Transhümanizm: Oxford profesöründen geleceğin ‘Teknoloji ve Eşitsizlik’ tehlikesi!

AA'nın "Teknoloji ve Eşitsizlik" başlıklı dosyasının ilk haberinde, Oxford Üniversitesi İnsanlığın Geleceği Enstitüsü Direktörü Nick Bostrom'un transhümanist teknolojiler ve gelecekteki eşitsizlikle ilgili değerlendirmelerine yer verildi.

11.03.2024-15:07 - (Son Güncelleme: 11.03.2024-15:07) Transhümanizm: Oxford profesöründen geleceğin ‘Teknoloji ve Eşitsizlik’ tehlikesi!

Bostrom, transhümanizmin çeşitli insan kapasitelerini geliştirmek amacıyla teknolojinin kullanılması gerektiğini savunarak, "(Transhümanizm) İnsanların yaşlanmasını yavaşlatmak, yaşam sürelerini uzatmak, bilişsel ve fiziksel yeteneklerini geliştirmek amacıyla teknolojinin kullanılmasında özgür olunması gerektiği yönündeki felsefi görüştür. Meselenin özünde biyolojik açıdan şu anda olduğumuzdan daha fazlası olabileceğimiz ve bunun potansiyel olarak daha iyi bir şey olabileceği duygusu var." şeklinde ifade etti.


Bugün olduğumuzdan çok daha büyük bir şey…

İnsan olmanın ne anlama geldiği konusunda geniş bir anlayışa sahip olmanın, fırsat ve olasılık duygusu vererek, "varoluşun çok geniş bir yelpazede harika yolları olabileceği" fikrinin, psikolojik olarak da özgürleştirici etkisi olabileceğini dile getiren Bostrom, engelli bireylerin transhümanist teknolojilere ulaşmasının önündeki sosyal engelleri ortadan kaldıracak bir sosyal uyuma acilen ihtiyaç duyulduğuna değinerek şöyle devam etti:

"Böyle bir sosyal uyuma paralel olarak daha fazla seçenek sunulacak; görme yeteneğini geri kazandıracak veya başka şeyler yapacak tıbbi geliştirmeler üzerinde çalışılabilecek. Bunun temel yolu, bir insanın iki bacağı, iki kolu ve iki gözü olan ve belli bir şekilde görünen kişi olduğunu düşünmemek ve daha genişletilmiş bir anlayışa sahip olmak. İnsanlar için mümkün olanların gelecekte çeşitlenmesiyle bugün olduğumuzdan çok daha büyük bir şey olmayı arzu edebiliriz."


Transhümanistler, farklı  varoluş biçimlerinde görülecek

Bostrom, insan vücudundaki kırıklar ve farklı deformasyonları gidermenin, sorunsuz çalışan bir vücudu daha iyi hale getirmekten daha kolay olduğunu kaydederek, geliştirmelerin dezavantajlı gruplardan başladığı senaryoda bu teknolojilerin eşitsizlikleri ortadan kaldırabileceğini ifade etti. Transhümanistlerin, farklı varoluş biçimlerine ve fiziksel veya zihinsel özellikleri bakımından alışılmadık kişilere karşı geniş hoşgörüye sahip olduğu görüşünü paylaşan Bostrom, "Bu durum, alışılmadık fiziksel veya zihinsel özelliklere sahip insanlar için sosyal adalet açısından yararlı olacaktır." diye konuştu. Bostrom, insan yeteneklerini geliştiren akıllı telefon gibi teknolojilerin hala büyük gruplar arasında eşitsizliğe yol açtığını ve transhümanist teknolojilerin de aynı riski taşıdığını belirtti.


Bostrom, insan yeteneklerini geliştiren akıllı telefon gibi teknolojilerin hala büyük oranda beden dışında kullanıldığını ve bu teknolojilerin insana fazladan ömür veya zeka (IQ) kazandırmak için yeterli olmadığını aktararak, ileride bunları mümkün kılacak transhümanist teknolojilere erişimin eşitsizlik konusunda çok belirleyici olacağına işaret etti. Transhümanist teknolojilerin, gelecekte başarılı olması ve herkesin erişemeyeceği fiyatlarda sunulması halinde eşitsizlikleri artırma potansiyeli taşıdığından bahseden Bostrom, şunları ifade etti: 

"Eğer devlet bu teknolojileri evrensel olarak kullanılabilir hale getirmezse eşitsizlikler artabilir. Devlet, eğitimi sübvanse etme eğiliminde çünkü okuryazar ve sayısal bilgi sahibi kişiler olmamız, toplumda tam bir rol oynayabilmemiz için gerçekten önemli. Bu nedenle devletin her çocuğa bu araçları sağlaması gerekiyor. Benzer şekilde, hafızanızı güçlendirecek bir hap olsaydı, o zaman devlet de bunu herkese ücretsiz olarak sunardı. Hatta bu teknolojilerin ücretsiz olduğunu hayal etseniz bile yine de hala eşitsizliği artırma ihtimali olabilir. Bu teknolojileri, eczaneden ücretsiz erişim olsa bile kültürel ve dini sebeplerle almak istemeyenlerle almak için mesai harcayanlar arasındaki farklar artabilir."


Transhümanistler daha sağlıklı, hastalıklara karşı dirençli

Bostrom, kişinin bu teknolojilerle daha sağlıklı, hastalıklara karşı daha bağışık hale gelip yaşlanma sürecini yavaşlatarak, bu teknolojilere ulaşamayanların önüne geçebileceğini söyledi. Kişinin sağladığı bu avantajın; kamu sağlık sistemlerinin, güvenli ve etkili olduğu kesinleştiğinde bu tür tedavileri evrensel olarak kullanılabilir hale getirmesiyle ortadan kalkabileceğini dile getiren Bostrom; bu durumun, bu teknolojilerin faydalı olma haline zarar vermeyeceğini vurguladı.

Herkesin, performansını artırmakta aynı imkanlara sahip olması durumunu, spor müsabakaları ve doping kullanımı üzerinden anlatan Bostrom, sözlerini şöyle tamamladı:

"Size konumsal fayda sağlayan performans artırıcı teknolojiye örnek olarak sporda doping verilebilir. Mevcut kurallara göre bu hile yapmaktır ancak sporda kuralları değiştirsek ve bütün sporcuların performans artırıcı ilaçlar almasına izin versek hepsi daha hızlı koşabilir, daha ağır yükler kaldırabilir. Sonuç olarak kuralları bu şekilde değiştirmek sıfır toplamlı bir oyun olur. Bu koşullarda kişiyi daha sağlıklı, hafızası veya bağışıklığı daha güçlü yapan bu ilaçlar sizi diğerlerinden öne çıkardığı için faydalı olmaz. Bu da tabii faydanın bir parçası olabilir ama aynı zamanda bu ilaçların faydası içkindir."


YORUM YAZ..

En Çok Okunanlar

Modal