Uzmanlar Uyardı! Daha Ciddi Bir Pandemi ile Karşı Karşıyayız

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Murat Akova, tam bir kısıtlama olmaz ise 2-3 ay içerisinde daha şiddetli bir salgın olacağını belirterek, ‘Pandeminin ortadan kalkması ancak aşı ile olacak’ ifadelerini kullandı.

09.12.2020-10:17 - (Son Güncelleme: 09.12.2020-10:02) Uzmanlar Uyardı! Daha Ciddi Bir Pandemi ile Karşı Karşıyayız

Hem Çin menşeli hem de Alman menşeli koronavirüs aşılarının Türkiye'de gönüllü uygulamalarının koordinatörlüğünü yapan Hacettepe Üniversitesi'nden Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Akova, Çin aşısının şimdiye dek 1200 sağlık çalışanın yanı sıra 3 bin gönüllüye, Alman aşısının da 79 gönüllüye uygulandığını ve iki aşıda da ciddi bir yan etki görülmediğini ifade etti.

‘HENÜZ 500 GÖNÜLLÜNÜN 2'NCİ DOZ AŞISI TAMAMLANDI’

Çin tarafından geliştirilen aşının Faz 3 denemelerinin 25 merkezde halihazırda sürdüğünü belirten Prof. Dr. Akova, şu ana kadar yapılan aşılamalarda ciddi bir yan etkisinin bulunmadığını belirterek, etkinliğini henüz bilmediklerini söyledi. Prof. Dr. Akova, ‘Henüz 500 civarında gönüllünün 2'nci doz aşısı tamamlandı. 2'nci dozdan sonra aradan 14 gün geçecek. Ondan sonra hastalanan olup olmadığına bakacağız. Bu hastalananlar içerisinde de yapacağımız ara analizde kimin aşı aldığını, kimin plasebo aldığını belirleyip, ayrı bir komite var bunu değerlendirecek. Bu ara değerlendirmeye göre 'bu aşı etkilidir, değildir' kararı verilecek’ dedi.

‘GELECEK AŞININ HERKESE YETMESİ MÜMKÜN DEĞİL’

Çin menşeli koronavirüs aşısının 11 Aralık tarihinde Türkiye'ye bir miktar gelmesinin beklendiğini söyleyen Prof. Akova, ‘Aşı gelir gelmez yapılmaya başlanmayacak. Aşıların kontrol edilmesi, değerlendirilmesi için 2 haftalık bir sürenin geçmesi lazım. Aşılar bu hafta sonuna doğru gelirse, Sağlık Bakanlığı da uygun görür onaylarsa, Ocak ayı başından itibaren uygulanmaya başlanır diye düşünüyorum. Çin menşeli Kovid-19 aşısı normal buzdolaplarında saklanabilir nitelikte. 2 ila 8 derecede muhafaza edildiği takdirde aktivitesinden herhangi bir şey kaybetmiyor. Dolayısıyla o ortamda muhafaza edilecektir. Aşının herkese birden yetmesi mümkün değil. Önce sağlık personeli, sonra diğer risk gruplar eldeki aşının miktarına göre aşılanacak’ dedi.

‘PANDEMİNİN ORTADAN KALKMASI AŞI İLE OLACAK’

Prof. Dr. Akova, aşılara karşı tereddüdün olmasının çok normal bir durum olduğuna dikkati çekerek, ‘Tam kapanma olmazsa takip eden 2-3 ay içerisinde muhtemelen çok daha şiddetli bir pandemi ile karşı karşıya kalacağız. Zaten pandeminin ortadan kalkması ancak aşı ile olacak. Aşılar da bu kadar kısa üre içerisinde yeni hazırlanan aşılar olduğu için bir tereddüttün ve korkunun olması doğal. Öte yandan bütün bunları değerlendirirken eldeki bilimsel verilere bakarak karar vermek lazım. Hem 'mRNA' aşısı dediğimiz Pfizer/BioNTech aşıları hem Çin menşeli aşı aslında farklı yöntemlerle uygulanan; ama şimdiye kadar yapılan klinik çalışmalarda hem etkinliği gösterilmiş hem de yan etkilerinin en azından denendikleri süre içerisinde ciddi boyutta olmadığı gözlemlenmiş aşılardır. Çalışmaya katılan gönüllüler uzun süre takip edilecekler. Kitlesel aşılamalar başladığı zaman 30-40 bin kişide görmediğiniz birtakım yan etkilerin milyonlarca insanı aşıladığınız zaman ortaya çıkma olasılığı var. Ama şu anda elimizde olan veriler, bu aşıların güvenli ve etkili olduğunu gösteriyor. O verilere güvenerek aşıları yapmak zorundayız; başka çıkar yol gözükmüyor’ ifadelerini kullandı.

‘ELDE HANGİ AŞI VARSA ONU OLACAĞIM’

Prof. Dr. Akova, Alman aşısının Türkiye’ye gelmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığının altını çizerek, ‘Bence şu anda 'o aşı mı', 'bu aşı mı' düşünmekten çok elde olan bir aşı eğer güvenli ve etkili olarak gösterilmişse bilimsel çalışmalarda, bu aşıyı olmak lazım. Ben de elde hangi aşı varsa ondan olacağım. Ben üstelik hastalığı daha önce geçirdim; ama antikorum oluşmadı, belirtisiz geçirdim. Şu anda Amerika'da sağlık personelinde 2 ay, genel toplumda 3 ay öncesinde hastalık geçirmiş olsanız bile aşılama öneriliyor. Eğer aşı gelirse bende kendime aşı yaptıracağım. Şu anda elimizdeki bilimsel veriler bu aşıların uygulanabilirliğine dair yeterli kanıt teşkil ediyor. Ciddi yan etkiler, genellikle bu tür aşılarda kısa sürede, erken dönemde ortaya çıkan yan etkiler şeklinde olabiliyor. Şu andaki eldeki veriler bir riskin olmadığına işaret ediyor. Buna karar verirken şunu düşünmeniz lazım; çok ciddi boyutta yaşamı tehdit eden bir pandemi söz konusu. Aşı dışında bu pandemiden kurtulmanın bir yolu yok. Dolayısıyla bir kar, zarar hesabı yapıp 'hastalık mı', 'aşı mı' tercih edecek olursanız ben oyumu aşı yönünde kullanırım’ diye konuştu.

‘BÖYLE BİR KARŞILAŞTIRMA YAPAMAYIZ’

Prof. Dr. Akova, Çin aşısı ve Alman aşısıyla ilgili bir karşılaştırma yapılamayacağını belirterek, ‘Böyle bir karşılaştırmayı yapabilmek için iki aşıyı da aynı çalışma içerisinde kullanmak lazım. O nedenle amiyane tabirle kafa kafaya bir karşılaştırmamız söz konusu değil. Alman aşısı dediğimiz Pfizer/BioNTech aşısı ile ilgili biz 79 gönüllüyü aşıladık. Son aşılarını da yaptık. Onlarla ilgili herhangi bir yan etki ortaya çıkmadı. Etkinlik analizi bizim dışımızda da diğer merkezlerin katılımıyla toplu halde yapılıyor. Yüzde 95 civarında bir koruyuculuğu var. Bunlar kısa süreli sonuçlar. Çin aşısı için Faz 3 verileri önümüzdeki hafta eğer çıkarsa ne kadar koruyucu olduğunu öğrenmiş olacağız’ dedi.

YORUM YAZ..

En Çok Okunanlar

Modal