Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Başkanı Şerafettin Aras, dünyanın önde gelen deniz yolu şirketlerinin, konteyner trafiğinin üçte birinin gerçekleştiği Kızıldeniz'den geçişlerini durdurduklarını açıkladı. Aras, güvenlik sorunlarının devam etmesi durumunda zorunlu güzergah değişikliklerine işaret ederek, bu durumun Akdeniz ve Karadeniz'e deniz yoluyla taşıma süresini 15-20 gün, Avrupa'ya taşıma süresini de 15 gün uzatacağını belirtti. UND Başkanı'nın açıklamalarına göre, Kızıldeniz'deki sorunlar nedeniyle Orta Koridor'un stratejik önemi daha da artmış durumda. Bu koridor, Asya ile Avrupa arasında güvenilir ve etkili bir ticaret yolu sağlamaktadır. Türkiye'nin bölgedeki lojistik gücünü kullanarak Orta Koridor'daki potansiyeli tam anlamıyla ortaya koyması, dünya ticaretine önemli bir katkı sağlaması anlamına gelmektedir.
UND Başkanı'nın açıklamaları, Kızıldeniz'deki güvenlik sorunlarının küresel deniz ticaretini etkileyebileceği endişelerini yansıtmaktadır. Aras, Kızıldeniz rotasının kullanılamaz hale gelmesi durumunda alternatif güzergahlar arayışına gidilebileceği ve bu durumun taşıma sürelerini önemli ölçüde artırabileceği “Orta Koridor'un sahip olduğu potansiyeli dünya ticaretine tamamıyla sunabilmesi için iyileştirme çalışmaları ve yatırımlarda, Türkiye olarak bölgedeki lojistik gücümüzle lider rol üstlenmeliyiz.” sözleriyle vurguladı.
"Gelişmeler, uluslararası koridor savaşlarını da yeni boyutlara taşıdı."
Şerafettin Aras, Çin'in yeni yılına denk gelen dönemde Panama Kanalı'ndaki yoğunluğun uzun transit sürelerle birlikte kısa vadede fiyat artışlarına sebep olabileceğini “Asya ile Kuzey Avrupa arasındaki her gidiş dönüş için 1 milyon dolara kadar ekstra yakıt maliyetine yol açacağı hesaplanıyor. 2023 yılında dünya ticaretinde yaşanan yüzde 5'lik daralma, ticaretin daha maliyet-etkin rotalar ihtiyacı olduğunu ortaya koydu." sözleriyle belirtti. Olayları Türkiye açısından değerlendiren Aras, gelişmelerin "uluslararası koridor savaşlarını da yeni boyutlara taşıdığını" söyledi.
Çin'in yatırım tutarı 1 trilyon dolara ulaştı
Şerafettin Aras, Çin'in Avrasya ve Afrika'daki kara yolu, demir yolu ve diğer altyapı projelerine yönelik yatırım tutarının 1 trilyon dolara ulaştığını açıkladı. Aras, Çin'in stratejik dış politika girişimi olarak nitelendirdiği Kuşak ve Yol projesine dikkat çekerek, "Avrupa ve ötesine yönelik 40-45 günlük ticaret sürelerini azaltıp ticaret mallarına yeni pazarlar yaratmak amacıyla yürüttüğü bu projede Çin, 150 ülke ve 30 uluslararası kuruluş ile 200’ün üzerinde anlaşma imzalayarak önemli bir ekonomik etki alanı yaratmış bulunuyor." ifadesini kullandı.
Kovid-19'un Çin'e olan tedarik bağımlılığını azaltması gündem oldu
Şerafettin Aras, Kovid-19 salgını sonrası küresel tedarik zincirindeki Çin'e olan bağımlılığı kırmaya yönelik başlatılan dönüşüm sürecinde, yeni tedarik zinciri stratejileri ve ulaşım projelerinin gündeme geldiğini belirtti. Aras, salgın sürecinde ortaya çıkan zorluklar ve riskler nedeniyle birçok şirketin tedarik zinciri stratejilerini gözden geçirdiğini ve Çin'e olan bağımlılığı azaltmaya yönelik çabaların arttığını şu sözlerle ifade etti:
"Bölgemizde süregelen koridor savaşlarında Türkiye'den başlayarak Kafkasya'ya, buradan da Hazar Denizi üzerinden Türkmenistan ve Kazakistan'a ve Çin'e ulaşan Hazar Geçişli Doğu-Batı Orta Koridor (Orta Koridor) projesi, dünya lojistik gündemine 2000'li yılların başlarında girmeye başlayan 'Modern İpek Yolu' kavramının etkin bir güzergahı olarak ciddi bir potansiyel ile öne çıkmaktadır. Kızıldeniz'de yaşanan sorun, Asya ile Kuzey Avrupa arasındaki ticaretin sürdürülebilirliği için Orta Koridor'u eskisinden daha da kritik bir konuma getirdi. Bu Koridor'un sahip olduğu potansiyeli Avrupa-Asya ticareti başta olmak üzere, dünya ticaretine tamamıyla sunabilmesi için acilen hayata geçirilmesi gereken iyileştirme çalışmaları ve yatırımlarda, Türkiye olarak bölgedeki lojistik gücümüzle lider rol üstlenmeliyiz."
'Tedarik zinciri krizi'
Yemen'deki Husilerin, İsrail'in Gazze'ye saldırılarının ardından çok sayıda şirket gemi güvenliği için Kızıldeniz'deki seferlerini durdurma kararı almıştı. Husilerin saldırıları, Akdeniz'i Kızıldeniz'e bağlayarak Avrupa ile Asya arasındaki en kısa rotayı sunan ve küresel ticaretin yaklaşık yüzde 12'sinin yapıldığı Süveyş Kanalı'ndan geçişleri tehlikeye atarken, Kızıldeniz'de ticari gemilerin uğradığı saldırılar ve şirketlerin peş peşe aldığı kararlar, küresel ekonomide yeni bir "tedarik zinciri krizi"nin başlayacağına ilişkin endişeleri artırmıştı.