Gelir Vergisi Kanunu'na göre, nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden elde edilen kar payı, faiz ve benzeri gelirler, menkul sermaye gelirleri kategorisine giriyor. Bu gelirlerin beyan edilip edilmemesi, gelirin mahiyeti, tutarı ve tevkifata tabi olup olmaması gibi faktörlere bağlı olarak belirleniyor. Bankalardan elde edilen mevduat faizleri ve katılım bankaları tarafından ödenen kar payları gibi gelirlerde, vergi tevkifatı (kesinti) yapılarak nihai vergilendirme gerçekleştiriliyor. Bu durumda, gelir vergisi beyannamesi verilmesine gerek bulunmuyor. Ancak, diğer menkul sermaye gelirlerinde olduğu gibi, bu gelirlerin de Gelir İdaresi'ne bildirilmesi ve kayıt altına alınması gerekiyor. Özetle, gelir vergisi beyanı, menkul sermaye gelirlerinin türü ve tevkifata tabi olup olmaması gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebiliyor. Bu nedenle, elde edilen her türlü gelirin detaylarına dikkatlice bakılması ve gerekli beyanların yapılması önem taşıyor. Tam mükellef şirketlerden elde edilen kar payları ve yurt dışından elde edilen faiz, repo ve kar payı gibi gelirlerde vergi beyanında bulunma zorunluluğu, belirli limitlerin aşılması durumunda söz konusu oluyor.
Tam mükellef şirketlerden elde edilen kar payları için beyan zorunluluğu, elde edilen toplam kar payının 150 bin lirayı aşması halinde devreye giriyor. Bu durumda, şirketlerin bu kar paylarını beyan etmeleri gerekiyor.
Yurt dışından elde edilen faiz, repo ve kar payı gibi gelirlerde ise beyan zorunluluğu, elde edilen gelirin belirli bir miktarı aşması halinde başlıyor. Bu gelirlerin toplamı 8 bin 400 lirayı aştığında, bu gelirlerin tamamının beyan edilmesi gerekiyor.
Vergi daireleri bilgi paylaşımında bulunacak
Gelir İdaresi Başkanlığı, hem yurt dışından hem de yurt içinden çeşitli kaynaklardan elde ettiği verileri titizlikle analiz ederek vergi denetim çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamda, kayıt dışı ekonomiyle ve vergi kaçakçılığıyla etkin bir şekilde mücadele edilmesi amaçlanıyor.
Dünya genelinde vergi idareleri arasında bilgi paylaşımını sağlamak üzere çeşitli anlaşmalar yapılıyor. Bu anlaşmalar, vergi kaçağının önlenmesi ve vergi uygulamalarında şeffaflığın artırılması amacıyla hayata geçiriliyor. Özellikle Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), G20 ve Avrupa Birliği gibi platformlarda yürütülen çalışmalar sonucunda, vergi konularında karşılıklı idari yardımlaşma sözleşmeleri oluşturulmuştur.
Bu kapsamda, 2011 yılında Türkiye tarafından da imzalanan ve 2018'de yürürlüğe giren "Vergi Konularında Karşılıklı İdari Yardımlaşma Sözleşmesi", AB üyesi ülkelerle birlikte toplamda 147 ülkenin taraf olduğu önemli bir adımdır. Söz konusu sözleşme, vergi idareleri arasında bilgi paylaşımını kolaylaştırarak vergi kaçakçılığıyla mücadeleyi güçlendirmeyi hedeflemektedir. Bu sayede, vergi idarelerinin etkinliklerini artırması ve vergi kaçakçılığıyla mücadelede uluslararası işbirliğinin güçlendirilmesi sağlanmaktadır.
Faiz gelirleri ve ülkeler arası paylaşım
Bu doğrultuda, vergi konularında karşılıklı idari yardımlaşma sözleşmeleri çerçevesinde, hesap sahiplerine ilişkin bilgilerin yanı sıra yıl sonu hesap bakiyeleri, hesaplara yıl içinde ödenen faiz ve temettü gibi gelirler ile hesaplarda bulunan varlıklardan elde edilen gelirlerin brüt tutarları, ülkeler arasında karşılıklı olarak paylaşılmaktadır. Bu sayede vergi kaçakçılığı ve kayıt dışı ekonomiyle mücadele edilmesi hedeflenmektedir.
Söz konusu anlaşmalar kapsamında, Türkiye'de mukim olan kişilere yönelik bilgi paylaşımı da gerçekleştirilmektedir. Bu çerçevede, 82 ülkeden Türkiye'de mukim olan kişilere ilişkin bilgiler alınmaktadır. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri ile imzalanan anlaşma doğrultusunda, Türkiye'de mukim olan bir kişinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki hesaplarına yapılan faiz, kar payı gibi ödemeler Gelir İdaresi Başkanlığına bildirilmektedir. Bu sayede vergi kaçakçılığı ve kayıt dışı ekonomiye yönelik önlemler güçlendirilmekte ve vergi denetimlerinin etkinliği artırılmaktadır.
Beyanlar ve gelirler karşılaştırılacak
Gelir İdaresi Başkanlığı, uluslararası anlaşmalar kapsamında diğer ülkelerden alınan bilgileri kullanarak, yurt dışından ücret geliri elde edenler, menkul sermaye iradı ve değer artış kazancı sağlayanları yakından takip etmektedir. Bu kapsamda yapılan analiz ve denetim çalışmaları sonucunda, Türkiye'de ikamet eden ve yurt dışından faiz, repo, kar payı gibi gelirler elde eden mükellefler arasından gelir vergisi beyannamesi verme yükümlülüğü bulunanlar belirlenmiştir.
Gelir İdaresi Başkanlığı, 5 Nisan Cuma günü sonuna kadar devam eden gelir vergisi beyan dönemi sonrasında, yurt dışından gelir elde eden mükelleflerin verdikleri beyannameler ile elde ettikleri gelirlerin karşılıklı olarak kontrolünü gerçekleştirecektir. Bu kontrollerde, gelirlerini bildirmemesi ya da eksik beyan etmesi gereken kişiler tespit edilecek ve ilgili vergi dairelerine bildirilerek ceza işlemleri başlatılacaktır.
Bu adımların, vergiye uyumu artırmak ve vergi kaçakçılığı ile mücadele etmek amacıyla atıldığı belirtilmektedir. Gelir İdaresi Başkanlığı, vergi sisteminin etkinliğini artırmak ve kayıtdışı ekonomi ile mücadele etmek için uluslararası işbirliğini güçlendirmekte ve gerekli denetimleri gerçekleştirmektedir. Bu sayede vergiye gönüllü uyumun sağlanması ve vergi kayıplarının önlenmesi hedeflenmektedir.