Tegabün Suresi Okunuşu ve Anlamı Nedir?

Kuran-ı Kerim’in 64. Suresi olan Tegabun Suresi, ismini ‘aldanma’ anlamındaki ‘teğabun’ kelimesinden alıyor. İnsanın yaratılışından bahseden sure on sekiz ayetten oluşur. Peki, Türkçe ve Arapça okunuşu ne, meali, fazileti ve tefsiri nedir?

22.01.2022-15:01 - (Son Güncelleme: 22.01.2022-15:01) Tegabün Suresi Okunuşu ve Anlamı Nedir?

Teğabun suresi, Medine döneminde indirilmiştir. Sure, insanın yaratılışını anlatırken kulların insana bahşedilen özellikler ile ilgili düşünmesini sağlar. İşte Tegabun suresi okunuşu ve meali…

OKUNUŞU

1. Yusebbihu lillahi ma fiyssemavati ve ma fiyl'ardı lehulmulku ve lehulhamdu ve huve 'ala kulli şey'in kadiyrun.

2. Huvelleziy halekakum feminkum kafirun ve minku mu'minun vallahu bima ta'melune basıyrun.

3. Halekassemavati vel'arda bilhakkı ve savverekum feahsene suverekum ve ileyhilmasıyru.

4. Ya'lemu ma fiyssemavati vel'ardı ve ya'lemu ma tusirrune ve ma tu'linune vallahu 'aliymun bizatissuduri.

5. Elem ye'tikum nebeulleziyne keferu min kablu fezaku vebale emrihim ve lehum 'azabun eliymun.

6. Zalike biennehu kanet te'tiyhim rusuluhum bilbeyyinati fekalu ebeşerun yehdunena fekeferu ve tevellev vestağnallahu vallahu ğanıyyun hamiydun.

7. Ze'amelleziyne keferu en len yub'asu kul bela ve rabbiy letub'asunne summe letunebbeunne bima 'amiltum ve zalike 'alellahi yesiyrun.

8. Feaminu billahi ve resulihi vennurilleziy enzelna vallahu bima ta'melune habiyrun.

9. Yevme yecme'ukum liyevmicem'ı zalike yevmutteğabuni ve men yu'min billahi ve ya'mel salihan yukeffir 'anhu seyyiatihi ve yudhılhu cennatin tecriy min tahtihel'enharu halidiyne fiyha ebeden zalikelfevzul'azıymu.

10. Velleziyne keferu ve kezzebu biayatina ulaike ashabunnari halidiyne fiyha ve bi'selmasıyru.

11. Ma esabe min musıybetin illa biiznillahi ve men yu'min billahi yehdi kalbehu vallahu bikulli şey'in 'aliymun.

12. Ve etıy'ullahe ve etıy'urresule fein tevelleytum feinnema 'ala resulinelbelağulmubiynu.

13. Allahu la ilahe illa huve ve 'alellahi felyetevekkelilmu'minune.

14. Ya eyyuhelleziyne amenu inne min ezvacikum ve evladikum 'aduvven lekum fahzeruhum ve in ta'fu ve tasfehu ve tağfiru feinnallahe ğafurun rahıymun.

15. Ennema emvalukum ve evladukum fitnetun vallahu 'ındehu ecrun 'azıymun.

16. Fettekullahe mesteta'tum vesme'u ve etiy'u ve enfiku hayren lienfusikum ve men yuka şuhha nefsihi feulaike humulmufluhune.

17. İn tukridullahe kardan hasenen yuda'ıfhu lekum ve yağfir lekum vallahu şekurin haliymun.

18. 'Alimulğaybi veşşehadetil'aziyzulhakiymu.

MEALİ

1. Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah'ı tespih eder. Mülk yalnızca O'nundur, hamd de O'na mahsustur. O her şeye hakkıyla gücü yetendir.

2. O, sizi yaratandır. Böyle iken kiminiz kâfir, kiminiz mü'mindir. Allah yaptıklarınızı hakkıyla görendir.

3. Gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yarattı. Sizi şekillendirdi ve şekillerinizi de güzel yaptı. Dönüş yalnız O'nadır.

4. Göklerdeki ve yerdeki her şeyi bilir. Gizlediklerinizi de açığa vurduklarınızı da bilir. Allah, göğüslerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilendir.

5. Daha önce inkar edip de inkarlarının cezasını tadanların haberi size gelmedi mi? Onlar için elem dolu bir azap da vardır.

