Türkiye Yeni Siber Güvenlik Teşkilatını Kuruyor

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bünyesinde siber güvenlik konularında faaliyet gösteren bir genel müdürlüğün bulunduğunu hatırlatan Fidan, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve Emniyet Teşkilatı’nın da bu konuda önemli rol oynadığını vurguladı. Ancak, hükümetin gündemine getirilen yeni bir tasarıyla bağımsız bir siber güvenlik teşkilatının kurulmasının planlandığını belirtti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da bu konuda irade gösterdiğini söyleyen Fidan, yeni teşkilatın çok yakında faaliyete geçeceği sinyalini verdi.

Siber Güvenlik Teşkilatının Önemi Artıyor

Türkiye’de siber güvenlik farkındalığı giderek artarken, devletin bu alanda attığı adımlar dikkat çekiyor. Hakan Fidan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bünyesinde halihazırda bir genel müdürlüğün siber güvenlik alanında çalışmalar yaptığını, ancak küresel tehditlerin boyutları ve devlet sırlarının korunması gerektiği düşünülerek müstakil bir teşkilatın gündeme getirildiğini açıkladı. MİT ve Emniyet Teşkilatı'nın da bu süreçte önemli roller üstlendiğini belirten Fidan, yeni kurulacak yapının bu kurumlarla iş birliği içinde çalışacağını kaydetti.

Fidan, ayrıca Türkiye’nin diplomatik misyonlarının korunmasına da büyük önem verdiklerini belirtti. Dünyanın en büyük üçüncü diplomatik ağına sahip olan Türkiye’nin, bu alandaki sırlarının çalınmaması gerektiğine vurgu yapan Fidan, bilişim güvenliği ve kripto güvenliği konularının hayati olduğunu söyledi. Fidan, bu alandaki eksiklerin hızla kapatılması için çalışmaların hızla sürdüğünü belirtti.

Lübnan’daki Gelişmeler ve İsrail-Hizbullah Gerilimi

Fidan, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na katılarak bölgesel gelişmelere dair de açıklamalarda bulundu. İsrail’in, Lübnan’da son dönemde gerçekleşen saldırılarda elektronik cihazlar kullanarak fırsat operasyonları yürüttüğünü söyledi. Özellikle telsiz ve çağrı cihazlarına yönelik saldırıların bir süredir devam ettiğini belirten Fidan, bu saldırıların İsrail’in Hizbullah’a karşı yürüttüğü bir strateji olduğunu kaydetti. İsrail’in, Hizbullah’ın yapacağı satın almaları teknik ve insani istihbarat kaynaklarıyla önceden öğrenerek bu durumu fırsata çevirdiğini ifade etti.

Son dönemde Lübnan’da yaşanan patlamaların bölgedeki gerilimi daha da artırdığını belirten Fidan, “Bu durum, Hizbullah’ın ve İran’ın karşılık vermek zorunda kalacağı bir noktaya doğru gidiyor” dedi. Fidan, İsrail’in operasyonlarının giderek daha provokatif hale geldiğini ve bölgedeki gerilimin kaygı verici bir tırmanış içinde olduğunu vurguladı.

Türkiye ve Suriye İlişkilerinde Normalleşme Çabaları

Bakan Fidan, Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin normalleşme sürecine dair de önemli açıklamalarda bulundu. Fidan, Türkiye’nin mülteciler ve terörle mücadele konularında net bir duruş sergilediğini belirterek, “Cumhurbaşkanımızın bu konuda vizyonu fevkalade net. Kurumlarımız da son derece bilgili ve koordineli bir şekilde çalışıyor” dedi. Türkiye’nin, özellikle terörle mücadele ve mülteci sorunu konusunda etkili adımlar attığını ifade eden Fidan, normalleşme sürecinin önünde bazı sorunların çözülmesi gerektiğini belirtti.

ABD ile F-35 ve S-400 Gerilimi: CAATSA Yaptırımları

ABD ile yaşanan F-35 ve S-400 sorunlarına da değinen Fidan, Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Karşılık Verme Yasası (CAATSA) kapsamında yaşanan gerginliklerin iki ülke ilişkilerinde ciddi bir ayak bağı oluşturduğunu söyledi. Türkiye’nin bu yaptırımlar nedeniyle F-35 projesine katılamadığını ifade eden Fidan, “Bu konu çözülürse, F-35 ile ilgili bir adım atmak da mümkün olabilir” diyerek, iki ülkenin bu konuda karşılıklı olarak anlaşma arayışında olduğunu belirtti.

BRICS Üyeliği ve AB Entegrasyonu

Fidan, Türkiye’nin BRICS’e olan ilgisi hakkında da açıklamalarda bulundu. “AB ile ekonomik entegrasyon üyelikle taçlansaydı, bugün bu tür arayışlar içinde olmayacaktık” diyen Fidan, BRICS ve ASEAN gibi ekonomik birliklere yakın baktıklarını ifade etti. Fidan, Türkiye’nin bu tür birlikler içinde yer alarak ekonomik anlamda daha güçlü bir pozisyon elde etmeyi hedeflediğini söyledi.

Yeni siber güvenlik teşkilatının kurulması ve Türkiye’nin dış politikadaki adımları, gelecekte Türkiye’nin bölgesel ve uluslararası arenada güvenlik, ekonomi ve teknoloji alanlarında daha güçlü bir aktör olma yolunda ilerlediğini gösteriyor.