Stokçuluk, ekonomik açıdan büyümeye ya da yeni bir ekonomik sistem kurmaya çalışan hükümetlere vurulan en büyük darbelerden biridir. Enflasyonun yükseldiği ülkelerde stokçuluk da aynı anda yükselmeye başlar. TBMM Genel Kurulu, ortamı fırsata çevirmek isteyen stokçulara karşı yapılan yasayı kabul etti.
Aralık ayında TBMM Başkanlığı'na sunulan teklifle ile birlikte stok yapanlara verilen ceza arttırıldı. Cezanın sınırı önceden 400 bin TL iken, şimdi 2 milyon TL'ye çıkarıldı. 50 - 500 bin TL arası olan cezalandırma 100 bin ile 2 milyon TL arası olarak değiştirildi. Bu karar yürürlüğe girmiş durumdadır.
Stokçuluğu tanımlayan birçok kurum ve kuruluş vardır. Bunlardan bir tanesi de Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu’dur. Yönetmeliklerinde, "Olağanüstü hal, afet ve ekonomik dalgalanma dönemleri ile diğer acil durumlarda üretici, tedarikçi ve perakende işletmelerin piyasada darlık yaratan, piyasa dengesini ve serbest rekabeti bozan faaliyetleri ile tüketicinin mallara ulaşmasını engelleyen faaliyetleri” stokçuluk olarak tanımlıyor.
Türk Dil Kurumu (TDK) ise stoku yığılım, stokçuluğuysa stok yapan kimse, istifçi olarak tanımlıyor. Genel olarak vatandaşta dönemin kritik ürünlerini normal fiyattan satın alıp piyasada manipülasyona yol açmak, ürün piyasada azaldığındaysa ürünü fahiş fiyatlarla satmak üzerinden yorumlanıyor. Aktüel açıdan stokçuluğun tanımı da bu fikir üzerinden tartışılıyor.
Koronavirüs Pandemisi ile birlikte stokçuluk kavramı daha çok hayatımızda yer edinmiş durumdadır. Daha önce belli bir cezası olmaması, Pandeminin başında stokçuluğu bir nevi meslek haline getirmiştir. 6585 sayılı Perakende Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’a bir madde eklenmiştir. Madde, “tüketicinin mallara ulaşmasını engelleyici faaliyette bulunulamaz.” cümlesini içeriyor.
Fahiş fiyat artışı, stokçuluk ve Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu” başlıklı Ek 1 maddede “Üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından piyasada darlık yaratıcı, piyasa dengesini ve serbest rekabeti bozucu faaliyetler ile tüketicinin mallara ulaşmasını engelleyici faaliyetlerde bulunulamaz.” bulunuyor. Bu maddeye aykırı hareket edenlere maddi ceza uygulanıyor. Stokçuluğun cezası 50 bin ile 500 bin TL arasında değişmektedir.
İhtikar, aynı zamanda Türk Ceza Kanunu’nda yer alır. "Belli bir mal veya hizmeti satmaktan kaçınarak kamu için acil bir ihtiyacın ortaya çıkmasına neden olan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Stokçuluk düzenli ve dengeli ekonomilerde genel olarak gözükmez. Doğal afet dönemlerinde belli bir bölgede sıklıkla ortaya çıkar. Büyük Van depreminde birçok stokçu ortaya çıkmış, tedarik krizi baş göstermişti. Aynı zamanda büyük sel ve kasırgalarda da stokçuluk görülebilmektedir.
Küresel anlamda oluşan ekonomik krizler stokçuluğu tetikler. Para değerinin düşmesi ve tedarik krizinde sorun çıkması gibi durumlar çıkarcı insanların stokçuluğunu yaratmaktadır. Tedarik krizindeki sıkıntılar da stokçuluğu tetikler.
Enflasyon ve Agflasyon stokçuluğun ortaya çıkmasının en büyük sebebidir. Enflasyon artışı sonucu sürekli fiyatlar güncellenmektedir ve fiyatlarda artış doğal hale gelmiştir. Fırsat bilen bireyler, ürünleri yüklü şekilde alıp fiyatlar yükseldiğinde aldığı fiyatla aktüel fiyatın ortasında satmakta, bu sayede kar etmektedir. Stokçuluk genellikle gıda ürünlerinde olur. Patates, soğan, havuç en çok stok yapılan gıda ürünleridir.
Alkol ve tütün ürünlerinde zamların gelmesiyle birçok kişi tekellerde sigara bulamadı. Tekelciler, ürünün tedariğinin aksadığını söylese de yapılan denetimlerle sigaraların saklandığı, fiyat güncellemesi geldiği an ürünleri satmaya başladıkları belirlendi. Birçok insan şu an alkol ve tütün ürünlerinde stok yapıp yılbaşında satmayı planlıyor.
Dünyadaki çip krizi, yani çip tedarik sorunu nedeniyle birçok marka araç üretimini durduruyor. Stoklardan arabalar satıla satıla stoklarda araba kalmamış durumda. Bunu öngören bazı insanlar, önceden satın aldıkları araçlar sayesinde sıfır araç piyasasında araç kalmamasına neden oldu. Bayilerde araç kalmadığı vakitte stokçulara araçları daha yüksek fiyatta satışa sundular. Çip krizi, otomobil stokçuluğunu başka bir boyuta çıkarmıştır.
Stokçuluk Kur’an-ı Kerim’de rastlanmamaktadır. Lakin, haksız rekabet hakkında birçok ayet bulunmaktadır. Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, "Bencilce davranarak kişisel menfaat sağlamaya yönelik yaklaşımlarda bulunmak, elinde ürün olduğu halde daha çok kazanma hırsıyla piyasaya sürmemek yani ihtikara tevessül etmek, İslam'ın üstün ahlak ilkeleriyle bağdaşmayan ve yasakladığı bir davranıştır. İnsaniyet açısından da kabul edilemez bir durumdur." açıklamalarında bulunmuştur.
Hanefîler’den Kâsânî ihtikârı, “gıda maddesinin şehirden veya küçük yerleşim merkezlerinin yakın çevresinden satın alınıp bekletilmesi ve böylece bölge halkına zarar verilmesi” sözlerine yer vermiştir. Abdullah b. Mahmûd el-Mevsılî ise, “temel yiyecek maddelerinin şehrin piyasasından veya onu besleyen bölgelerden satın alınıp pahalılaşıncaya kadar stoklanması” tarifiyle birlikte stokçuluğu kötülemiştir.