Selda bağcan türküleri, söz ve şarkıları
Acem kızı
çırpınıp da sanova ya çıkınca
eglen sanovada kal acem kızı
ugrun ugrun kas altindan bakarken
can telef ediyor gül acem kızı
seni saran oğlan neylesin malı
yumdukça gözünden doker mercanı
burnu fındık agzi kahfe fincanı
seker mi serbetmi bal acem kızı
avrupa kurban olsun kara kaşına
ingiliz fransız değmez döşüne
amerika belçika düşmüş peşine
bir de alman kurban bil acem kızı
Adıyaman türküsü
düz dara yar düz dara
yar zülüfün düz dara
doksan dokuz yarem var
sen açtırdın yüz yara
uy amman amman amman
burası adıyaman
âlem düşman kesilir
seni sevdiğim zaman
düzdedir yar düzdedir
yar zülüfün düzdedir
nice güzeller sevdim
hala gönlüm sendedir
uy amman amman amman
burası adıyaman
âlem düşman kesilir
seni sevdiğim zaman
Ah yalan dünya
hep sen mi ağladın?
hep sen mi yandın?
ben de gülemedim yalan dünya da,
sen beni gönlünce mutlu mu sandın?
ömrümü boş yere çalan dünya...
ah yalan dünya yalan dünya yalandan yüzüme gülen dünya,
ah yalan dünya yalan dünya yalandan yüzüme gülen dünya.
sen ağladın canım, ben ise yandım...
dünyayı gönlümce olacak sandım.
boş yere aldandım boş yere kandım,
ah rengi gözümde solan dünya.
ah yalan dünya yalan dünya yalandan yüzüme gülen dünya,
ah yalan dünya yalan dünya yalandan yüzüme gülen dünya.
ne yemek ne içmek, ne tadım kaldı...
garip bülbül gibi feryadım kaldı,
alamadım eyvah muradım kaldı,
ben gidip ellere kalam dünya.
ah yalan dünya yalan dünya yaşları gözüme dolan dünya,
ah yalan dünya yalan dünya yaşları gözüme dolan dünya.
bir yetim türküsü
ağladım anne
hedefim insandı, vur emri geldi
ellerim titredi, ağladım anne
bir sağıma baktım bir de sol yanıma
yüreğim sızladı, ağladım anne
gecenin yarısı, dağın başında
siperde beklerken, ayışığında
hedef oldu, durdu karşımda
yüzümü çevirdim, ağladım anne
yolun karşısında, yakın yerdeydi
gördüğüm kadar, genç de biriydi
bir taşın dibinden, kalktı yürüdü
ardı sıra baktım, ağladım anne
onun da yolunu, bekleyen vardır
anası babası, sevdiği vardır
belki de yubvası, yavrusu vardır
kıymadım vurmaya, ağladım anne
o da benim gibi, emir kuluydu
belli memleketi, güney doğuydu
bilmem ki oda beni,vururmuydu
ben ona kıymadım ,ağladım anne
Annem annem babam yok mu? nerde kaldı gelmedi
gözlerimden akan yaşı, el uzatıp silmedi,
uyan yavrum sabah oldu, şafak yeri atıyor,
o kahraman babacağım,kan içinde yatıyor,
annem annem babam yok mu? nerde kaldı gelmedi
gözlerimden akan yaşı, el uzatıp silmedi,
annem annem babam yok mu? nerde kaldı gelmedi
gözlerimden akan yaşı, el uzatıp silmedi,
kim ağlamaz ey kardeşim böyle şehit oğluna
babamızı kurban verdik, bu milletin yoluna,
annem annem babam yok mu? nerde kaldı gelmedi
gözlerimden akan yaşı, el uzatıp silmedi,
Can cana olunca
çarşı pazar dolaşmışsın, ne güzel de giyinmişsin.
sana birşey söylesem ben bilmem ki kızarmısın.
her zaman olmasa da, ara sıra uğra bize,
badeler içeriz, bazen de vururuz saza.
eller, kollar, beller sarılınca güzel.
gül dikensiz olmaz ama koklayınca güzel.
uzaktan uzağa olmaz, can cana olunca güzel.
her zaman olmasa da, ara sıra uğra bize,
badeler içeriz, bazen de vururuz saza.
eller, kollar, beller sarılınca güzel.
