Şair, yazar ve mütefekkir necip fazıl kısakürek'in çalışma masası, el yazıları, fotoğrafları, gözyaşlarını biriktirdiği mendili, bastonu, kıyafetleri, sıklıkla dinlediği çaykovski, puccini ve verdi plakları, necip fazıl kısakürek kültür ve araştırma vakfı'nda açılan kalıcı sergide yerini aldı.
Necip fazıl kısakürek kültür ve araştırma vakfı mütevelli heyeti üyesi de olan osman kısakürek, vakfın ümraniye'de bugün ziyarete açılan binasında sergide yer alan eşyaları ve babasıyla yaşadığı anılarını anlattı.
Osman kısakürek, sergideki eşyalara baktığında çocukluk yıllarının aklına geldiğini belirterek, "o kadar çok şey var ki burada. bakarken tüylerim diken diken. hani derler ya 'gözlerim doldu, ağzım kilitlendi' dedi.
Necip fazıl kısakürek'in müthiş bir baba olduğunu aktaran osman kısakürek, babasının dünyanın en sert ama aynı zamanda en yumuşak kalpli insanı olduğunu dile getirdi.
Babasının sohbet esnasında birçok konudan bahsettiğinin altını çizen osman kısakürek, necip fazıl'ın vefatından birkaç ay önce yine böyle bir sohbet esnasında abdulhakim arvasi'yi rüyasında gördüğünü anlattığını ve bu rüyayı "demek ki efendi beni çağırıyor" diye yorumladığına dikkati çekti.
Osman kısakürek, babasının ses tonunun yalnızca neşeli olduğu zaman yükseldiğini dile getirerek, "o zamanlarda (anneme) 'neslihaaan!' derdi. yoksa kızdığı zaman hiddetlenmezdi. görmezdik ki biz. belki kızardı ama bizim yanımızda hiç olmamıştır. bilmiyorum, mehmed ağabeyim daha iyi hatırlar o çocukluk devirlerini. hiç öyle sert münakaşaların olduğu veya yeni tabirle karı-koca kavgalarının olduğu bir ortamda büyümedik. öyle şeyler görmedik." diye konuştu.
Henüz 24 yaşındayken ilk şiir kitabı "kaldırımlar"ı yayımlayan necip fazıl kısakürek, 25 mayıs 1983'te vefat edene kadar, aralarında "çile", "canım istanbul", "tohum" ve "bir adam yaratmak" adlı eserlerinin de bulunduğu çok sayıda kitap, yazı ve makale kaleme aldı.
"üstadı anladığınız, ne istediğini bildiğiniz zaman çok kolay. neşeli bile. sabahleyin ben erkenden gelirdim. üstadın çayı, sobası, temizliği yapılmış olurdu. erkek ne kadar temiz yapabilir? o, çok temizdi.
Bir gün benden sonra geldi. 'çay hazır mı' dedi. 'hazır' dedim. aferin deyip sandalyeyi istedi. 'tut elimden' dedi, tuttum. sandalyenin üzerine çıktı. gaz sobalarını bilirsiniz, eskiden vardı. borunun üstüne elini uzattı. şöyle bir sildi, baktı, 'aferin. işte temizlik böyle olur.' dedi. yani temizlikten titizliğe, intizamdan disipline…-
Sabah her şey hazır olacak. yapılacak işlerinin listesi olurdu. bir, matbaaya gidilecek. iki, baskı takip edilecek. üç, gazeteye yazı gidecek. dört. beş. altı, yedi, sekiz dokuz. maddeler bitince, onuncu madde ise 'iş düşünülecek. yeni yapacak işi düşüneceksin. benim söylememe gerek yok.' derdi.
Anne ve babasının ev yaşamına da değinen osman kısakürek, annesinin babasına asla "necip" ya da "sen" diye hitap etmediğini, kendilerini de bu terbiyeyle yetiştirdiğini vurguladı.