31.12.2020-15:14 (Son Güncelleme:23.11.2024-08:48)


1

Türk araştırmacılar ülkemizde ve dünyada büyük ses getirecek bir buluşa imza attı. Bilkent Üniversitesi Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi uzmanları, Kovid-19’u 10 saniyede yüzde 99 güvenirlilikle ve burundan sürüntü almaya gerek kalmadan yapılan, nanoteknoloji temelli tanı sistemi geliştirdi.



2

Tüm dünyada ilk olacağı belirtilen yüksek teknoloji ürünü Türk malı ‘Diagnovir’ adlı tanı sisteminin yabancı kökenli PCR testlerinin yerini alması planlanıyor. Türkiye'de ilk Kovid-19 vakasının görülmesinden sonra kurulan ve iş birlikleriyle aylarca devam eden çalışmanın yüz güldüren sonuçlarını Bilkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdullah Atalar duyurdu.



3

Proje İlk Vakadan Sonra Başlatıldı

Proje İlk Vakadan Sonra Başlatıldı

Koronavirüs salgınının tüm dünyaya diz çöktürdüğünü belirten Prof. Dr. Abdullah Atalar, ‘Koronavirüs, 150 nanometre boyutunda bir parçacık. UNAM araştırmacılarımız yıllarca nano boyuttaki parçacıklarla uğraştılar. Dolayısıyla bu konu, nanoteknoloji ile uğraşan hocalarımızın tam alanına giriyor’ dedi.



4

Kovid-19’un Türkiye'de ilk görüldüğü tarihte hızlı sonuç veren bir test kitinin geliştirilmesi için projeye başlandığını belirten Atalar, şu ifadeleri kullandı:



5

‘Proje tamamlandı ve PCR'ın yerini alabilecek hem de çok hızlı yani saniyeler içinde sonuç verebilen bir yöntem geliştirildi. Pozitifse hemen sonuç veriyor, negatiflik olması halinde kontrollerle biraz daha uzun sürüyor. Yapılan kontrollerde bu yöntemle pozitif bulduklarımızın PCR'ı negatif çıksa bile birkaç gün sonra PCR'larının pozitife döndüğünü gördük. Bu cihaz tamamen Türk malı. Türkiye'ye ait eşi bulunmayan bu teknolojiden bütün dünya faydalanacak. Bunu tabii hocalarımıza ve Bilkent UNAM'daki araştırma ortamına borçluyuz.’



6

‘Ülkemizde ve Dünyada Çok Ses Getirecek’

‘Ülkemizde ve Dünyada Çok Ses Getirecek’

Kovid-19 testinden hızlı sonuç alınmasının önemine değinen Atalar, ‘Kitleri de çok ucuz, cihazla seri halde testler yapılabilir. Bir kişinin çok hızlı bir şekilde pozitif olduğunu bulup karantinaya almak, salgını kontrol altına almak için çok önemli. Teknoloji, aynı zamanda koronavirüs benzeri salgınlarda kullanılabilecek özellikler taşıyor’ dedi.



7

Rektör Atalar, yeni teknolojinin Türkiye'de kullanılmaya başlamasıyla dünyaya da yayılacağına dikkat çekerek, ‘Önümüzdeki süreçte bu buluşun ülkemizde ve dünyada çok ses getireceğine inanıyoruz’ dedi.



8

Bilkent Üniversitesi UNAM baş araştırmacılarından Doktor Öğretim Üyesi Bülend Ortaç ise fotonikçiler, malzeme bilimciler ve biyoloji alanında çalışan bilim insanlarından oluşan bir çalışma grubuyla koronavirüs vakasının Türkiye'de ilk görülmesinden hemen sonra yeni test kiti geliştirme çalışmalarına başladıklarından bahsetti.



9

Optik yöntemlerden yardım alarak hızlı şekilde tanı sistemi ve kitinin geliştirilmesi için yürüttükleri çalışmanın 7 ay boyunca devam ettiğini belirten Ortaç, ‘İkinci faz çalışmalarında olumlu sonuçlar aldık. Burada hem laboratuvarda yaptığımız hem de hastanede koronavirüs hastalarıyla yaptığımız testlerin büyük bir doğrulukla sonuç verdiğini gördük’ bilgisini aktardı.



10

Çalışmanın ürün formuna getirildiğinden bahseden Ortaç, konuşmasına şu şekilde devam etti: ‘Sadece ağızdan alınan sürüntü için hızlı bir kit ve optik düzenekle hızlı tanı yapabilen cihaz geliştirdik. PCR testi, hata payı yüksek ve hastalık başladıktan 2-3 gün sonra sonuç veren bir yöntemken bizim sistemimiz saniyeler içinde ve hastalığın erken evresinde sonuç veriyor, doğruluk payı ise yüzde 99'lık oran ile çok çok yüksek. Hastalar üzerinde yaptığımız testlerde, PCR testlerinin çok öncesinde sonuç aldık.’



