Doğu Roma İmparatoru I. Justinianus tarafından inşa ettirilen Yerebatan Sarnıcı, 6. yüzyılda İstanbul'da yapılmış büyük ve etkileyici bir yer altı sarnıcıdır. 336 mermer sütunun suyun içinden yükselmesiyle mistik bir hava yaratan bu yapı, halk arasında ''Yerebatan Sarayı'' olarak da bilinir. Adını, daha önce bulunduğu alan olan Stoa Bazilikası'ndan aldığı için Latincede ''Cisterna Basilica'' olarak anılmıştır.
Sarnıç, suyollarından ve yağmur sularından elde edilen suyu Büyük Saray'a ve çevresine dağıtarak şehrin su ihtiyacını karşılamıştır. Roma döneminde Hadrianus İsale Hattı üzerinden de su taşınan bu yapı, İstanbul'un fethinden sonra bir süre daha Topkapı Sarayı için kullanılmıştır. Zamanla bölgede konutlaşmanın artmasıyla birlikte yerel halk tarafından da kullanılmaya başlanmıştır. Bu sarnıç, Bizans ve Osmanlı İmparatorluk dönemleri boyunca şehrin su kaynakları arasında önemli bir yere sahiptir ve günümüzde de tarihi bir cazibe merkezi olarak ziyaretçileri kendine çekmektedir.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Yerebatan Sarnıcı'nda gerçekleştirdiği onarım ve temizlik çalışmalarında ortaya çıkan Medusa başı kabartmalı bloklar, sarnıcın en gizemli ve dikkat çekici unsurlarından biridir. Bu kabartmalardan batıdaki ters, doğudaki ise yatay yerleştirilmiştir. Bir efsaneye göre, Medusa'nın bakışları o kadar güçlüdür ki, doğrudan bakışı sarnıcın sütunlarını yıkmaya yetecek güçtedir. Başının ters konumlandırılması, bu büyüleyici gücün nötralize edilmesi amacıyla yapılmış olabilir. Böylece Medusa'nın bakışlarının etkisizleştirilerek sarnıcın güvenliği sağlandığına inanılmaktadır. Bu efsane, Yerebatan Sarnıcı'na mistik bir atmosfer katarak yapının tarihsel çekiciliğini artırır ve ziyaretçilerin ilgisini çeker.
Yunan Mitolojisi'nde ise Medusa, yeraltı dünyasının canavarları olarak bilinen üç Gorgon'dan biridir ve kendisine bakanları taşa çevirme gücüne sahiptir. Üç kız kardeşten biri olan Medusa, yılan başlı bir figür olarak betimlenir ve gücünden korkulan bir varlıktır. Başka bir rivayet ise Medusa'nın trajik dönüşümünü anlatır. Bu hikayeye göre Medusa, siyah gözleri, uzun saçları ve güzelliği ile övünen genç bir kızdır ve Zeus'un oğlu Perseus'a aşıktır. Athena ise Perseus'a ilgi duymaktadır ve Medusa'yı kıskanır. Kıskançlıkla dolan Athena, Medusa'nın güzelliğini lanetler; saçını yılana dönüştürür ve Medusa'ya bakan herkesin taşa dönüşeceği bir güç bahşeder. Sonunda Perseus, Medusa'nın başını keser ve onun taşa çevirme gücünü kendi düşmanlarına karşı kullanır. Medusa'nın gücü böylece trajik ve mistik bir sona ulaşır ama aynı zamanda mitolojide ölümsüz bir figür haline gelir.
Yerebatan Sarnıcı'nın başka bir dikkat çekici unsuru ise bitiş noktasında yer alan ''Ağlayan Sütun''dur. Bu sütun, üzerindeki tavus kuşu gözlerini andıran oyma kabartmalar ile ''Gözyaşı Sütunu'' olarak da anılmaktadır. Yüzeyinde yoğun nem biriktirdiği için sürekli ıslak görünür ve sanki ağlıyor hissi uyandırır. Bu özellik, sütuna hüzünlü bir anlam yükler ve birçok ziyaretçinin dikkatini çeker.
BİLET FİYATLARI
09.00-18.30 saatleri arasında ücretlendirme
Yerli ziyaretçi: 200 TL
Yabancı Ziyaretçi: 900 TL
Öğrenci: 50 TL
19.30-23.50 saatleri arasında ücretlendirme
Yerli Ziyaretçi: 350 TL
Yabancı Ziyaretçi: 1.400 TL
Öğrenci: 150 TL
Yerebatan Sarnıcı, Kültür Bakanlığı'na bağlı olmadığı için Müze Kart geçmez.