Vedat Muriqi'nin Eşinden Transfer İtirafı! 'Galatasaray'

Fenerbahçe'de gösterdiği performansla taraflarların sevdiği isim Vedat Muriqi'nin eşi Edibe Muriqi özel bir röportaj verdi. Vedat'ın transfer süreci ile alakalı sorulara cevap veren Edibe Muriqi'nin açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

Edibe Muriqi: "Çiğ Etle Besledin Mi Diye Mesajlar Geliyor"

"Bana sürekli Vedat'ın performansından dolayı “Bu adama ne yediriyorsun da böyle performansı?” gibi mesajlar geliyordu. Ben de maçta golü kaydettim. Paylaştım ve “Çiğ etle besliyorum” dedim. Hiç buralara geleceğini düşünmedim. Sonra taraftarların oldukça hoşuna gitti bu. Hatta hâlâ ‘çiğ etle besledin mi? mesajları geliyor maçtan önce. Maçtan sonra da ‘beslemişsin' ya da ‘beslememişsin' diyorlar performansa göre. Vedat'a da mesaj atıyorlar, “Abla sürekli paylaşsın” diyerek. Vedat “Biraz daha dikkatli paylaşım yap” diyor. Kötü mesajlar da aldığım oldu. “Geldiğiniz yere geri dönün” gibi mesajlar. Etkileniyorum tabii. Ama çoğunlukla destek mesajı. “Bu maç olmadı ama biz size güveniyoruz” gibi mesajlar var."

Edibe Muriqi: "Evlenince Futbolu Bırakırım Diye Beni Kandırdı"

"Ben futbolcu olmasını istemiyorum. Biz zaten ilişkimizin başında hep futbolcu olduğu için ayrıldık. Hatta Vedat beni ‘evlenince futbolu bırakırım' diye kandırdı. Hâlâ da pek fazla memnun değilim. Tamamen düzensiz ve onun işine odaklı bir hayat. ‘Benim de mesleğim var, kimya mühendisiydim. Ben de kosova'da bir şeyler yaparsın' dedim. En azından düzenli bir hayatımız olsun diye. Elbette şimdi hep destekliyorum onu. Özellikle başka takımlara transfer olma konusunda bana danışıyor. ‘Gelir misin? senin için sorun olur mu?' diye. Çünkü o her takımda arkadaş bulabilir ama benim tamamen hayatım değişiyor."

Galatasaray ve Fenerbahçe'de gelen teklif süreci nasıl gelişti?

"Sürece tatilde denk geldik. Vedat çok sık İstanbul'a gidip geldi, çok yıprandı. Otele geçiyoruz TV'de ‘Vedat bunu dedi.' Halbuki alakası yok. Herkes kafasına göre bir şeyler dedi. Otelde çalışanlar bile ‘fenerbahçe mi, Galatasaray mı?' diye soruyordu. ‘Vallahi bilmiyorum' diyordu. Kararsız bir aşamaydı."