Yunan profesörden itiraf: Türklerle kazan kazan politikasına geçmeliyiz

Türkiye ile Yunanistan arasında uzun süredir yaşanılan gerilim, Yunan Başbakanı Miçotakis'in ABD ziyareti sonrası ise yeni bir boyuta geçti.

Miçotakis'in, ABD'den Türkiye'nin hakkı olan F-35 savaş uçaklarını kendileri için istemekle kalmayıp, F-16 da verilmemesini istemesi üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından sert bir tepki gördü. Başkan Erdoğan yapmış olduğu tepkisinde, 'Benim için Miçotakis diye biri yok' dedi.

Türkiye ile Yunanistan arasındaki krizin büyümesini düşündüren  bu gelişmelere rağmen, iki ülkenin bölgede ortak hareket etmesi gerektiğini dile getiren Yunan akademisyenler de var. Her seferinde Türklere, Makedonlara ve Arnavutlara karşı pazarlık kozu olarak sunuluyoruz" diyen Mazis, sözlerini şu şekilde devam ettirdi;

'Türkiye ile daha sıcak bir yaz geçireceğiz'

"Türkiye, 40 yeni F-16 ile mevcut F-16’ların modernizasyonu ve F-35 programına geri kabulünü istiyor. Almak istediği bu ve ne yazık ki alacağını sanmıyorum. Umarım bu ziyaret beni yanıltır ve tüm bunlar olmaz.

Korkarım ki yaz sıcak ama jeopolitik olarak daha da sıcak bir yaz geçiriyoruz. Çünkü görüyorum ki Türkiye’nin yeni favorisi ve gururu Alparslan geliyor. Girit’in güneyindeki yasa dışı ve mesnetsiz Türk - Libya anlaşması alanına gelip sondaj yapmak için Burada kaçınılmaz olarak bazı tırmanışlarımız olacağını anlıyorsunuz, bu tırmanışların nereye kadar ulaşacağını bilmiyorum. Ama 2020 yazında Oruç Reis ile gösterdiğimiz hoşgörünün aynı ölçüde olmayacağını hayal ediyorum. Hükümet, Oruç Reis’in aşırı hava koşulları nedeniyle Ege’nin her yerine 60-70 günlük geziler yapmak zorunda kaldığını söylemişti.

'Türkiye'nin ABD'den baskı göreceğini sanmıyorum'

Yunan Başbakanı’nın ABD ziyaretinden sonra Türklerin baskı görmeyeceğinden endişe ediyorum. Ve yazın kendi işlerini yapacaklar ama burada konuşmayı bırakıyorum çünkü hepimizin beklediği bir turizm gerçeği var.

Yunan iş insanları, Ukrayna’daki savaş, pandamı ve sokağa çıkma yasağının açtığı bazı acılı yaraların kapatılmasını bekliyor.

Türklerle kazan kazan politikasına geçmeliyiz

Size gerçekleşmesi çok olası küçük bir hikaye anlatacağım:

Burada hepimiz açız, peki mevduatları hareketsiz tutmak gerekli mi?

Burada aç olan bizler, diğer taraftakilerde (Türklerde) ihtiyaç duyduğumuz şeylerden biraz varken neden onları alıp yarı yarıya paylaşmayalım? Onları (Akdeniz'deki yer altı kaynakları) hiç kullanmamak daha mı iyi? Bu çok duyacağınız bir argüman olacak. Kazan kazan."