Tüm Karadeniz'e bulaştı!

Yapılan son bilimsel araştırmalarda Karadeniz'de derelere ve nehirlere atılan atıkların denize ulaşarak ciddi bir kirlilik kaynağı oluşturduğu yönünde.

26.11.2024-12:26 - (Son Güncelleme: 26.11.2024-12:26) Tüm Karadeniz'e bulaştı!

Son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar, Karadeniz'deki mikroplastik kirliliğinin hızla arttığını ve bu durumun pek çok balık türü için ciddi bir tehdit oluşturduğunu ortaya koyuyor. Özellikle dereler, nehirler ve çevresindeki bölgelerden kaynaklanan evsel, plastik ve metal atıkların Karadeniz'e ulaşarak önemli bir kirlilik kaynağına dönüştüğü tespit edildi. Araştırmalarda, bazı nehirlerin bu kirliliğe büyük ölçüde katkıda bulunduğu vurgulanırken, Akdeniz ve Karadeniz arasındaki mikroplastik yoğunluğu karşılaştırıldı. Sonuçlar, Karadeniz'deki mikroplastik seviyelerinin Akdeniz'e göre daha yüksek olduğunu ve çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin daha belirgin hale geldiğini gösteriyor.

''HER GEÇEN GÜN DAHA DA ARTIYOR''

Karadeniz ve Akdeniz'de bilimsel araştırmalarını sürdüren Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Rafet Çağrı Öztürk, mikroplastik kirliliğinin beklenenden daha fazla olduğunu aktarırken "Karadeniz'de ve Akdeniz'de deniz suyundaki mikroplastikleri karşılaştırdık. Karadeniz'de mikroplastik kirliliğinin çok daha fazla olduğunu bulduk. Bu bizi üzen bir durum oldu. Bunun çözümüne yönelik çalışmaların yapılması artık elzem boyutlara geldi. Karadeniz için korkulan oldu; mikroplastik miktarı her geçen gün de daha fazla artıyor. Son 10 yıla baktık. Yıllara göre mikroplastik parçacık sayısında ciddi bir artış oluyor” şeklinde konuştu.

''HER YERDE MİKROPLASTİK KİRLİLİĞE VAR''

Öztürk, nehirlerin mikroplastik kirliliğinde önemli etken olduğunu belirtirken şu ifadelere yer verdi:

"Mikroplastiklerin, Batı Karadeniz'e göre Doğu Karadeniz'de daha az olacağını tahmin ediyorduk. Tam aksine Doğu Karadeniz'de mikroplastik kirliliğinin çok ciddi boyutlarda olduğunu fark ettik, bu bizi şaşırttı. Daha sonra, ‘Nehirlerden gerçekten çok ciddi bir girdi mi var?' sorusuna yöneldik, çalışma yaptık. Baktık ki gerçekten nehirlerde mikroplastiğe rastlamadığımız örnek yok. En küçüğünden en büyüğüne kadar hepsinde var. Sakarya Nehri'nden Çoruh Nehri'ne kadar 20'den fazla nehirde çalışma yaptık. Üzücü boyutlara ulaşmış. Her yerde mikroplastik kirliliği var artık."

''ORGANİK KULLANMAYA DÖNMEMİZ GEREKİYOR''

Öztürk, plastik kullanımını azaltmanın ve toplumun daha sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarını benimsemesinin önemine vurgu yaptı. Öztürk, sözlerine şöyle devam etti:

“Hepimizin evinde çamaşır, kurutma makineleri var. Kullandığımız bütün kıyafetler artık yapay tekstil ürünleri ve bunların içinde fiberler var. Her çamaşır yıkamanızda siz ister istemez mikroplastikleri doğaya salıyorsunuz. Ne kadar temizlemeye çalışsanız da mikroplastikten önleyemiyorsunuz. Sayısını azaltabiliyor ama maalesef girdi oluyor; bu gerçekten korkulan bir durum. Tekrar organik kullanmaya dönmemiz gerekiyor. Artık plastik kullanımını hayatımızda olabildiğince azaltmamız gerekiyor. Çünkü bunun temizleyerek ortamdan uzaklaştırılması gibi bir durum artık söz konusu değil.''

''TEK KULLANIMLIK ŞİŞE ALMAYACAĞIZ''

İnsanların alışkanlıklarını değiştirmesi gerektiğini vurgulayan Öztürk, sözlerine şöyle nokta koydu:

“Herhangi bir gıda ürününde plastik ambalaj var. İçtiğimiz suda, sütlerde, maden sularında, dağların üst zirvelerinde, insan elinin değmediği diye düşündüğünüz her yerde mikroplastik var. Artık bunun önüne geçemiyorsunuz. Tek kullanımlık şişe almayacağız. Herkesin bir cam şişesi olacak. Alışkanlıklarımızı değiştireceğiz. Torbanın parayla satılması bu işi evet belli boyuta kadar azalttı ama eskisi gibi kese kullanımına dönmemiz lazım. Ya da herkesin sırt çantası ile gezmesi lazım. Toplumun alışkanlıkları değişmediği sürece bizim bu plastik kirliliğinin önüne geçmemiz gerçekten çok zor” dedi. 

YORUM YAZ..
Modal