Birçok kişinin hayatını kaybetmesine neden olan koronavirüs salgını etkilerini sürdürmeye devam ediyor. Salgına dair yapılan çalışmalar ve koronavirüs salgınının ilerleyişi hakkında önemli değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Alpay Azap, eğer aşılama çalışmaları hız kesmeden devam ederse, 6 ile 9 ay arasında bu hastalığın mevsimler bir hastalık seviyesine düşeceğini belirtti.
KORONAVİRÜS MEVSİMSEL HASTALIĞA DÖNÜŞEBİLİR
Yaklaşık 400 hekimin katıldığı, ‘Klimik Kovid-19 Sempozyumu’nda koronavirüs ve diğer bulaşıcı hastalıklar hakkında önemli değerlendirmeler yapıldı. Gündemimizde yer alan koronavirüs salgının doğru tedbirler alınması halinde 6 ile 9 ay arasında sıradan bir hastalığa dönüşebileceğini belirten Prof. Dr. Alpay Azap, ‘2 yıl öncesine baktığımızda Kovid-19’da geldiğimiz noktanın oldukça iyi olduğuna dikkat çekerek, ‘Oldukça etkili aşılara sahibiz. Elbette hastalığın tüm dünyada kontrol altına alınabilmesi için ülkelerde eşit ve yaygın aşılama son derece önemli. Bu sağlanana kadar da aşıyla birlikte diğer önlemlerin de devam etmesi gerekiyor’ şeklinde konuştu.
MU VARYANTI HENÜZ ENDİŞE KATEGORİSİNDE DEĞİL
Ortaya çıkan mutasyonlu virüslerin asıl sebeplerinin, enfeksiyonun hızla yayılması olduğunun altını çizen Azap, koronavirüsle ilgili şu ana kadar 4 tane önemli mutasyon tanımlandığını belirtti. Bu mutasyonların arasında Mu varyantının yer almadığına değinen Azap, ‘Ancak dikkatle takip edilmesi gereken bir varyant. Delta’nın bulaşma hızı ile kıyaslandığında Mu varyantı yarışı kaybediyor. Delta çok daha bulaşıcı olduğu için Mu varyantının toplumdaki yayılımını baskılıyor. Ama Mu varyantının da (kendi açıcından) şöyle bir avantajı var, ön veriler de bunu söylüyor, Delta’ya nazaran aşılara biraz daha dayanıklı. Aşılanmış veya hastalığı geçirmiş kişilerde, Delta’ya kıyasla daha avantajlı bu bakımdan. Delta gibi birkaç ay içerisinde bütün topluma yayılmıyor henüz. Düşük bir oranda, yüzde 10’un altında seyrediyor görüldüğü ülkelerde. Ama şöyle bir tehdit var, o yüzden çok yakın izliyoruz, insanlarda dolaşmaya devam ettiği için hastalık yaptıkça değişime uğrama riski var. Üzerinde mutasyon biriktirme riski var ve bu kazandığı yeni mutasyonlar onu Delta'dan daha avantajlı hale getirebilir yayılım açısından. Birdenbire nasıl Delta Alfa varyantını süpürdüyse Mu varyantı da Delta’yı süpürebilir ve bu da aşıların etkisini azaltabilir. İşte bizim bütün gayretimiz, bütün dünyanın gayreti, aşıdan kaçan daha bulaşıcı varyantlar çıkmadan önce salgını kontrol altına alabilmek’ şeklinde konuştu.
AŞILARIN UZUN VADEDE KORUMA DOLZARINI HENÜZ BİLMİYORUZ
Salgınla mücadelenin şüphesiz k en önemli ayağının koronavirüs aşıları olduğunu belirten Azap, şu ana kadar üretilen ve kullanılan aşıların hiç birinin kötü olmadığını sadece dozlarının uznlukları hakkımda henüz bilgi sahibi olmadıklarını belirterek, ‘Şu anda acil kullanım onayı almış 12 farklı aşının hepsi, DSÖ’nün istemiş olduğu yüzde 50’den daha fazla korumayı sağlıyor. Ama bütün aşılar için şöyle bir sorun var, henüz bir insanı uzun süreli hastalıktan koruyacak primer doz şeması belli olmadı. Örneğin bu, Hepatit B için 0, 1 ve 6. aylarda yapılan 3 doz aşıdır. Hepatit A için 0 ve 6. aylarda yapılan 2 doz aşıdır. Bizim ülkemizde uygulanan her iki aşı için de bir 3. doz gerekliliği var gibi görünüyor. Ama bu 3. dozun aralığı inaktif virüs aşısında (Sinovac) bağışıklık daha erken azaldığı için 3 ay gibi makul görünürken BioNTech için 8-9 ay olacak gibi görünüyor’ dedi.
SEYAHAT İÇİN 4 DOZ GEREKLİ OLMAMALI
Kronik hastalığı bulunmayan ve risk grubunda olmayanların 2 doz aşılarının üzerine 3. Doz aşı yaptırmalarının gerekli olmadığına dikkat çeken Azap, ‘Çünkü mRNA aşılarında 2 dozun da ağır hastalık ve ölümden korumaya etkisi epeyce uzun devam ediyor. Ama bazı risk gruplarına yapılması faydalı olabilir. Zaten dünyadaki pek çok ülke bunu yapıyor, DSÖ de tam olarak bunu söylüyor. Zira dünya'nın tamamında aşılamayı belli bir orana ulaştıramadan üçüncü dozlara geçseniz bile, aşılanmanın düşük yapıldığı ülkelerde virüs değişime uğrayıp aşıdan kaçabilir hale gelecek. Ondan sonra da siz toplumun yüzde 90’ını 3 doz aşılsanız bile insanlar hasta olacak. Bütün aşılama çöpe gitmiş olacak. Biz KLİMİK Derneği olarak da zaten özellikle Sinovac sonrası 3. Dozunu BioNTech ile olanların 4 dozdan kaçınması gerektiğine dikkat çektik. Maalesef dünya bu konuda çok kötü bir sınav veriyor. Seyahat gerekliliği yüzünden insanlar gerekmediği halde 4. dozlarını olmak zorunda kalıyorlar. DSÖ gibi kurumların bunu düzeltmesi lazım" şeklinde konuştu’ değerlendirmesinde bulundu.
AŞILANANLAR DAHA ÇABUK İYİLEŞİYOR
İki doz aşılarını yaptıran kişilerin genelinde koronavirüs görülse bile, hastaların salgını çok hafif atlattığını belirten Azap, ‘Bu çok yanlış. Aşılananlar hastalansa da her zaman aşılanmayanlara göre daha az bulaştırıyor. İngiltere'de çok güzel bir çalışma şunu gösterdi bize, aşılanmış bir birey hastalansa aynı hanede ev halkına hastalığı bulaştırma riski aşısızlara göre yarı yarıya düşük. Yani bir evde 4 kişi yaşıyorsa, aşılanmamış biri hastalığı 2 kişiye bulaştırırken aşılı birey sadece 1 kişiyi enfekte ediyor. ‘Nasıl olsa hastalanacağım’ diye bir şey yok. Hastalanma olasılığınızı da yüzde 60’dan fazla azaltıyor tüm aşılar. Ayrıca hastalansanız dahi kesin olarak hafif geçirmenizi sağlıyor. Hastalığı şiddetli geçirdiğiniz zaman hasar kalma riski çok daha yüksek. Akciğerlerde hasara, felç gibi, kalp krizi gibi durumlara sebep olabiliyor. Dolayısıyla hafif geçirdiğiniz zaman, bunlardan da korunuyorsunuz’ açıklamasında bulundu.