Kadın endişeyle baktı kocasına;– Noldu, oğlanı mı gördün?– Yok, canım nerden göreyim! Koltuğuna oturdu, koynundaki tapu kâğıdını çıkardı.– Bu nedir biliyor musun?– Hayırdır?– Hanım, yarın ne olacağı belli olmaz, vademiz gelir de ölürsek, oğlumuz kapı kapı uğraşmasın, diye evin tapusunu onun üstüne yaptım. Hanımının tepkisini beklerken, onun yüzündeki acı gülüşü gülümseme sandı. Hanımı fısıldar gibi söylendi;– Oğlumuz da bu gün buraya gelmişti, öğleden önce.– Öylemi, vay hayırsız!. Demedin mi, ‘uzun zamandır niye gelmiyon’ diye. Seni üzülmesin diye söylemiyordum ama ‘bizi unuttu’, diye kızmaya başlamıştım. Torunları da getirdi mi?– Murat’ı getirmiş. O da ‘-Sıkıldım, gidelim. ‘ deyip durdu.-Vay kerata vay!