Sağlıkta yeni riskler kapıda: İklim değişikliği ve yükselen sıcaklıkların tehlikeli yansımaları!

Son yıllarda artan iklim değişikliği ve yükselen sıcaklıklar, sağlık alanında yeni risklerin ortaya çıkmasına neden oluyor. Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Emine Didem Evci Kiraz, iklim değişikliğiyle birlikte vektörler ve hayvanların da etkisiyle yeni hastalıkların ve enfeksiyonların taşınmasında artış yaşandığını belirtiyor. Özellikle arbovirüsler, dang humması, Chikungunya ateşi, Kırım-Kongo kanamalı ateşi gibi hastalıkların sayısında artış gözlemleniyor.

03.04.2024-12:26 - (Son Güncelleme: 15.04.2024-17:44) Sağlıkta yeni riskler kapıda: İklim değişikliği ve yükselen sıcaklıkların tehlikeli yansımaları!

Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emine Didem Evci Kiraz, iklim değişikliğinin Sağlık üzerindeki olası etkilerini değerlendiriyor. Güneşin ultraviyole radyasyonunun artışıyla gıda ve su kalitesindeki değişimle ilgili hastalıkların, bulaşıcı hastalık etkenlerinin ve yayılımlarının, hayvan kaynaklı hastalıkların ve ruhsal sorunların artabileceğini belirtiyor. Ayrıca, yeni hastalıkların ortaya çıkabileceğine dikkat çekiyor. İklim değişikliği, sadece çevresel etkilerle sınırlı kalmayıp sağlık alanında da ciddi sonuçlar doğuruyor. Hava sıcaklıklarındaki artışın, hayvanlar ve vektörler aracılığıyla bulaşan hastalıkları artırması ve mevsimsel hastalıkların etkili olduğu dönemleri uzatması, uzmanlar tarafından endişeyle karşılanıyor. Normal bir insanın vücut sıcaklığının belirli bir aralıkta olduğunu ifade eden Kiraz, bu sıcaklığın korunması için vücudun terleme ve ısı transferi gibi mekanizmalarını kullandığını açıklıyor. Ancak, hava sıcaklığındaki artışın kalp ve damarlar üzerinde baskı oluşturduğunu, dokularda ve hücrelerde sıvı kaybına neden olduğunu ve böbrek fonksiyonlarını etkilediğini vurguluyor.

Organ dengesi bozuluyor

Kiraz'a göre, vücudun stres altına girmesi halinde metabolik sendromlar gelişebilir ve organ dengesi bozulabilir. Bu durum, tansiyon düşmesi, ani bayılmalar gibi acil durumlarla sonuçlanabilir. Uzun süreli sıcaklık artışı ve su kaybı, kişinin hareket edemez hale gelmesine ve hatta ölümle sonuçlanabilir. Ayrıca, ani sıcak hava dalgalarının ruhsal sorunlar, şiddet ve güvenli olmayan davranışlar doğurabileceğini belirtiyor.

37 derece gibi yüksek sıcaklıklarda, bakterilerin hızla üremesi için uygun bir ortam oluştuğuna dikkat çekiliyor. Bu durum, enfeksiyon hastalıklarının daha yaygın hale gelmesine ve salgın riskinin artmasına neden olabilir.


Halkı bilinçlendirme çalışması sürüyor

Uzmanlar, iklim değişikliğiyle mücadelede sadece çevresel önlemler almanın yeterli olmadığını belirtiyor. Sağlık alanında da bilinçli politika ve önlemlerin alınması gerektiğini vurguluyor. Bu çerçevede, halkın iklim değişikliğinin sağlık üzerindeki etkileri konusunda bilinçlendirilmesi ve sağlık sisteminin bu değişikliklere uygun şekilde güçlendirilmesi önem taşıdığını bildiren Kiraz, şu ifadelerde bulundu:

"Vücut, hijyenik durum sağlanamadığında daha savunmasız hale gelir. Sıcaklık artışı gıdalarda bozulmaya yol açabilir, gıda ve su kaynaklı hastalıkların artmasına neden olabilir. Su ve gıda kalitesindeki değişimlerle birlikte ishal gibi rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. İklim değişikliği nedeniyle yaşanan seller ve enerji kesintileri gibi olaylar da su ve gıda kaynaklı hastalıkları artırabilir, gıda zehirlenmelerinin artmasına neden olabilir."

İklim değişikliği, sadece sıcaklık artışıyla sınırlı kalmayıp sağlık alanında da çeşitli etkiler doğuruyor. Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emine Didem Evci Kiraz, bu etkileri değerlendiriyor.

Kiraz'a göre, iklim değişikliğiyle birlikte vektörler ve hayvanlar aracılığıyla taşınan hastalıkların arttığına dikkat çekiyor. Özellikle arbovirüsler, dang humması, Chikungunya ateşi, Kırım-Kongo kanamalı ateşi gibi hastalıkların artış gösterdiğini ifade ediyor. Bu tür hastalıkların yayılmasında, iklim değişikliğinin vektörlerin ve hayvanların yaşam alanlarını etkileyerek popülasyonlarını artırması önemli bir rol oynuyor. Ayrıca, Kiraz, iklim değişikliğinin alerji ve astım gibi hastalıklar üzerindeki etkilerinin de göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtiyor. Hava kirliliği, seller, orman yangınları ve toz fırtınaları gibi olayların polenlerin yapısını ve taşıdığı etkenleri değiştirebileceğini ve bu hastalıklara neden olabileceğini ifade ediyor. Uzayan polen mevsimiyle birlikte astım, rinosinüzit, KOAH ve solunum yolu enfeksiyonları gibi hastalıkların sıklığının artabileceğini öngörüyor.

Kiraz'ın vurguladığı gibi, iklim değişikliğinin sağlık üzerindeki etkileri göz ardı edilmemeli ve alınacak önlemlerle bu etkiler minimize edilmeye çalışılmalıdır. Bu çerçevede, çevresel düzenlemelerin yanı sıra toplumun sağlık konusunda bilinçlendirilmesi ve sağlık sistemlerinin bu değişen koşullara uygun şekilde güçlendirilmesi büyük önem taşıyor.


Risk grupları paylaşıldı

Prof. Dr. Emine Didem Evci Kiraz, sıcak hava kaynaklı hastalıkların bazı grupları daha fazla etkilediğine dikkat çekiyor. Özellikle yaşlılar, emziren anneler, bebekler ve çocuklar, yatağa bağımlı hastalar, sokakta yaşayan veya çalışanlar ile sağlık okuryazarlığı düşük olanların bu risk altında olduğunu belirtiyor.

Bu risk gruplarının korunması için alınması gereken önlemleri sıralayan Kiraz şunları ifade ediyor:

"Bölge, şehir ve hatta mahalle düzeyine inerek, her bir mahallenin farklı özelliklerine göre sıcaklığa bağlı hastalıkların sınıflandırılması gerekiyor. Yerel yönetimler mahalle çeşmelerini ve sebilleri, gölgelendirme çalışmalarını artırmalı, doğal ağaçlandırma yapmalı. Otobüs duraklarında, sera etkisi yaratan cam ve benzeri malzemeler yerine doğal gölgelendirme alanları, gerektiğinde soğuk hava verebilecek mekanizmalar oluşturulmalı. Hava sıcaklıklarıyla ilişkili ölümlerin 21. yüzyılın ortasına kadar küresel düzeyde yüzde 370 artacağı öngörülüyor. Bireyler su tüketimine önem vermeli, vücut hijyenine ve güneş ışınlarından korunmaya dikkat etmeli. Güneydoğu Anadolu gibi bölgelerde vektörlere karşı cibinlikler, vücuda sürülen koruyucu kremler veya kimyasallar kullanılmalı."


Influenza vakaları devam ediyor

Akademik Solunum Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ve Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bülent Tutluoğlu, hava sıcaklıklarındaki artışın sağlık üzerindeki etkilerine dikkat çekiyor. Özellikle kalp ve damar sistemi üzerindeki etkilerin belirgin olduğunu vurgulayan Tutluoğlu, sıcak günlerde ani kalp krizleri, yüksek tansiyon ve felç gibi sağlık sorunlarının daha sık görülebileceğini ifade ediyor. Ayrıca, artan sıcaklığın kronik solunum problemleri olan kişilerde, örneğin KOAH ve astım hastalarında, bu problemlerin şiddetlenmesine neden olabileceğini belirtiyor.


Tutluoğlu, uyarılarda bulundu

Tutluoğlu'nun uyarıları arasında, sıcak havanın böbrek fonksiyonlarını etkileyerek akut böbrek yetmezliğine ve beyin fonksiyonlarını etkileyerek hafıza kaybı gibi bilişsel sorunlara yol açabileceği de yer alıyor. Ayrıca, genellikle kasımda başlayıp aralık, ocak ve mart aylarında 3 farklı pik dönemi geçirdikten sonra bir sonraki kasıma kadar görülmeyen influenzanın, son birkaç yıldır haziran ayına kadar devam ettiğine de dikkat çekiyor.

Soğuk hava koşullarında genellikle virüslerin miktarının ve yayılma hızlarının azaldığına dikkat çeken Tutluoğlu, bu senenin El Nino etkisiyle mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıklara sahne olduğunu belirtiyor. Bu durumun viral enfeksiyonların daha fazla yayılmasına ve daha ciddi seyretmesine neden olduğunu ifade ediyor. Yüksek sıcaklıkların virüslerin yayılmasını artırabileceği ve insanların daha fazla risk altında olabileceği konusunda uyarıyor.

Hava koşullarının etkisiyle hastalıkların seyrindeki bu değişiklikleri dikkate almak önemlidir. Özellikle yüksek sıcaklıkların virüslerin yayılmasını artırabileceği göz önünde bulundurularak, uygun önlemlerin alınması ve kişisel hijyenin öneminin vurgulanması gerekmektedir. Bu doğrultuda, sık sık ellerin yıkanması, kalabalık ortamlardan kaçınılması, yüz maskesi kullanımı gibi önlemler alınarak hastalıkların yayılması engellenebilir. Ayrıca, vücut direncini artırmak için dengeli beslenme, düzenli egzersiz yapma ve yeterli uyku alışkanlıklarına da dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayarak, şu açıklamada bulundu:

"Özellikle güneşli ve sıcak günlerde dışarı çıkarken korunmak önemli. Öğle saatlerinde dışarı çıkmamak, uygun kıyafetler giymek ve güneş koruyucu şapka veya şemsiye kullanmak gerekir. Ayrıca, güneşlenirken aşırıya kaçmamaya ve sık sık soğuk suyla elleri ve ayakları yıkayarak veya soğuk duş alarak vücudu serinletmek önem taşıdığı bilinmeli."


YORUM YAZ..

En Çok Okunanlar

Modal