6. Bu, peygamberlerinin, onlara apaçık mucizeler getirmeleri ve onların da, "(Bizim gibi) insanlar mı bizi doğru yola iletecekmiş?" deyip de inkar etmeleri ve yüz çevirmeleri sebebiyledir. Allah da hiçbir şeye muhtaç olmadığını göstermiştir. Allah her bakımdan sınırsız zengindir, övgüye layıktır.

7. İnkar edenler, kesinlikle, öldükten sonra diriltilmeyeceklerini iddia ettiler. De ki: "Hiç de öyle değil, Rabbime and olsun, mutlaka diriltileceksiniz, sonra da yaptıklarınız size elbette haber verilecektir. Bu, Allah'a kolaydır."

8. Artık siz Allah'a, peygamberine ve indirdiğimiz nûra (Kur'an'a) iman edin. Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.

9. Toplanma vakti için Allah'ın sizi toplayacağı günü düşün. O gün aldanışın ortaya çıkacağı gündür. Kim Allah'a inanır ve salih amel işlerse, Allah onun kötülüklerini örter ve onu içinden ırmaklar akan, ebedi kalacakları cennetlere sokar. İşte bu büyük başarıdır.

10. İnkar eden ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar, içinde ebedi kalmak üzere cehennemliklerdir. Ne kötü varılacak yerdir orası!

11. Allah'ın izni olmaksızın hiçbir musibet başa gelmez. Kim Allah'a inanırsa, Allah onun kalbini doğruya iletir. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.

12. Allah'a itaat edin, peygambere de itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz, bilin ki elçimize düşen sadece apaçık bir tebliğdir.

13. Allah, kendisinden başka hiçbir ilah bulunmayandır. Mü'minler yalnız Allah'a tevekkül etsinler.

14. Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olabilecekler vardır. Onlardan sakının. Ama affeder, hoş görüp vazgeçer ve bağışlarsanız şüphe yok ki Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

15. Mallarınız ve çocuklarınız ancak birer imtihandır; Allah katında ise büyük bir mükafat vardır.

16. O halde, gücünüz yettiği kadar Allah'a karşı gelmekten sakının. Dinleyin, itaat edin, kendi iyiliğiniz için harcayın. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.

17. Eğer siz Allah'a güzel bir borç verirseniz Allah onu size, kat kat öder ve sizi bağışlar. Allah şükrün karşılığını verendir, Halîmdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir).

18. O, gaybı da, görünen âlemi de bilendir, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Tegabün Suresi

Tegabün Suresi 2

FAZİLETİ

Tegabün suresinin Resulullah’ın diğer peygamberlere üstünlüğüne vesile olan surelerden (mufassal) olduğu, Hz. Peygamber’in gece yatmadan önce bununla birlikte diğer beş sureyi (müsebbihât) okuduğu ve bunların içinde 1000 ayetten daha hayırlı bir ayetin bulunduğunu söylediği rivayet edilmektedir (Müsned, IV, 128; Ebû Dâvûd, “Edeb”, 97; Tirmizî, “Feżâʾilü’l-Ḳurʾân”, 21; İbrâhim Ali es-Seyyid Ali Îsâ, s. 324-325, 331). 

TEFSİRİ

Evrendeki bütün varlıklar mülk ve hükümranlığın mutlak sahibi ve her türlü hamde lâyık olan Allah’ı tesbih edip dururken, insanların bir kısmı –kendilerinin de O’nun yaratma sıfatının eseri olduğunu bilmezden gelerek– Allah’ı inkâr etmektedir. Tesbih kavramı, “bütün varlıkların ilâhî yasalara zorunlu olarak boyun eğmeleri” anlamını da içerdiğine göre esasen Allah’ı inkâr edenler de –kendileri fark etmeseler bile– bu genel tesbihe katılmaktadırlar (bk. İsrâ 17/44). Fakat yüce Allah, akıl ve muhâkeme yeteneği, irade gücü ve tercih imkânı bahşettiği insanın iradî tesbihi olan imana ve onun icaplarına göre davranmaya ayrı bir değer atfetmektedir. İşte bu âyetlerde insanoğlu, inkâr edebilmesinin dahi gerçekte ilâhî güç ve takdirin bir sonucu olduğu ama bu konuda kendisine tercih yetkisi verilmiş olmasından ötürü bunun sorumluluğundan kurtulamayacağı hatırlatılarak, varlık sebebi üzerinde düşünmeye ve hayatını anlamlandırmaya çağırılmaktadır.

YORUM YAZ..
Modal