Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Para Politikası Kurulu (PPK) Toplantı Özeti'ni kamuoyuyla paylaştı. Özet, Mart ayı PPK kararı ve alınan makroihtiyati tedbirlerin kredi büyümesinde dengelenmeyi hedeflediğini belirtti.
21 Mart'ta gerçekleştirilen toplantıya dair özette şu ana başlıklar öne çıktı:
Küresel Ekonomi Değerlendirmesi: Küresel büyüme görünümünün yatay seyrettiği ve işgücü piyasalarındaki sıkılığın devam ettiği vurgulandı. Dış ticaret ortaklarının ihracat paylarıyla ağırlıklandırılan küresel büyüme endeksinin, 2023 yılının dördüncü çeyreğinde yüzde 1,76 seviyesinde gerçekleştiği belirtildi.
Türkiye Ekonomisi ve Kredi Büyümesi: Türkiye'nin ekonomik durumu ve kredi büyümesi değerlendirildi. Mart ayı PPK kararı ve alınan makroihtiyati tedbirlerin, kredi büyümesinde dengelenmeyi sağlamak amacıyla alındığı ifade edildi.
Gelecek Döneme İlişkin Beklentiler: Küresel ve yerel ekonomik gelişmelerin ışığında, gelecek döneme ilişkin beklentiler ve öngörüler ele alındı. Ekonomik istikrarın korunması ve kredi büyümesinin dengeye oturtulması için atılacak adımların öneminin vurgulandığı özet, ekonomik politikaların şekillenmesinde yol gösterici olacak.
TCMB Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti'nde yer alan değerlendirmeler, Türkiye'nin ekonomik durumunun ve alınan tedbirlerin önemini vurguluyor. Küresel ve yerel ekonomik koşulların dikkate alındığı bu değerlendirmeler, gelecek dönemde izlenecek politika kararlarının belirlenmesinde etkili olacak.
Ilımlı bir toparlanma gerçekleşecek
Yapılan özette, şu ifadelere yer verildi:
"2024 yılı ilk çeyreğine ilişkin tahminler ise yüzde 1,85 düzeyindedir. Bu çerçevede, küresel ekonomide geçen yılın üçüncü çeyreğinde yaşanan yavaşlamanın son çeyrekte de devam ettiği ve küresel iktisadi faaliyetin zayıf seyrini sürdürdüğü değerlendirilmektedir. Bununla birlikte, gerek ihracat ağırlıklı küresel büyüme görünümü gerekse ocak ve şubat ayı Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) verileri, iktisadi faaliyette 2023 yılı son çeyreğine göre ılımlı bir toparlanmaya işaret etmektedir. Enflasyonda kalıcı düşüş sağlamak amacıyla sıkı para politikalarının sürdürülmesi ve jeopolitik risklerin varlığı 2024 yılında küresel iktisadi faaliyetin seyri açısından öne çıkan risk faktörleri olarak görülmektedir."
Özette, çekirdek enflasyonun ve enflasyon beklentilerinin yüksek seviyelerinin küresel enflasyonun bir süre daha merkez bankalarının hedeflerinin üzerinde seyretmeyi sürdüreceğini ima ettiği aktarıldı. 2023 yılında enflasyonda görülen keskin düşüşe rağmen birçok ülkede, özellikle hizmet enflasyonundaki katılığın dikkati çektiği belirtilen özette, şu ifadeler yer aldı:
"Gelişmekte olan ülkelerde faiz indirimleri parasal sıkılığı koruyacak şekilde sürdürülürken, gelişmiş ülke merkez bankalarının da 2024 yılı içinde faiz indirimlerine başlamaları beklenmektedir. Ancak, merkez bankalarının son dönem iletişimleri ve ABD ocak ve şubat enflasyon verilerinin beklentilerin üzerinde gerçekleşmesi sonucunda piyasa fiyatlamaları önceki PPK dönemine kıyasla daha temkinli bir indirim patikasına işaret etmektedir. Gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımları, ocak ayı başından itibaren görülen yavaşlamanın ardından, risk iştahındaki olumlu seyre bağlı olarak son haftalarda yeniden artış göstermiştir."
