İstanbul'un Küçükçekmece ilçesi Mehmet Akif Mahallesi'nde, 23 yaşındaki Öznur Akkaya, boşanma aşamasında olduğu eşi Gökhan Akkaya tarafından sokak ortasında bıçaklandı. Olay, 13 Ağustos 2024 akşamı saat 21.00 sıralarında meydana geldi. Görgü tanıklarının ifadelerine göre, kaldırımda tartışan çiftin tartışması kısa sürede kavgaya dönüştü. Gökhan Akkaya, yanındaki bıçakla Öznur Akkaya'ya defalarca bıçak darbesi vurdu. Ağır yaralanan genç kadın, kanlar içinde yere yığıldı.
Çevredeki vatandaşlar, saldırganı yakalayarak durdurmaya çalıştı. Ancak olay yerine gelen polis ekipleri, linç edilmek istenen Gökhan Akkaya'yı gözaltına aldı. Ambulansla hastaneye kaldırılan Öznur Akkaya, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Bu trajik olay, genç bir kadının daha hayattan koparılmasına neden oldu.
Bağcılar'da Tartışma Ölümle Sonuçlandı
İstanbul'un bir diğer ilçesi Bağcılar'da, Yıldıztepe Mahallesi'nde bir kadın daha eşinin saldırısına maruz kalarak hayatını kaybetti. 14 Ağustos 2024 günü öğle saatlerinde, İ.Ç. ile eşi K.Ç. arasında henüz bilinmeyen bir sebeple tartışma çıktı. Tartışmanın şiddetlenmesi üzerine İ.Ç, eline aldığı bıçakla eşini yaraladı. Apartman sakinlerinin ihbarı üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi yapılan K.Ç, ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Ancak yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
K.Ç'nin ölümünün ardından eşi İ.Ç, polis ekipleri tarafından gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen İ.Ç, "kasten öldürme" suçundan yargılanacak.
Ankara'da Cinayet ve İntihar
Ankara'nın Mamak ilçesi de bir kadın cinayeti ve ardından intihar olayıyla sarsıldı. Durali Alıç Mahallesi'nde, 14 Ağustos 2024 tarihinde, boşanma aşamasında olan B.B. ve Z.B. çifti, otomobilde tartışmaya başladı. Tartışmanın şiddetlenmesi üzerine B.B, yanındaki tabancayla eşi Z.B'ye ateş etti. Ardından aynı silahla kendisini de vurarak intihar etti.
Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri, hem B.B'nin hem de Z.B'nin hayatını kaybettiğini belirledi. Cenazeler, savcının incelemesinin ardından Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Bu olay, Türkiye'de boşanma süreçlerinin nasıl bir trajediye dönüşebileceğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Son 24 Saatte 3 Kadın Cinayeti: Türkiye'nin Kapanmayan Yarası
Türkiye, kadın cinayetleri konusunda ne yazık ki ürkütücü bir tabloyla karşı karşıya. Son 24 saat içinde yaşanan bu üç olay, ülkede kadınların şiddet ve cinayet tehdidi altında olduğunu bir kez daha hatırlattı. Özellikle boşanma aşamasındaki kadınlar, eski eşleri veya ayrılma sürecinde oldukları erkekler tarafından hedef alınıyor.
Bu tür olaylar, toplumda büyük bir öfke ve üzüntü yaratırken, yetkililere ve toplumun tüm kesimlerine kadınların korunması için daha etkili önlemler alınması çağrısı yapılıyor. Kadın cinayetlerine karşı caydırıcı cezaların uygulanması ve toplumsal farkındalığın artırılması için daha fazla çaba sarf edilmesi gerektiği her geçen gün daha da belirgin hale geliyor.
Geçmişten Gelen Acı: Arnavutköy Cinayeti
Bu tür cinayetlerin sayısı her geçen gün artarken, kamuoyunda büyük yankı uyandıran bir diğer olay da 10 Ağustos 2024 tarihinde İstanbul Arnavutköy'de yaşandı. Serpil G., boşanma aşamasında olduğu eşi Harun G. tarafından sokak ortasında silahla vurularak öldürüldü. Harun G., olay yerine gelen polislere silahını teslim ederek gözaltına alındı. Bu olay da toplumda büyük bir infial yaratmış ve kadın cinayetlerine karşı tepkileri artırmıştı.
Kadın Cinayetlerine Karşı Mücadele
Türkiye'de kadın cinayetlerinin artarak devam etmesi, toplumun her kesiminde derin bir üzüntü ve öfkeye yol açıyor. Bu tür olayların önüne geçilmesi için yasal düzenlemelerin gözden geçirilmesi, kadınların korunması için daha etkin önlemlerin alınması ve toplumsal bilinçlendirme çalışmalarının artırılması gerekiyor.
Kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin engellenmesi için alınacak tedbirler, sadece yasal düzenlemelerle sınırlı kalmamalı; toplumun tüm kesimlerinde köklü bir zihniyet değişikliği sağlanmalıdır. Eğitimden medyaya, hukuk sisteminden toplumsal cinsiyet eşitliğine kadar her alanda yapılacak reformlar, kadınların maruz kaldığı şiddetin önlenmesi için hayati önem taşımaktadır.
Bu trajik olaylar, Türkiye’de kadınların güvenliğini sağlamak ve şiddeti önlemek için acil önlemler alınması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. Kadınların yaşam hakkının korunması, toplumun ortak sorumluluğudur ve bu konuda atılacak adımlar, Türkiye’nin geleceği için büyük önem taşımaktadır.