Ünlüler ifşa, ünlü şarkıcıların klipleri, shyma, facebook, sosyal medya fotoğrafları galerimizde.
Ünlü şarkıcının klibinde yaptıkları hayatını kararttı
Ünlü şarkıcı klibinde öyle bir şey yaptı ki herkes hayrete düştü.
Mısırda ünlü şarkıcı klibinde o meyveyi çekici bir şekilde yeyince başına iş açtı.
Mısır'da shyma adlı pop şarkıcısı son klibinde yediği muz yüzünden tutuklandı...
Mısır'da şarkıcı shyma, son klibinde iç çamaşırlarıyla çekici şekilde muz yediği gerekçesiyle tutuklandı.
Ünlü şarkıcının tutuklanması kararında "kadının ilişki objesi olmadığını" açıklayan mısır mahkemesi, 18 yaşının altındaki çocuklarında kolayca erişebileceği bir klibin, bu şekilde +18 içerikli olmaması gerektiğine kararını alarak şarkıcının tutuklanması kararını verdi. kararda, mısırlı şarkıcının kullandığı figürlerin 'ahlaksızlığa' sürüklediği belirtildi.
İşte o klipten bazı karelerle sizi baş başa bırakıyoruz...
Genç şarkıcı ise klibin üzerine gelen tepkilerin ardından facebook hesabında, "klibi izleyenler ve onu uygunsuz bir şekilde anlayan herkesten özür diliyorum" ifadesini kullandı.
Shyma, klibin ardından bu şekilde sert tepkilerin geleceğini tahmin etmediğini söyledi.
Peki şarkıcının klibinden dolayı ceza vermeyi uygun bulan mısır kenti nasıl bir yer ve nasıl yönetilir görelim.
Mısır kenti nasıl bir yer?
Etnik yapı: mısır halkının yaklaşık % 91'ini araplar oluşturmaktadır. arapların % 91.5'i müslüman, kalanı hristiyandır. ikinci önemli etnik unsur nüfusun % 7'sini oluşturan kıptilerdir. kıptilerin tamamı hristiyandır. kıptilerin kendilerine özel bir dilleri vardır. ancak bugün artık kıptice konuşan kalmamıştır ve kıptiler de arapça konuşmaktadırlar. kalan nüfusu avrupalı hristiyan etnik unsurlarla, nubiyalı, beja, arnavut, berberi gibi değişik kökenlerden gelen müslüman etnik unsurlar oluşturmaktadır.
Dil: resmi dili arapça'dır. halkın tamamına yakını arapça konuşur. bazı küçük etnik unsurlar kendi aralarında mahalli dillerini konuşurlar.
Din: resmi din islâm'dır. halkın % 91'i müslümandır. kalan nüfusu kıpti kökenli ortodoks hristiyanlar (kıptiler diğer ortodokslardan farklı bir inanca sahiptirler), rum kökenli ortodokslar, arap kökenli maruni hristiyanlar ve çeşitli avrupa ülkelerinden mısır'a yerleşmiş olan katolik ve protestan hristiyanlar oluşturmaktadır. müslümanların tamamına yakını sünni, çoğunluğu şafii, önemli bir kısmı da hanefidir.
Yönetim şekli: mısır görünüşte çok partili demokratik bir sistemle yönetilmektedir. ülke 11 eylül 1971'de yürürlüğe konan anayasayla yönetilmektedir. en üst yönetici olan cumhurbaşkanı geniş yetkilere sahiptir. cumhurbaşkanı genel seçimle belirlenir. ancak 1952 darbesinden sonra gerçekleştirilen bütün cumhurbaşkanlığı seçimleri tek adaylı olmuş ve o tek aday da oyların hep % 90'dan fazlasını almıştır. başbakan cumhurbaşkanı tarafından tayin edilir. yasama yetkisi 454 üyeli ve üyeleri genel seçimle belirlenen parlamentodadır. ancak seçimler açık oy, gizli sayım usulüyle yapıldığından halkın büyük bir çoğunluğu mevcut sisteme karşı olduğu halde iktidar partisi her seçimde oyların % 90'dan fazlasını almaktadır. muhalefet partileri adil ve dürüst olmadığı gerekçesiyle 1991'de gerçekleştirilen genel seçimleri boykot ettiler. mısır'da yakın zamana kadar evlilik, boşanma gibi özel haller hakkında islâm hükümleri, ticarette, cezalandırmada ve idari mekanizmada ise avrupa'dan ithal edilmiş kanunlar uygulanıyordu. ancak birkaç ay önce özel haller kanunu da avrupa sistemine uydurularak tüm hukuk sistemi batı'dan ithal edilen kanunlara göre şekillendirildi. mısır, bm, ikö (islâm konferansı örgütü), arap birliği, afrika birliği örgütü, ımf (uluslararası para fonu), islâm kalkınma bankası gibi uluslararası örgütlere üyedir.