11

Ortaç, geliştirilen yüksek teknolojinin tamamen yeni bir sistem olduğunu, fikri koruma hakkı için uluslararası patent başvurusu yaptıklarından da bahsetti. Hızlı ve güvenilir bir virüs tespit yöntemi olarak, sistemin başta Türkiye olmak üzere tüm dünyada yaygın bir şekilde kullanılacağına inandıklarını belirten Ortaç, ‘Bu biyosensör sisteminin seri üretimi için gerekli altyapı yatırımlarına halihazırda başlandı. Etik Kurul onayı ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) onayı gibi gerekli izinlerin en kısa sürede tamamlanarak, ürünün seri üretim safhasına geçilmesi ve tahminen 2 ay içerisinde kullanıcılarla buluşturulması planlanıyor. Bu sayede pandeminin kontrol altına alınmasına katkıda bulunulacak ve sosyal hayatın önemli ölçüde rahatlatılması mümkün olacak’ dedi.



12

‘Virüsün Varlığı ya da Yokluğunun Tespitine Dayanıyor’

‘Virüsün Varlığı ya da Yokluğunun Tespitine Dayanıyor’

Fizyolog Doktor Ali Aytaç Seymen de geliştirilen yeni tanı sisteminin diğer testlerde hastalar için sıkıntı oluşturan burundan derin sürüntü almayı engelleyerek yalnızca ağız içerisinde tükürük örneği alınmasıyla çalıştığı bilgisini verdi. Alınan numunenin pozitif olması durumunda 5-10 saniye içerisinde, negatif durumda ise kontrollerin yapılarak 20-30 saniye içerisinde sonuç alındığını belirten Seymen, ‘Yaptığımız klinik çalışmalarda yüzde 99 doğruluk oranıyla çalıştığını test ettik. Sistem nanoteknoloji temelli olarak çalışıyor. Yaptığımız bilimsel çalışmalarda ve patent araştırmalarında bizim yaptığımız sisteme benzer bir çalışmaya rastlanmadı’ dedi.



13

Teşhis ve tanı sisteminin kişide virüs varsa ışıma rengi değişen, bu sayede yüksek seçicilikte tespit yapabilen optik temelli bir yöntem olduğunu belirten Seymen, şöyle devam etti:



14

Sistem Saniyeler İçinde ve Hastalığın Erken Evresinde Sonuç Veriyor

Sistem Saniyeler İçinde ve Hastalığın Erken Evresinde Sonuç Veriyor

‘Bu sistemde, bir biyosensör cihazına özel olarak geliştirilen patojen tespit çipi üzerinden, dinamik olarak floresan sinyali alınarak, patojenlerin saniyeler içerisinde tespit edilmesi sağlanıyor. Bir hastadan alınan örnek, özel bir solüsyonla karıştırıldıktan sonra patojen tespit çipi üzerine damlatılıyor, biyosensör cihazı tarafından ortamda patojen varsa, floresan sinyali alınarak yüksek doğrulukta patojen varlığını tespit ediyor. Halihazırda orofarenks ve nazofarenks gibi derin bölgelerden sürüntü örneği almak yerine, ağız içinden tükürük örneği alınması da sistemin kullanımını tercih edilir kılıyor. Yaygın olarak kullanılan PCR testlerinden farklı olarak, sistem örnek çoğaltmaya değil, gelişmiş optik yöntemlerle virüsün varlığı ya da yokluğunun tespitine dayanıyor. Sistemde hem hassas biçimde virüs tespitini hem de tespitte yüksek derecede seçiciliği sağlayan optik ve elektronik modüller, ayrıca üst düzey biyoteknoloji ve malzeme bilimi bilgisi kullanıldı.’



15

‘PCR'a Göre Çok Çok Ucuz’

‘PCR'a Göre Çok Çok Ucuz’

Bilkent Holding İş Geliştirme ve Strateji Grup Başkanı Tunç Batum da ‘Diagnovir’ adı verilen sistemin, Bilkent UNAM altyapısı kullanılarak Bilkent Holding ve Bilkent CYBERPARK Teknoloji Geliştirme Bölgesi'nde etkin olan ‘E-A Teknoloji' isimli şirketin ortak çalışmasıyla geliştirildiğini anlattı.



16

2 Ay İçinde Kullanıcılarla Buluşacak

2 Ay İçinde Kullanıcılarla Buluşacak

Geliştirilen yeni sistemin hız ve doğruluk oranı olarak dünyada başka bir örneğinin daha bulunmadığını vurgulayan Batum, ‘Seri üretim altyapısını hazırlıyoruz. 2 ay içinde öncelikle Türkiye'ye, sonrasında da dünyaya bu teknolojiyi sunacağız. Ülkemizde kullanılan PCR testleri yurt dışından geliyor. Amacımız yerli kit ile maliyet etkin bir çözüm yaratmaktı ve bunu başardık. PCR'a göre çok çok ucuz. Bu ucuzlukla Türkiye'de ve dünyada insanlar çok fazla test imkanına kavuşacak’ dedi.



17

Batum, yüksek ihracat potansiyeline sahip olan bu yeni sistemin, yurt içi ve yurt dışında yaygın olarak kullanılması için tüm işaretleme, belgelendirme ve akreditasyon adımlarına başlandığını da sözlerine ekledi.

BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR