağı titizlikle tekrar tekrar inceledik. Başka bir mıknatısa rastlamadık. bağırsağın delikler açılmış olan iki bölgesi, 10 cm ve 12 cm’lik parçalar halinde çıkarıldı. İnce bağırsaklar iki bölgeden tekrar birbirine dikilerek bağlandı. Hastamızın bağırsakları 6. günde tekrar çalışmaya başladı. Yemek yiyebilir hale gelen hastamızı, şifa ile taburcu ettik' ifadelerini kullandı.
HER YAŞ GRUBUNDA ÖLÜMCÜL
Özellikle küçük çocukların, her şeyi ağızlarına götürme eğiliminde olduklarını vurgulayan Doç. Dr. Özdemir, küçük oyuncak parçalarının, boncuk, pil, madeni para ve mıknatısların çocuklar tarafından kolayca yutulabildiğini açıkladı. Çocukların yuttuğu bu yabancı cisimlerin, bazen bütün sindirim sistemini geçip, dışkılama ile çıkabildiğini kaydeden Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Bir kısım yabancı cisim, sindirim sistemini tıkayabilir ve çeşitli girişimler gerektirebilir. Çocuk cerrahisi uzmanı olarak bizleri en korkutan yabancı cisimler, piller ve birden fazla olan mıknatıslardır. Birden fazla olan mıknatıslar, bağırsakların değişik bölümlerinde bulunduğunda, karın boşluğunda birbirlerini bulup, arada barsak duvarı olduğu halde yapışırlar. Bu noktada aradaki barsak duvarı zamanla ezilip delinir. Barsak delinmesi her yaşta çok tehlikeli, hayatı tehdit edici bir durumdur. Fark edilmez ise tüm yaş gruplarında ölümcüldür. Küçük çocuklarda bu tablo daha da ağır seyreder. Hastamızda bu durumu zamanında saptayıp hemen ameliyata aldık ve bu hayati tehlikeyi atlattık. Ebeveynler, çocuklarının oynadıkları oyuncaklar, ellerine aldıkları nesneler açısından çok dikkatli olmalılar. Çok zararsız görünen küçücük bir parça bile çocuğun hayatını ciddi bir şekilde tehlikeye atabilir hatta ölümüne sebep olabilir. Oyuncak üreticileri ve bu ürünleri denetleyen sistemler de bu tehlikeleri göz önüne alıp, çocukların kolayca yutabileceği oyuncaklar veya oyuncak parçalarının üretimi konusunda hassasiyet göstermelidirler.’