Seyid Çolak: Salgının Ardından Sinemalarda Film Yığılması Olacak

İlk uzun metraj filmi "Kapan" ile uluslararası film festivallerinden ödülle dönen yönetmen Seyid Çolak, coronavirüs salgınının ardından sinemalarda bir film yığılması olacağını söyledi.

22.04.2020-14:12 - (Son Güncelleme: 22.04.2020-14:13) Seyid Çolak: Salgının Ardından Sinemalarda Film Yığılması Olacak

İlk uzun metraj filmi "Kapan" ile uluslararası film festivallerinden ödülle dönen yönetmen Seyid Çolak, küresel boyuttaki coronavirüs salgınının sinema sektörünü nasıl etkileyeceğini ve sinemanın geleceğine yönelik düşüncelerini anlattı.

Salgın nedeniyle filmin vizyon tarihini ertelediğini belirten Seyid Çolak, "Bir sinemacı olarak birebir etkilenen kişilerdenim. Nisan, ya da mayıs ayında filmimizi vizyona sokmayı düşünüyorduk ancak bu virüs nedeniyle ertelemek zorunda kaldık. Büyük ihtimalle sonbahar, eğer geçmezse daha ileriki tarihlerde vizyona sokma durumumuz oluştu." diye konuştu.

Dünya genelinde hiçbir filmin yaklaşık bir aydır vizyona girmediğine değinen Çolak, salgının ardından sinemalarda bir film yığılması olacağını söyledi.

TARİHİ OLAYLAR SİNEMAYI ETKİLER

Tarihi olayların sinemayı etkilediğini belirten genç yönetmen sinemanın bu olaylara çeşitli tepkiler verdiğini vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:

"Mesela I. Dünya Savaşı'ndan sonra sinema çok gelişmemişti ama 'Alman dışavurumculuğu' akımının oluşmasına neden olmuştu. II. Dünya Savaşı sonrası ise 'İtalyan yeni gerçekçiliği' diye bir akım ortaya çıktı. Bu akımda daha insani olayların ön plana çıkartıldığı gerçekçi filmler yapılıyordu. O dönem sinemada yeni bir başlangıç yapılıyor aslında, o zamana kadar bütün çekimler neredeyse stüdyoda yapılıyorken dışarıda çekimlere başlanıyor. Türkiye’de ise olağanüstü olaylar dediğimizde, darbelerin sonrasında sinemada değişimler yaşanıyor. Mesela 1980 darbesinden sonra arabesk filmler ortaya çıkıyor, bir nevi acıyı acıyla anlatan filmler yapılıyor."

Coronavirüsün tüm dünyadaki etkilerine de değinen Çolak, "İnsanlık, sinema icat olduğundan beri ilk defa virüs nedeniyle evlerine çekildi. Savaşlarda insanlar hemen yanıbaşlarında insanların öldüğünü, tecavüze uğradığını, şehrinin bombalandığını görüyordu. Ama bugün biz sadece evlerimize çekilmişiz ve çeşitli aktivitelerle zaman geçirmeye çalışıyoruz. Bu bizi sadece psikolojik olarak etkiliyor. Görmediğimiz bir virüs tarafından öldürülüyoruz. Bir çatışma durumu yok. İnsanlığın nasıl tepki vereceğini kestiremiyorum ama savaşların yol açtığı tahribatı, virüsün verebileceğini de düşünmüyorum. Umarım insanlığa yani bizlere her şeye hükmetme sevdasından vazgeçebilmeyi öğretir. Aslında işleyişe çomak sokan biziz ve bunun karşılığını maalesef bu şekilde görüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

"YAŞANANLARDAN DERS ÇIKARMALIYIZ"

Yaşananlardan bir ders çıkarılması gerektiğini sözlerine ekleyen Yönetmen Çolak şöyle devam etti:

"Ders çıkarmazsak daha büyük sorunlarla karşılaşabiliriz. İnsanlığın şımarıklığının bir sonucu olarak da okumak istiyorum. Süreçte insanlar evlerinde kişisel bir buhran yaşıyorlar ve bu durum sonlanıp da dışarı çıktıklarında telafi edebilmek için kültürel aktivitelere daha fazla dahil olacaklar, özellikle de sinemaya gideceklerdir. Ancak birkaç hafta korumacı ve garantici davranarak bunu erteleyebilirler. Çünkü bu bir eğlence alanı olduğu için insanlar hemen öncelik vermeyecektir. Sonra da daha çok aksiyon, macera, komedi gibi onların bugünlerde biriktirdiği psikolojik bunalımı atlatıcı filmlere yöneleceklerini düşünüyorum. İnsanlar dijital ortamlara biraz daha alışmaya başladı, hiç dijital mecralarda film izlemeyenler bu süreçte buralarla tanıştı."

Dijital platformların gelecekte öneminin daha da artacağını belirten Seyid Çolak, "Dijital platformda bir proje seyrettiğinizde, 'Onun yönetmeni şu...' diyebileceğiniz çok fazla done vermiyor size. Maalesef özgünlüğü fazlasıyla daraltıyorlar. Projelerin çoğu birbirine benziyor. Martin Scorsese ve Alfonso Cuaron gibi rüştünü ispatlamış yönetmenlere ayrıcalık tanıyorlar. O da tamamen prestij amaçlı. Bir nevi kendilerine yeni alan açabilmek için. Bu da bir stratejidir ve başarılı da oluyorlar. Dijital platformların gelecekte hayatımızda daha fazla yer edineceğini düşünüyorum. Onun için de bu gibi platformlara yatırım yapılmalı ve içerik üretmeliyiz. Güven’le birlikte yeni bir dizi projesi üzerine çalışıyoruz. Her bölümü farklı türe hizmet eden ve birbiriyle konu anlamında bağlantılı özgün bir iş çıkarmaya çalışıyoruz. Tür anlamında bilim kurgu, fantastik, ütopik, gizem, gerilim türlerine hizmet edecek. Bence artık bu türlere de yönelmeliyiz. Seyirci dijital platformlarda bu tür işlere alışmaya başladı ve bizim de epey hikayemiz var. Tam da zamanı diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

YORUM YAZ..
Modal