Türkiye’nin İsrail ile ticareti, Tel Aviv ordusunun Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilere yönelik katliamı sonrasında önemli oranda düştü. Öte yandan Filistin’e yapılan yardımların ise kesintisiz olarak devam ettiği kaydedildi.
Türkiye, İsrail ile ticareti azalttı
AA’da yer alan habere göre; İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının 7 Ekim 2023 ile 20 Mart 2024 tarihleri arasındaki süreçte, Türkiye ile İsrail arasındaki ticaret hacmi ciddi şekilde azaldı. Bu dönemde Türkiye'nin İsrail'e ihracatı yüzde 30, İsrail'den yapılan ithalatı ise yüzde 43,4 oranında düşüş gösterdi.
Türkiye'deki vatandaşlar ve şirketler, İsrail'in insanlık dışı saldırılarına tepki olarak bu ülkeye yönelik ticaretlerini durdurma ve siparişlerini iptal etme eğilimine girdiler. Artık ticaretin büyük bir kısmı, devlet şirketleri yerine uluslararası firmalar aracılığıyla gerçekleştiriliyor. Ayrıca, İsrail'e transit ticaret konusu olan ürünlerin Türkiye limanlarına uğrayan gemilerinin sonraki rotaları da bu şekilde belirleniyor. Türkiye, Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarını kabul ediyor ve İsrail'in terör saldırılarına ilişkin BM kararlarına destek veriyor.
Filistin malları mecburi olarak İsrail üzerinden geçiyor
Türkiye'den Filistin'e yönelik ihracat, Filistin'in kendi gümrüklerinin olmaması nedeniyle genellikle İsrail üzerinden gerçekleşiyor. Bu durumda, Türkiye'den gönderilen mallar, İsrail gümrükleri aracılığıyla Filistin'e ulaştırılıyor. Özellikle deniz yoluyla yapılan ihracatın büyük bir kısmı Hayfa ve Aşdod limanları üzerinden İsrail'e giriş yapıyor ve ardından Filistin/Batı Şeria'ya naklediliyor. Ancak, bu malların transit geçişlerinde varış noktası olarak genellikle İsrail gösteriliyor ve "via Israel" ibaresi kullanılıyor.
İsrail, Oslo Anlaşmaları'na atıfta bulunarak, üçüncü ülkelerin Filistin ile doğrudan kurduğu yasal ilişkileri tanımıyor. Bu nedenle, Türkiye'nin Filistin'e yönelik ihracatı da İsrail üzerinden gerçekleştiriliyor ve bu durum ticari ilişkilerin dinamiğini etkiliyor.
Filistin'e yapılan ihracatın bir kısmı doğrudan Batı Şeria veya Gazze'deki yerel şirketlere ulaştırılıyor. Bununla birlikte, bölgedeki bazı tüccarlar ve iş insanları, malları İsrail'de mevzuata uygun bir şekilde millileştirmek için çeşitli yöntemler kullanıyor. Bu sayede, mallar iç ticaret gibi gösterilerek İsrail üzerinden Filistin'e naklediliyor. Bu ticari süreç, Türkiye'nin Filistin ile olan ticari ilişkilerinde önemli bir rol oynuyor ve süreçteki mevcut dinamikler dikkatle takip ediliyor.
İsrailliler, Filistinlilere satmak üzere Türkiye’den mal alıyor
İsrail'deki tüccarlar, Türkiye'den mal alarak Filistinli tüccarlara satış yaparken, bazı Filistinli iş insanları da İsrail'e satmak üzere Türkiye'den ithalat gerçekleştiriyor. İsrail vatandaşı olan Filistinliler, Türkiye'den aldıkları ürünlerin bir kısmını İsrail'de tüketirken diğer bir kısmını ise Batı Şeria ve Gazze bölgelerine satıyor. Bu ticari faaliyetlerin sonucunda, ulusal ticaret istatistiklerine yansıyan verilerde, Filistin'e yapılan ticaretin büyük bir kısmı İsrail olarak kaydediliyor.
Özellikle İsrail'in, üçüncü ülkelerin Filistin ile yaptığı ticareti sınırlaması ve Gazze'den Mısır'a açılan Refah Sınır Kapısı'ndan ticari işlemlere izin vermemesi nedeniyle, mevcut durumda ticaretin büyük bir kısmı İsrail üzerinden gerçekleşmek zorunda kalıyor.
Filistin yardımları kesintisiz sürüyor
Türkiye, Filistin'in adil mücadelesini desteklemeye devam ediyor ve bu desteği siyaset üstü bir şekilde sürdürüyor. Bugüne kadar Gazze'ye yaklaşık 7 bin 400 ton insani yardım gönderildi. Bu yardımlar arasında ambulanslar, ilaçlar, tıbbi malzemeler, sahra hastanesi ekipmanları, jeneratörler, taşınabilir güç kaynakları, seyyar aşevleri ve barınma malzemeleri gibi çeşitli yardım türleri bulunuyor. Gazze Türk-Filistin Dostluk Hastanesi'nin İsrail saldırıları nedeniyle faaliyetlerine ara vermek zorunda kalmasından dolayı Türkiye'de tedavi gören kanser hastaları ve diğer birçok hasta da bu yardımlardan faydalanıyor. Bu hastalar arasında birçok çocuk da bulunuyor.
Ayrıca, Gazze'de sahra hastanesi kurma çalışmaları hızla devam ediyor. İnsani durumun ciddiyeti göz önüne alınarak, geçen yıl yapılan 10 milyon dolarlık katkıya ek olarak, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'na 1 milyon dolar daha katkı sağlandı.