Ceviz arasında
ceviz arasında vardır evimiz
aman amanda evimiz
yar seninle aman böyle miydi
yandım da kavlimiz
mezar arasında yandım aman
harman olur mu
kama yarasına yandım aman
derman olur mu
Dağlar duman olur
pınar başından bulanır canım oy
iner ovayı dolanır canım oy
sende çok haller talanır canım oy
dağlar duman olur
çayır çimen olur
ben yari görmezsem
halim yaman olur
halim yaman olur vay vay
hiç ovaya inmedin mi
aşk oduna yanmadın mı
can yakmaya doymadın mı
dağlar duman olur
çayır çimen olur
ben yari görmezsem
halim yaman olur
yaz görmemiş kışa benzer canım oy
içmişde sarhoşa benzer canım oy
dert görmemiş başa benzer canım oy
dağlar duman olur
çayır çimen olur
ben yari görmezsem
halim yaman olur
halim yaman olur vay vay
Garip yolcu
hava rüzgar gök bulut
cümle kapılar kilitli
yorgun yoksul uyku çattı
garip yolcu nerde yatsın
böyle hayat yere batsın
şalvar yırtık çorap delik
teri akar oluk oluk
yarımız suda balık
hangi gölde balık tutsun
garip yolcu nerde yatsın
menzil uzak yollar bozuk
heybesinde bitmiş azık
çağırsak duyan yok yazık
derdini kime anlatsın
garip yolcu nerde yatsın
gözü zayıf derdi yaman
zalim bahtı vermez zaman
böyle mekan böyle zaman
böyle hayat yere batsın
garip yolcu nerde yatsın
Haydar haydar
ondört bin yıl gezdim divanelikte
sıtk-ı ismin buldum pervanelikte
içtim şarabını mestanelikte
kırkların ceminde dara düş oldum
kırkların ceminde haydar haydar dara düş oldum
güruh-u naci'ye özümü kattım
insan sıfatından çok geldim gittim
bülbül oldum firdevs bağında öttüm
bir zaman gül için zara düş oldum
bir zaman gül için haydar haydar zara düş oldum
Kıymayın efendiler
bulutlar adam öldürmesin
analardır adam eder adamı
aydınlıklardır önümüzde duran
sizi de bir ana doğurmadı mı
analara kıymayın efendiler
bulutlar adam öldürmesin
koşuyor altı yaşında bir oğlan
uçurtması geçiyor ağaçlardan
sizde böyle koşmuştunuz bir zaman
çocuklara kıymayın efendiler
bulutlar adam öldürmesin
gelinler aynada saçını tarar
aynanın içinde birini arar
elbet böyle sizi de aradılar
gelinlere kıymayın efendiler
bulutlar adam öldürmesin
Özgürlük ve demokrasiyi çizmek
buraya denizi çiziyorsun ya
suları mavilere boyuyorsun
kayıkları koyuyorsun üstüne
sabahı serinliği koyuyorsun
buraya denizi çiziyorsun ya
balıkların iri görüntüsünü
ağları çiziyorsun martıları
sonra martıların gürültüsünü
buraya denizi çiziyorsun ya
kayıkları çiziyorsun geride
umudu çiz alın yazısını çiz
ayazı da çiz alın terini de
balıkçıları çiz balıkçıları
geceyi de çiz doğacak günü de
yoksulluğu çiz çaresini de çiz
sömürüyü de çiz sömürüyü de
Sivas'ın yollarına
selvi boylum salın da gel
bir bakışın ömre bedel
ikimizi ayırdılar
kör olası zalim kader
sivas'ın yollarına
çıkayım dağlarına
bırak ben beni vuram
ölüm gitmez zoruma vayyyy
kara saçın dolam dolam
boynunda urganın olam
eğer başka yar seversen
buralarda nasıl duram
sivas'ın yollarına
çıkayım dağlarına
bırak ben beni vuram
ölüm gitmez zoruma vayyyy
Vuruldum düştüm yere
giresun`un içinde
iki sokak arası
altı kurşun attılar
üçte bıçak yarası
vuruldum düştüm yere
gideceğim uzağa
ne edelim feridem
düşürdüler tuzağa
giresun`un içinde
yeşil fındık bahçesi
vurdular feridemi
yere düştü bohçası
vuruldum düştüm yere
gideceğim uzağa
ne edelim feridem
düşürdüler mağa
Yürüyorum dikenlerin üstünde
karanlık bir gece yol görünmüyor,
yürüyorum dikenlerin üstünde.
kara çalı bana aman vermiyor,
yürüyorum dikenlerin üstünde.
güneş erken doğup şafak sökmüyor,
gökteki dumanı silip atmıyor,
ay karardı yıldız ışık tutmuyor,
yürüyorum dikenlerin üstünde.
sonlanmadı menzil ile durağım,
belki çok yakınım belki ırağım,
yaralandı parça parça ayağım,
yürüyorum dikenlerin üstünde.
yavaşa yavaş ilerlerken kaplani,
benim ile yola çıkanlar hani?
geri dönsem taşa tutar dost beni,
yürüyorum dikenlerin üstünde.
Utan utan
terk edip gittiğin aklıma geldiğinde
bana çektirdiğin hasret aklına geldiğinde
düşünüp`te kendinden utan
çaldığım zaman açmadın kapıları
seslendiğimde ses vermediğin camları
aklına geldiğinde kendiden utan
beni sensiz çocuğumu anasız bırakıp
kendi kişiliğini kaybettiğin günleri
aklına getirip kendinden utan
sana son sözüm allahtan bulasın
dalında kuruyan yaprak olasın
aklına geldiğim zaman bulup kendinden utan
sazım kırktı telinden
gönül kırık yar elinden
sabrım söndü felek elinden
ben neyleyim feleğin elinden
sabır feryat yetmiyor
yar yüzünden yüzüm gülmüyor
sürünüyor umutlarım kırılıyor kalbim
ben neyleyim feleğin elinden
sebebim yar derim yalnızım
nerede sevgilim hep ararım
sabrım taşı çatladı neredeyim
ben neyleyim feleğin elinden
Yalan dünya
oy dünya yalan dünya
yalan, yalan, yalan dünya
mecnun leyla'ya vurulmuş
kerem aslı'ya kul olmuş
ferhat şirin'le yoğrulmuş
arzu'yu kamber'e vereydin ya
yalan, yalan, yalan dünya
kimisini ağlatırsın
kimisini güldürürsün
genç yaşlarda öldürürsün
ölüme çare bulaydın ya
yalan, yalan, yalan dünya
dağların var yüce yüce
yaylaların koca koca
yalan dünya uçtan uca
sulh içinde olaydın ya
yalan, yalan, yalan dünya
biraz umut vermedin ki
zalimi yere sermedin ki
haktan yana olmadın ki
yüzünü garibe döneydin ya
yalan, yalan, yalan dünya