Tarihi: mısır, hz. ömer (r.a.) döneminde amr ibnu as (r.a.) komutasındaki islâm ordusu tarafından 639 - 642 yılları arasında fethedilmiştir. bu tarihten sonra mısır, 868 yılına kadar hilafete bağlı valiler tarafından yönetildi. 868'de mısır'ın yönetimi türk asıllı tolunlular'ın eline geçti. tolunlular'ın yönetimi 905'e kadar sürdü. bu tarihten sonra yine yeniden hilafeti temsil eden abbasilerin eline geçti ve 934'e kadar onların yönetiminde kaldı. 934'te mısır'da ihşidiler adında ikinci bir türk hanedanlığı kuruldu. ihşidiler'in yönetimi 969'a kadar sürdü. bu tarihte mısır'a daha önce merkezleri tunus'ta bulunan fatımiler hâkim oldular ve 972'de de merkezlerini kahire'ye taşıdılar. (fatımiler hakkında ayrıca geçen ayki sayımızda tanıttığımız tunus'un tarihine bakabilirsiniz.) fatımiler her tarafta kendi inançlarını yaymak için çeşitli baskı yollarına başvuruyorlardı. fatımilerin mısır'daki saltanatları 1171'e kadar sürdü. bu tarihte mısır, salahuddin eyyubi'nin kurmuş olduğu eyyubiler devletinin hâkimiyetine geçti. eyyubiler de mısır'a 1250'ye kadar hükmettiler. bu tarihten sonra mısır'a memlükler hükmetmeye başladılar. memlükler bağdat'ın moğollar tarafından işgal edilmesinden sonra abbasi hilafetinin kahire'de varlığını sürdürmesine imkân sağladılar. memlüklerin saltanatı 1517'de mısır'ın osmanlılar tarafından fethedilmesine kadar sürdü. mısır, osmanlılar tarafından fethedildiğinde hilafet de osmanlı devleti'ne geçti. bu tarihten sonra mısır osmanlı devleti'ne yani hilafete bağlı bir vali tarafından yönetilmeye başladı. ancak 1805'te mısır valisi olan kavalalı mehmed ali paşa hilafete baş kaldırarak mısır'da yarı bağımsız bir yönetim oluşturdu. mehmet ali paşa'dan sonra da onun ailesinden gelen şahıslar vali sıfatıyla ancak babıali'den kopuk bir şekilde mısır'ı yönetmeye devam ettiler.
Bu valilerin ülkeyi yönettikleri dönemlerde ingilizler de çeşitli yollardan mısır'a girmiş, bu ülkede hükümet üzerinde söz sahibi olmaya başlamışlardı. 1914'te de tamamen ingilizler tarafından işgal edildi. ingilizlerin doğrudan işgalleri 1922'ye kadar sürdü. 15 mart 1922'de ülkeye resmi olarak bağımsızlık verildi. ancak yönetim yine büyük ölçüde ingilizlerin direktifleri doğrultusunda hareket ediyordu. bağımsızlık sonrasında ı. fuad, mısır krallığına getirildi. 1936'da onun ölmesi üzerine oğlu faruk krallığa geçti.kral faruk'un yönetimine 26 temmuz 1952'de gerçekleştirilen askeri darbeyle son verildi. darbeden sonra tümgeneral muhammed necib devlet başkanı oldu. ancak iki yıl sonra 25 şubat 1954'te cemal abdünnasır yönetime el koyarak necib'i görevden uzaklaştırdı. abdünnasır dönemi tam bir dikta ve zulüm dönemidir. abdulkadir udeh ve seyyid kutub başta olmak üzere çok sayıda müslüman ilim adamı ve düşünür onun zamanında idam edilmiştir. abdünnasır zulmünden en çok nasip alanlar müslüman kardeşler cemaatinin mensupları olmuştur. bu cemaatten pek çok kimse hapse atıldı ve çoğunluğu ancak abdünnasır'ın ölümünden sonra hapisten çıkabildi. abdünnasır sosyalist anlayışa dayalı bir arap milliyetçiliğini savunmuştur. onun fikirleri pek çok arap ülkesine nasırcılık adıyla yayılmıştır.