Kredi büyümesi ivmelendi
Özette, bir önceki PPK döneminden bu yana toplam kredi büyümesinde ivmelenme gözlendiği belirtildi. Bireysel kredilerin 4 haftalık ortalama büyüme oranlarının önceki PPK toplantısı haftasından bu yana artarak, yüzde 4,12 seviyesinde gerçekleştiği kaydedildi. "İhtiyaç kredilerinde ve bireysel kredi kartlarında bu oran sırasıyla yüzde 4,59 ve yüzde 5,34 seviyesindedir. Taşıt kredileri ise yüzde 0,59 azalarak yılbaşından bu yana sergilediği zayıf seyrine devam etmiştir. Diğer taraftan, Türk lirası ve kur etkisinden arındırılmış yabancı para ticari kredilerin aynı dönemde 4 haftalık ortalama artış oranları sırasıyla yüzde 3,34 ve 1,28 seviyesinde gerçekleşmiştir." ifadesi kullanıldı. Özette, mart ayı içinde yapılan düzenlemelerle finansal koşulların sıkılaştırıldığı, para politikası aktarımının desteklendiği belirtildi. Bu veriler, Türkiye'nin ekonomik durumunu ve kredi piyasasındaki gelişmeleri değerlendirmek adına önemli bir gösterge olarak karşımıza çıkıyor.
Türk lirası ticari ve ihtiyaç kredileri için aylık büyüme kısıtlarının yüzde 2’ye düşürüldüğü, uygulamanın etkinliğini artırmak amacıyla büyüme kısıtlarının aşılması durumunda menkul kıymet tesisine ek olarak zorunlu karşılık tesisi getirildiği bildirilen özette, finansal koşulları sıkılaştıran adımların etkisiyle Türk lirası ticari kredi faizleri ve ihtiyaç kredisi faizlerinin önceki PPK toplantı haftasından bu yana artış gösterdiği ifade edildi. Türk lirası ticari kredi faizlerinin yüzde 59,6'ya, ihtiyaç kredisi faizlerinin ise yüzde 76,0'a yükseldiği belirtildi. Konut kredisi ve taşıt kredisi faizlerinde sınırlı artış yaşandığı, konut kredisi faizlerinin yüzde 42,7, taşıt kredisi faizlerinin ise yüzde 43,1 olduğu kaydedildi.
Azami fark oranları yükseldi
Özette, mart ayı PPK kararı ve alınan makroihtiyati tedbirler ile kredi büyümesinde dengelenmenin öngörüldüğü ifade edildi. Parasal aktarım mekanizmasını destekleyici makroihtiyati tedbirlerin etkisi ile geçen PPK dönemine göre 2,81 puan artan Türk lirası mevduat faizlerinin 15 Mart itibarıyla yüzde 49,6 olarak gerçekleştiği belirtildi.
Özette, kredi kartı nakit çekim ve kredili mevduat hesaplarında uygulanacak azami faiz oranlarının yüzde 4,42’den yüzde 5’e yükseltildiği, Türk lirası mevduatın desteklenmesi amacıyla tüzel ve gerçek kişilere yönelik hedef artışlarının yapıldığı, zorunlu karşılık tesisinin genişletildiği bilgilerine yer verildi. Bu adımların, Türkiye'nin ekonomik istikrarını koruma ve finansal koşulları dengeleme amacına yönelik olduğu ifade edildi. Özette, tasarruf mevduatları ile yüksek tutarlı mevduatlara önerilen faizler arasındaki farkın devam ettiğine dikkat çekildi. Bu durumun yurt içi talepte dengelenme süreci üzerindeki etkilerinin yakından takip edildiği ifade edildi.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) brüt uluslararası rezervlerinin önceki PPK dönemine kıyasla 6,31 milyar dolar azalarak 15 Mart 2024 itibarıyla 127,9 milyar dolar seviyesine gerilediği aktarıldı. Küresel risk iştahındaki iyileşmeye rağmen, kısa vadeli yurt içi belirsizliklerin etkisiyle Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk priminin (CDS) 43 baz puan artışla 20 Mart 2024 itibarıyla 337 baz puan seviyesine yükseldiği belirtildi. Özette, benzer şekilde, Türk lirasının 1 ve 12 ay vadeli kur oynaklığının 20 Mart 2024 itibarıyla sırasıyla yüzde 8,6 ve yüzde 19,5 seviyelerine yükseldiği vurgulandı. Ayrıca, 2023 yılı haziran ayından itibaren 2,02 milyar ABD doları Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) piyasasına ve 2,55 milyar ABD doları hisse senedi piyasasına olmak üzere toplam 4,57 milyar ABD doları net portföy girişi gerçekleştiği belirtildi. Son dönemde yaşanan risk primi ve kur oynaklıklarındaki artışlara net portföy çıkışlarının eşlik ettiği de özette değerlendirildi.