Geçtiğimiz günlerde Bursa da bir doktorunun yaşadığı baskılar sonucu canına son vermesiyle sağlık çalışanlarının çok baskı görmesi konusunu tekrardan gündeme taşıdı. Doktor Mustafa Yalçın'ın İntihar vakasından sonra uzman meslektaşları da aynı fikirde artık çalışmaktan soğuduklarını dile getiriyorlar.
Neredeyse çoğu meslektaşının mobbing'e uğradığını öne sürenler; Ceplerinde istifa dilekçeleriyle gezdiklerini meslekten de yaşamaktan da yorulduklarını ifade ediyorlar.
Kayak yapmaya gideceğini söyleyerek evinden çıkıp yaşamına son veren Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde görevli asistan doktor Mustafa Yalçın'da bulunan notta iş hayatında yaşadığı mobbing'den detaylı bahsettiği öne sürüldü.
Doktor Mustafa Yalçın'ın vefatı sonrası sağlık çalışanları 'mobbing cinayettir' etiketleriyle gönderiler paylaşarak, bu olumsuz davranışların bir an önce bitmesini istediklerini dile getirdiler.
Asistan ve stajyer doktorlar da , kıdemli meslektaşlarının baskıya maruz kaldıklarını söylerken hocalar da ilk dönemlerde asistanların karşılaştığı nöbet yükünün çok fazla yıpratıcı olduğunu ifade ediyorlar.
UZUN SÜREDİR SIKINTI YAŞADIM
Antalya'daki bir devlet hastanesinde asistan doktor olan F.D.(30), maruz kaldığı mobbing'i şöyle anlatıyor: 'Cerrahi bölümde asistanlık yapıyorum ve ameliyatlardayım sürekli. Burada inanılmaz bir hiyerarşi var. Özellikle uzmanların ağır psikolojik tacizlerine maruz kalıyoruz. Bu tacizler ağır hakaretlere varabiliyor. Bir uzmanla uzun süredir sıkıntı yaşıyorum. Anabilim dalı başkanımıza söylememe rağmen hiçbir şey yapılmadı. 2-3 hafta önce artık gözümü kararttım ve mobbing davası açacağımı söyledim. Bunun üzerine duruldu. Hayatına son veren doktorun durumunu o kadar iyi anlıyorum ki, inanın ben de o noktaya geldim. Canıma kast etmeyi düşündüm. Aylarca cebimde istifa dilekçemle gezdim.' dedi.
ÇOĞU ZAMAN BU DURUMU YAŞIYORUZ
Kayseri'de bir hastanede asistan doktor olan E.Ö. (29) de, 'O doktoru çok iyi anlıyorum. Bazen mobbing'i iliklerimize kadar hissedebiliyoruz. Bir arkadaşım sırf gördüğü mobbing nedeniyle asistanlığı bıraktı. Hakarete varan söylemlerle karşı karşıya kalıyoruz. 36 saat nöbet tutuyoruz, iş yükümüz çok fazla' diye ifade etti.
Z.T. (27) İzmir'de bir devlet hastanesinde staj yapan doktor da: 'Hastanede yaşadıkları nedeniyle meslekten de yaşamaktan da soğudum" diyen Z.T., şunları söyledi: 'Gerek öğrencilikte gerek internlik sürecinde zorbalıklara maruz kaldım. En acısını ise kadın doğum internliği sürecinde yaşadım. Hemcinsim olan kadın asistanlar yerli yersiz gerekçelerle azarladılar. Kargo teslim almak gibi kendi özel işlerini yaptırıyorlar. Asistanlardan biri benim doğum izlememe ve doğum öğrenmeme engel oldu. Şevkim kırıldı, erkenden tükendim. Kıdem mobbing'i çok fazla. Bu yüzden uzmanlık sınavına çalışmıyorum. Çünkü biliyorum ki gideceğim yerde mutlu olmayacağım ve buna dayanacak gücüm yok.' dedi.
BASKININ ÇOĞU MESLEĞİN İLK YILLARINDA
Yıllardır mobbing'in sürmesini üniversiteler ve eğitim hastanelerinde kurulmuş olan askeri hiyerarşik düzene bağlayan Almanya Bonn Rheinische Friedrich-Wilhelms Üniversitesi Yenidoğan ve Çocuk Yoğun Bakım Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Soyhan Bağcı, 'Bu düzen herkesin işine geliyor. Çünkü en üsttekiler kendilerine mümkün olduğu kadar az sorun yansıtılmasını istiyorlar. O yüzden en baştaki bir altındakine, o kendi altındakine bunu diretiyor. En alttakiler herkesin baskısını omuzlarında hissediyor' söylemlerini kullandı.
EN ÇOK MOBBİNG YAŞANAN ALAN SAĞLIK
Mobbingle Mücadele Derneği Genel Başkanı İlhan İşman şunları aktardı: 'Alo 170 rakamlarına baktığımızda en fazla mobbing'in sağlıkta olduğunuzu görüyoruz. Daha önce de benzer nedenlerden dolayı doktorlar sıkıntı yaşadı. Sağlık sektörü başlı başına stresli bir sektör. Her ne kadar okumuş olsanız da mesleğin getirdiği usta çırak ilişkisi var. Mobbing'in birinci sebebi kötü yönetim. İkinci sebep ise kurumsal kültürün oluşmaması. Bir de narsist kişilik yapısı. Özellikle doktorlarda bunu görüyoruz.' diye ifade etti.
BAŞIMA BİR ŞEY GELİR Mİ KORKUSU
İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek şöyle konuştu:
'Mobbing sadece hoca tarafından değil kıdemliler tarafından da yapılıyor. Mobbing kişileri zorluyor ancak diğer taraftan da asistanlar en çok şeyi bu kıdemlilerinden öğreniyorlar. Uzun süren nöbetler de ister istemez bu çocukların kimyasını bozuyor.
İlk yıl asistanlar yüksek nöbetle başlar, birinci yıldan sonra nöbet sayısı giderek azalır. Mobbing'e uğrayan bu durumu rektöre, Tıpta Uzmanlık Kurulu'na taşımalı. Ancak, 'Acaba başıma bir şey gelir mi?' diye bu yola çok başvurmayabiliyorlar. Bu yolu seçenler de oldu. Asistanlar eğer mutlu değillerse, farklı yerde çalışmasına izin verilebiliyor. Eğer hocasıyla bir sorunu varsa da hocanın sözleşmesi fesih ediliyor.'
KATI BİR DÜZEN VAR
Türk Obezite Cerrahisi Vakfı Başkanı Prof. Dr. Oktay Banlı, staj olarak göreve başlayan kızının meslektaşları tarafından karşı karşıya bırakıldığı ayrımcılıktan yakınmıştı. Prof. Banlı, 'Tıp usta çırak ilişkisiyle öğrenilen bir iş. Kalkıp bir ameliyatı, acil müdahaleyi, hasta değerlendirmeyi kitaptan öğrenemezsin. Dolayısıyla sizden daha tecrübeli birinden öğrenmek durumundasınız. Çoğu pratik bilgiyi onlardan öğrenirsiniz. Fakat bunu kötüye kullanmamak gerekir. 'Her dediğimi yapacaksın, şu kadar nöbet tutacaksın gibi...' Cerrahide askeri bir düzen var. Hiyerarşik sistemde nöbetler tutuluyor. Dolayısıyla asistanların içerisinde bir hiyerarşi oluşuyor. Önemli olan bunu yapılan işlere yansıtmamak. İşi bu gençlere sevdirmek lazım. Böyle giderse zamanla iyi ve kaliteli cerrah yetiştiremeyeceğiz. Mobbing nedeniyle asistanlığı bırakan pırıl pırıl gençlerimiz var' şeklinde konuştu.