Soğuk Havalar Kalp Krizini Tetikliyor!

Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Muhammed Keskin, kalp krizinin sebeplerine, tedavi yöntemine ve dikkat edilmesi gerekenlere yönelik bilgiler vererek mevsim geçişlerinde riskin arttığının altını çizdi. Detaylar haberimizde...

19.11.2021-09:33 - (Son Güncelleme: 25.01.2022-17:51) Soğuk Havalar Kalp Krizini Tetikliyor!

Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Muhammed Keskin, kalp krizinin sebeplerine, tedavi yöntemine ve dikkat edilmesi gerekenlere yönelik bilgiler vererek mevsim geçişlerinde riskin arttığının altını çizdi.

HAVA SICAKLIĞI DÜŞÜNCE KALP KRİZİ RİSKİ ARTIYOR!

Amerika´da 2018 yılında 250 bin kişinin katılımıyla yapılan araştırmadan örnek veren uzman kardiyolog, şunları kaydetti: "Çalışmada hava sıcaklığındaki her 7 birimlik düşüşün kalp krizi riskini yüzde 3 artırdığı görülmüş. Yani havaların ani olarak soğuduğu mevsim geçişlerinde kalp krizi riski ciddi olarak artıyor. Bunun en büyük nedeni kalp damarlarının büzüşmesidir. Soğuk hava kalp damarlarının genişleyebilme kapasitesini bozuyor. Normal 3 milimetrelik bir damar 4,4 buçuk milimetreye kadar genişleyebilir. Diğer bir neden ise vücuttaki su ve tuz tutulumunun artmasıdır. Soğuk havada vücut tuz ve suyu tutarak ısıyı artırmaya çalışıyor. Böyle olunca ödem oluşuyor ve damarlardaki yük artıyor. Bu da kalp krizi riskini artırıyor" 


Kalp krizine yol açan hastalıkların da özellikle mevsim geçişlerinde görüldüğünü ifade eden Doç. Dr. Keskin, "Örneğin, grip, zatürre gibi hastalıklar bu mevsimde daha sık görülüyor ve kalp krizi riskini artırıyor. Kişinin kriz riski yüzde 1 ise enfeksiyon geçirdikten sonra 3 katına çıkıyor. Kişilerde kalp, damar rahatsızlığı varsa bir de enfeksiyon geçirirse kalp krizi ortaya çıkabiliyor. Havaların ani ve şiddetli soğuması kalp krizi riskini artırıyor" diye aktardı.

RİSK GRUBU KASIM AYINA DİKKAT ETMELİ!

Kasım ayının havaların en ani soğuduğu ay olduğunu sözlerine ekleyen Doç. Dr. Keskin, şöyle dedi: "O nedenle özellikle kasım ayına hastaların dikkat etmesini öneririm. Bir gün hava sıcak, ertesi gün soğuk olur. Kalın giyinmez, göğüs ve boğaz bölgenizi korumazsanız aniden gelen enfeksiyon kalp krizi riskini artırır. Bu mevsimde kalp krizi vakalarının diğer mevsimlere göre artış gösterdiğini söyleyebiliriz. Mevsim geçişlerinde iyi giyinmek gerekiyor. Araba kullanırken klima açmayın, pencereyi açıyorsak göğüs bölgemizi soğuk havadan korumalıyız. Özellikle toplu taşıma ve kalabalığın olduğu yerlerde maske takmalıyız" 

GÖĞÜS AĞRISINI İHMAL ETMEYİN!

Damarlardan en az bir tanesinin yüzde 100 tıkanması sonucu kalp kaslarının beslenememesi ile kalp krizinin gerçekleştiğini söyleyen Doç. Dr. Muhammed Keskin, "Damar tamamına yakın tıkanmışsa spazm diyoruz. Kalp krizinde her dakika çok önemlidir, ilk 2 saat içerisinde tıkalı damarı açamazsak kalp kasının eskiye dönme ihtimali düşük oluyor. Bu nedenle göğüs ağrısı başladığı anda özellikle ilk yarım saat içerisinde hastaneye gidilmelidir. Kişi ya 112´yi arasın ya da yakınıyla hastaneye gitsin" diye uyarıda bulundu.

