Uzmanlar Kekemeliğin Nedenlerini Açıkladı!

Çevrenizde muhakkak konuşurken kekeleme problemi yaşayan insanlarla karşılaşmışsınızdır. Bu durum konuşmanın bir şekilde kesintiye uğramasından kaynaklı olarak gerçekleşen aksaklıktır. Peki kekeleme probleminin nedenleri nelerdir? İşte haberin detayları...

21.08.2020-09:42 - (Son Güncelleme: 21.08.2020-09:35) Uzmanlar Kekemeliğin Nedenlerini Açıkladı!

Konuşmanın doğal akışının bir biçimde kesintiye uğraması ya da konuşmanın akıcılığında gözlenen istemsiz aksaklıklar kekeleme olarak tanımlanır. Özellikle dil ve konuşma gelişiminin ilk yıllarında, ağırlıklı olarak 2-5 yaşlarında bu konuşmada aksaklık problemi ortaya çıkar. Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Yasemin Tekin kekemelik ile ilgili merak edilenleri açıkladı.

KEKEMELİK NEDİR?

Konuşmanın doğal akışının bir şekilde kesintiye uğramasıdır. Sözcük başı ses ve hece tekrarı yaşanır. Sesin konuşma sırasında uzatılmasına neden olmaktadır. Aynı zamanda bloklar yani konuşmaya başlayamama ya da konuşurken uygunsuz duraklar verme şeklinde görülmektedir.

Kekelemenin oluşması yaşanılan birçok probleme bağlanabilir. Hem psikolojik hem fizyolojik ya da genetik gibi nedenler kekelemeye neden olabilir. Kekelemenin psikolojik nedenlerine bakıldığı zaman istenilen korku, sosyal çevre ya da aileden kaynaklı meydana gelmektedir. Fizyolojik olan nedenleri arasında ses tellerinde yaşanılan problemlerin olması yer alır. Bunun yanında nöro linguistik nedenler, öğrenme, nöro fizyolojik nedenlerin sebep olduğu düşünülmektedir.

KEKEMELİĞİN GÖRÜLME SIKLIĞI VE CİNSİYET DAĞILIMI NEDİR?

Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Yasemin Tekin, 'Tüm çocukların %20 si gelişimlerinin bir döneminde kekelerler. Ve bunların %75 inde kekemelik gelip geçicidir. Ve yine araştırmalar göstermektedir ki her yüz kişiden 5 'i hayatının bir bölümünde kekemelik yasamıştır. Başlangıç aşamasında kekemelikte cinsiyet oranları birbirine yakındır. Fakat kronik kekemelikte %80 erkeklerde görülmektedir' ifadesinde bulundu.

GELİŞİMSEL KEKEMELİK NEDİR?

En yaygın görülen kekemelik gelişimsel kekemelik olduğunu söyleyen Tekin, '2-5 yaş aralığında okul öncesi dönemde ortaya çıkmaktadır.  Çocuklarda görülme sıklığı %5 dir. Bu oranın %80' i herhangi bir müdahaleye gerek kalmadan kendiliğinden iyileşmektedir. %20 'lik kesim ise ergenlik ve yetişkinlik döneminde de devam etmektedir. Kendiliğinden iyileşmenin en yüksek oranda gerçekleştiği dönem başlangıçtan itibaren ilk 6-12 aydır. Bu süreçte iyileşme görülmediği taktirde terapi desteği tavsiye etmekteyiz' tavsiyesinde bulundu.

Edinilmiş kekemeliğin nedenlerini de açıklayana Tekin, 'Nörojenik ve psikojenik nedenlerden oluşabilmektedir. Nörojenik kekemelik genellikle yetişkinlerde görülen kafa travması ve travmatik beyin hasarı, Parkinson gibi nedenlere bağlı akıcı bozukluktur. Psikojenik kekemelik yine sıklıkla yetişkinlerde görülen, görülme sıklığı en az olan akıcılık bozukluğudur. Psikolojik travmalar ve yoğun stres kaygı sonucunda ortaya çıkmaktadır' dedi.

ÇOCUKLARDA KRONİK KEKEMELİĞİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Çocuklarda kronik belirtilerin ne olduğuna değinen Terapist Yasemin Tekin, 'Çocuklarda kekemeliğin kronik olma tablosu; kekemelik belirtilerinin ve şiddetinin her geçen gün artması, kekemeliğe 2.cil davranışların eşlik etmesi, kekemeliğin başlangıcından itibaren 12 ay geçmesi, sesin yüksekliğinde tizinde düzensiz değişimlerin gözlemlenmesi, Çocuğun konuşmada kaçınma davranışı göstermesi olarak ifade edebiliriz' dedi.

Aynı zamanda kekemelikte ikincil davranış detayına da değinen Tekin, 'Kişinin kekemelikten kurtulmak için sonradan geliştirdiği davranışlardır. Bakışlarını kaçırmak, dili itmek, çenenin silkinmesi, dudakları büzmek, kas gerilimi başı öne ve geriye doğru atmak, doğal olmayan el parmak hareketlerini sıralayabiliriz.

Kekemeliğin gözlemlendiği ilk aylardan itibaren bir konuşma terapistinden destek almakta fayda vardır. Kekemelik seyrinin kontrol altına alınabilmesi için. Stres kaygı eşiğini yükseltecek davranışlardan kaçınmak, sakin sabırlı bir şekilde dinlemek, konuşma hızımızı düşürmek, yerine konuşmamak, tamamlamamak, sözünü kesmemek, ve derin nefes al tekrar et gibi yönergeler vermemiz gerekiyor. Nasıl söylediğine ya da söyleyemediğine değil; ne söylediğine yani konuya odak olmamız gerekiyor' diye konuştu.

YORUM YAZ..

En Çok Okunanlar

Modal