AstraZeneca'nın COVID-19 aşısı, daha önce aşılanan kişilerde düşük trombosit sayısı ile birlikte kan pıhtılaşmasına neden olan nadir ancak tehlikeli bir yan etki göstermişti. Bu durum, şirketin aşının güvenliği konusunda ciddi endişeler taşımasına neden oldu. Karar, ilaç şirketinin mart ayında Avrupa Birliği'nde pazarlama iznini gönüllü olarak kaldırmasının ardından alındı.
Avrupa İlaç Ajansı, aşının artık kullanımına izin verilmediğine dair bir bildirim yayınladı. AstraZeneca'nın COVID-19 aşısına olan talebin azalmasıyla birlikte, aşının geri çekilme kararı da etkili oldu.
Aşının yan etkileri endişe uyandırdı
Şirketin açıklamasına göre, COVID-19 aşısı sayesinde yalnızca kullanımın ilk yılında 6,5 milyondan fazla hayat kurtarıldı ve dünya çapında 3 milyardan fazla doz sağlandı. Ancak, aşının yan etkileri konusundaki endişeler nedeniyle bu başarılar gölgede kaldı.
AstraZeneca'nın COVID-19 aşısının adı, 2021 yılında Vaxzevria olarak değiştirildi. Ancak, aşının güvenilirliği konusundaki sorular devam etti. Türkiye Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, bu aşının güvenli olmayabileceğini belirtmiş ve bu nedenle Türkiye'de kullanılmamıştı. Koca, aşının uzun vadeli etkilerinin bilinmediğini ve dünya genelinde henüz tam bir güvenilirlik sağlanmadığını vurgulamıştı.
AstraZeneca'nın COVID-19 aşısının küresel çapta geri çekilmesi, pandemi sürecinde yaşanan zorlukların ve Aşı geliştirme çabalarının karmaşıklığının bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Bu karar, aşıların geliştirilmesi ve kullanılması sürecindeki etik, bilimsel ve güvenlik endişelerini yeniden gözler önüne seriyor.