Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, "Ekonomik toparlanma uluslararası iş birliğiyle sağlanacaktır. Önümüzdeki dönemde de AB ile ticari ilişkilerimizi derinleştirmek üzere gayret göstermeliyiz" dedi.
Bakan Pekcan, AB Büyükelçileri ile video konferansla görüşme gerçekleştirdi. Görüşmede konuşan Bakan Pekcan, coronavirüs pandemisi sebebiyle ekonomik alanda ciddi bir mücadeleyle karşı karşıya olduklarını belirtti. Salgının 2020 senesinde küresel ekonomi ve ticarette yaratacağı gerilemeyle alakalı olarak uluslararası kurumlar tarafından belli öngörülerin yapıldığını belirten Bakan Pekcan, "Telaffuz edilen rakamlar hem çok yüksek hem de tahmin aralıkları oldukça geniş. Tüm ülkeleri etkileyen bu pandemi uluslararası işbirliğinin önemini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Ekonomik toparlanma da yine uluslararası işbirliği ile sağlanacaktır. Önümüzdeki dönemde Türkiye-AB ticaretini ve ekonomik ilişkilerini daha da derinleştirmek ve değer zincirlerinde daha yakın entegrasyon sağlamak için gayret göstermeliyiz. Türkiye, önemli coğrafi konumu, ekonomik altyapısı, endüstriyel kapasitesi ve vasıflı iş gücü ile Avrupa şirketlerinin dahil olduğu değer zincirlerini çeşitlendirmek ve güçlendirmek için önemli fırsatlar sunmaya devam edecektir" ifadesini kullandı.
'TÜRKİYE, EN FAZLA ETKİLENEN ÜLKE KONUMUNDA'
Bakan Pekcan, AB'nin çelik ürünlerindeki korunma tedbirleriyle ilgili kaygıları gündeme getirmek istediğini ifade ederek, şu açıklamalarda bulundu:
"Maalesef Türkiye, AB ile yakın ekonomik entegrasyonuna rağmen önlemden en çok etkilenen ülke konumundadır. Mevcut önlemin, taraflar arasında ticareti en az etkileyecek korunma önlemlerinin alınmasını öngören Serbest Ticaret Anlaşması (STA) ve Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kuralları ile bağdaşmadığına inanıyoruz. Önlemin başlangıcından bu yana AB ile iyi niyetli bir işbirliği yürütmüş olmamıza rağmen, 2019 yılı Ekim ayı itibarıyla önlemin daha da kısıtlanmasından büyük rahatsızlık duyduk. Daha da kötüsü, önlemlerin en çok Türkiye'den ihracatını etkileyecek şekilde alınması oldu. Bu durum nedeniyle, önlemleri DTÖ'de anlaşmazlıkların halli sürecine taşımak zorunda kaldık ve yakın zaman önce danışmalarımızı gerçekleştirdik."