Toplu ölümlerin ardından Akdeniz’de yeniden pinalar görüldü

Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, 2016-2019 arasında görülen toplu pina ölümlerinin ardından yapılan son araştırmalarda, Akdeniz ve Ege'de canlı yavru pinaların tespit edildiğini açıkladı.

26.01.2024-13:01 - (Son Güncelleme: 26.01.2024-16:39) Toplu ölümlerin ardından Akdeniz’de yeniden pinalar görüldü

Akdeniz'de endemik olan ve ortalama yaşam süreleri 50 yıl olan büyük midye türü pinalar, iklim değişikliğine bağlı deniz suyu sıcaklıklarındaki artış nedeniyle 2016'da İspanya kıyılarından başlayarak 2019 itibarıyla Çanakkale Boğazı'na kadar yayılan toplu ölümlerle karşı karşıya. Bu durum, deniz ekosisteminin doğal filtresi olarak nitelendirilen pinaların popülasyonlarının Çanakkale Boğazı ile Cebelitarık Boğazı arasındaki tüm bölgelerde kaybedildiğini gösteriyor. Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı'nın açıklamalarına göre, son araştırmalarda Akdeniz ve Ege'de canlı yavru pinaların tespit edilmiş olması, bu önemli deniz canlısının geleceği açısından umut verici bir gelişme olarak değerlendirdi.

Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son yapılan araştırmalarda elde edilen sonuçlarla, toplu pina ölümlerinin ardından sadece Marmara Denizi'nde yaşamını sürdüren pinaların, Akdeniz ve Ege'de yeniden tespit edildiğini belirtti. Fransa, Yunanistan, Hırvatistan, İtalya ve Tunus'tan bilim insanlarının raporlarına göre, bu ülkelerdeki denizlerde gözlemlenen canlı yavru pinaları, 2016-2019 yılları arasındaki toplu pina ölümlerinin ardından Marmara Denizi dışında Akdeniz ve Ege'de yeniden tespit edildi. Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, "Suyu temizleyen pina, Marmara için bir umuttu ve o umut şimdi Akdeniz'e hatta tüm dünyaya yayılıyor diyebiliriz. Bu çok güzel bir gelişme." şeklinde konuşarak bu olumlu haberi paylaştı.


“Sınırlı ve nadir canlı”

Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, dünya nüfusunun yüzde 60'ından fazlasının su kıyılarında yaşadığı ve atıkların doğrudan ya da dolaylı olarak denizlere boşaltıldığı bir gerçekle karşı karşıya olduğumuzun altını çizdi. Deniz suyunu temizleyen pinaların, kirliliğin önlenmesinde önemli bir rol oynadığını belirten Sarı, bu canlıların varlığının deniz ekosistemini korumak adına büyük bir öneme sahip olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

"Bu deniz canlılarının Akdeniz ve Ege'de yeniden görülmesiyle ilgili iki olasılık var. Birincisi, bu denizlerdeki çok korunaklı alanlarda tuzluluktan, sıcaklıktan ve iklim değişikliğinden nispeten az etkilenmiş kapalı habitatlarında eskiden beri saklı kalmış olan, çok sınırlı, nadir canlı bireylerden kaynaklanıyor olabilir. Daha büyük olasılık ise halen dünyadaki tek güçlü pina popülasyonunun bulunduğu Marmara Denizi'nden gitmiş olmaları. Bütün araştırmacıların hemfikir olduğu, ikinci olasılık. Bununla ilgili modeller geliştirildi. Akıntı sistemleriyle bu canlı pinaların görüldüğü alanlar birbiriyle örtüştürüldü ve 2023 yılının Aralık ayı başlarında bununla ilgili akademik bir yayın da yapıldı. Bu araştırmanın sonuçlarına baktığımızda canlı pina yavrularının görüldüğü alanlarla Marmara Denizi'nden giden akıntıların birbiriyle çok örtüştüğü ortaya çıkıyor. Bu yüzden de şimdilik bu ikinci olasılık daha kuvvetli görünüyor."

Pinaların yeniden görülmesine rağmen kısa sürede olağandan fazla yayılış göstermelerinin beklenmediğini vurgulayan Sarı, "Büyük bir kitlesel ölümün telafisi birkaç yıl içerisinde gerçekleşemez. Akdeniz'deki pina popülasyonunun birkaç yılda yeniden kazanılacağını düşünmeyelim lakin mevcut stokların korunmasını sağlayarak Akdeniz ve Ege'de canlanmaya başlayan popülasyonları desteklersek, o bölgelerdeki araştırmacılar bunu desteklerse, devlet politikalarıyla buraları koruma alanı ilan eder ve her türlü tedbir alınırsa, pinaların zarar görmesi engellenebilir." dedi.

20 milyon yıldır süregelen varlık

Mustafa Sarı, Marmara'da kirlenen deniz suyunun Alaska'ya, Norveç'te bir tankerin kirlettiği deniz suyunun Marmara'ya kadar ulaştığına dikkat çekerek tüm deniz ekosisteminin birbirine bağlı olduğunu vurguladı. Sarı, pina popülasyonundaki artışın uzun vadede tüm deniz ekosistemine çok olumlu etkileri olacağını belirterek, denizlerin temizlenmesinde bu canlıların oynadığı temizleyici rolün küresel ölçekte hissedildiğini ifade etti.

Yaklaşık 20 milyon yıldır kuraklık ve iklim değişikliği dahil birçok olumsuzluğa rağmen varlıklarını sürdürdüğünü dile getiren Sarı, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:

“Akdeniz'deki en eski ve en dayanıklı denizel organizmalardan biri pinadır. Pina'ya dair bilgilendirmeyi artırmamız lazım. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının koruma çalışmaları için harekete geçtiğini biliyoruz ve bundan memnunuz. Biz de pinaları koruma stratejileri geliştiriyoruz. Bu koruma stratejilerini Marmara Denizi'nin çevresindeki yerel yönetimlerin, merkezi yönetimin benimsemesini istiyoruz. Yoksa bilimsel olarak edindiğimiz bilgileri biz sadece kendi aramızda tartışırsak, bu bilim camiası olarak bizi geliştirir ama pinaların korunmasına katkı sağlamaz. Marmara Denizi'ni kirlilikten korumamız lazım. 22 maddelik Marmara Denizi eylem planını amasız, fakatsız, uygulamamız gerekiyor."


YORUM YAZ..
Modal