'Türk Dünyasının Sorunlarına Aynı Ağırlıkta Eğilmeliyiz'

Türk dünyası konusunun son dönemlerde iyice gündeme oturması ve ülkeler arasında ilişkilerin had safhaya ulaşması hiç kuşkusuz bizleri geleceğe umutla bakmağa yönlendiriyor. Gerek devlet başkanları, gerekse de toplum nezdinde yapılan çalışmalar olukça manidardır. Bu çalışmaların özellikle Karabağ zaferinden sonra, Zengezur koridorunun gündeme gelmesiyle daha da hız kazanması tüm Türk yurtlarının gelecekte politik, ekonomik, güvenlik, toplumsal ve kültürel konularda bir arada olmasını gerektirecek ve yeni daha işlevsel birliklerin oluşumunu beraberinde getirecektir. Türk devlet başkanlarının bir araya geldiklerinde konuyla alakalı cesur tespitlerde bulunmaları ve bu tespitlerini hiç kaygı duymadan dile getirmeleri coğrafyada yeni bir dönemin ayak seslerinin müjdecisi olacaktır. 

Bu sözleri medyaya verdiği demeçte Batı Azerbaycan Topluluğu Ankara temsilcisi, araştırmacı yazar Dr. Derya Akdemir kısa bir süre önce Türk Konseyi Devlet Başkanları Zirvesi’ni değerlendirirken söyledi. Dr. Akdemir Türk halklarının bu tür siyasi birlikteliklerle daha çok kaynaştıklarını, çalışmalarını daha sıklaştırdıklarını, verilen önerilerle bahsi geçen sürecin iyice hızlandığını dile getirirken, bir arada olduklarını tüm dünyaya hiç çekinmeden beyan eden Azerbaycan ve Türkiye’nin dışında diğer Türk devletlerinin zamanla bu sürece ayak uydurduklarını da vurguladı. Onun sözlerine göre, artık Orta Asya’da bulunan kardeşlerimiz de zamanın ibresinin Türk’ten yana çalıştığının farkına varmalılar ve adımlarını ona göre atarak bir olmak, diri olmak adına mücadele etmeliler.

"SOSYOEKONOMİK BİRLİK KİMİ ZAMAN SİYASAL BİRLİKLERİ HEP ÜSTELEŞEMİŞTİR"

Araştırmacı yazar, zaman zaman dünyada Türk Birliği’ne benzer birliklerin mevcut olduğunun, bu birliklerin toplumsal ve ekonomik düzeyde bir arada olanlarının diğer birlikleri hep üstelediğinin verdiği demeçte özellikle altını çizdi. Türk dünyasının artık toplumsal birlikteliğini Türkiye ve Azerbaycan olarak sağladığını, diğer devletlerin de zaman içerisinde bu toplumsal dayanışmaya destek vereceklerini söyleyen Akdemir toplumsal birlikteliğin pekiştiren araçlardan birinin de ekonomi olduğunu söyledi: ‘‘Ekonomik açıdan ilişkiler geliştikçe, yeni ekonomik yollar oluştukça ve oluşan yolların getirileri arttıkça piyasa ekonomisinin gözdesi olacak yeni Türk şehirleri ortaya çıkacak ki, bu da o şehirlerin dünyanın ekonomik merkezleri haline gelmeleriyle sonuçlanacaktır. Piyasanın küresel güçlerin değil de, bölgesel güçlerin elinde eşit biçimde dağıtımı yine Türk’ün adalet prensibini gözler önüne serecektir. Yani, örneğin, bu ekonomik birliktelikte her şey İstanbul’da olmayacak, eşit şekilde bu kazançtan Astana da, Bişkek te, Aşkabat ta faydalanacak. Toplumsal feraha kavuşan Türk devletleri ekonomik açıdan da desteklerini birbirinden esirgemeyerek yeni yatırımların kapılarını aralayacaklardır.’’

"MİLLİ İDEOLOJİNİN GÜCÜ DE DİKKATE ALINMALI"

Milli ideolojiyi ulusal kimliğin ışığı altında bir arada bulunan Türk devletlerinin asla ve asla göz ardı etmemeleri gerektiğine dikkat çeken Dr. Akdemir bu  ideolojiye sımsıkı sarılırlarsa, yarınların daha da aydın olacağını belirtti. Ortak tarih, ortak dil, ortak edebiyat üzerine çalışmaların hız kazanması gerektiğine değinen araştırmacı yazar küresel düşüncenin milli değerleri yok etmek istediği, dünyayı tek uluslu bir yer haline getirmek adına çaba harcadığı bir zamanda Türklerin ta başından bu yana var olan kimliğine sahip çıkarak ciddi sonuçlar elde edeceğine inandığını söyledi.               

Sonda Türk dünyasının sorunlarına aynı ağırlıkta eğilmeli olduğumuza dikkat çeken Dr.Akdemir yarınlarımız için bunun çok önemli olduğunu vurguladı.