AĞRI 5 DAKİKADAN FAZLA SÜRÜYORSA…


Göğüste ağrının birden başladığına vurgu yapan Doç. Dr. Keskin, "Göğüste baskı, yanma, sıkışma olur. Genelde çeneye ve sol kola vurur. Baskı bazen karına ve sırta da vurur. Genellikle bu ağrı 5 dakikadan uzun sürer. Hastaneye gelen hastaya mutlaka EKG çekilmesi lazım, o zaman kalp krizi teşhisi koyabiliyoruz. Eğer kişi hastaneye gitmezse, geç kalırsa ani ritim bozukluğu oluşabilir ve kalbi durur. Beyindeki oksijen seviyesi düşer ve beyin hasarı oluşur. Ayrıca kalp krizi geçiren kişiye hızlı müdahale edilmezse, iyi bir tedavi uygulanmazsa sonradan kalp yetersizliği gelişir. Hasta hayatı boyunca ilaç kullanmak zorunda kalır. Kalp yetersizliği en kötü kanserden bile daha tehlikeli, her yıl ölüm riski yüzde 50´dir" dedi.

ERKEN MÜDAHALE HAYAT KURTARIYOR!

Hasta acile geldiğinde o anda çekilen EKG ile kalp krizi teşhisinin konulduğunu ifade eden Doç. Dr. Keskin, "15 dakika içerisinde anjiyo odasına alınıyor. Bu kadar hızlı müdahale edilen bir kişinin kalp krizini hasarsız atlatma ihtimali çok yüksektir. Günümüzdeki teknolojilerle hızlıca damarı açıyoruz ve riskleri minimuma indiriyoruz. Erken müdahale hayat kurtarıyor, felç ve sonrasında gelişebilecek kalp yetersizliği riskini azaltıyor" diyerek erken müdahalenin önemini vurguladı.

KALP KRİZİNİN EN ÖNEMLİ RİSK FAKTÖRLERİ

Kişinin babasında, dedesinde kalp krizi öyküsü varsa bunun ciddi bir risk faktörü olduğunu söyleyen uzman kardiyolog, faktörleri şöyle sıraladı: "Kolesterol, kan şekerinin yüksekliği ve hipertansiyon risk faktörleri arasındadır. Ama hipertansiyonu ve kan şekerinin yüksekliğini ilaçlarla kontrol altına alırsak riski azaltmış oluyoruz. 60 yaşından sonra kalp, damar hastalıkları artıyor. 60 yaşından önce kişi sigara tüketmiyorsa, ailesinde böyle bir öykü yoksa kolay kolay kalp krizi geçirdiğini görmeyiz. 35 yaşındaki biri hasta, anne ve babasında bu rahatsızlık yoksa genellikle sigara veya madde kullanımına bağlı olarak kalp krizi geçirir. Obezite tek başına kalp krizi için risk faktörüdür" 

AİLE ÖYKÜSÜ KALP KRİZİNİ RİSKİNİ ETKİLİYOR!


Beslenme ve egzersizin kalp krizini önlemeye yönelik önemine değinen Doç. Dr. Keskin, "Kalp krizi geçiren biri tuzu azaltır, doymuş yağlardan uzak durursa ve şeker tüketimini minimuma indirirse onu hiç kriz geçirmemiş kabul ediyoruz. Kişinin hayat kalitesi çok yükseliyor. Haftada minimum 180 dakika egzersiz yapılmasını öneriyoruz. Kişide kalp damar rahatsızlığı yoksa tempolu egzersiz öneriyoruz. Eğer kişi, birinci dereceden yakını örneğin babası 40 yaşında kalp krizi geçirmişse 30 yaşından sonra risk faktörü değerlendirilmesine tabi tutulmalıdır. Ailede genetik kolesterol yüksekliği varsa dikkat etmek lazım. Bu yüzden 19-20 yaşında kalp krizi geçiren hastalarımız var" dedi.

YORUM YAZ..
Modal