Rusya'nın 23 Şubat'ta başlattığı Ukrayna saldırısı, ülkeyi ekonomik olarak büyük bir çıkmazın ve içine soktu. 22 Şubat'tan bugüne kadar birçoğu ekonomik olmak üzere 2 bin 778 yeni yaptırıma maruz kalan Rus hükümeti, toplamda ise 5 bin 530 ile İran'ı da geçerek dünyanın en fazla yaptırım uygulanan ülkesi oldu. Kredi kullanımından para transferlerine kadar birçok finansal araç da kullanılamaz hale geldi.
Rusya'da faaliyette olan küresel markaların birer birer faaliyetlerini durdurarak ülkeden çekileceğini açıklaması gözleri bu pazara çevirdi. Aralarında H&M, Burberry, Chanel, Estee Lauder, Louis Vuitton, Prada, Gucci ve Saint- Laurent gibi moda markalarının da bulunduğu 100'den fazla global dev Rusya ile olan iş birliği ve ticaretini durdurdu. Rusya'nın da içerisinde bulunduğu bu tablo, barış görüşmelerinde öncü rol üstlenen Türkiye'ye ekonomik olarak da dikkatlerin kesilmesini sağlıyor. Rusya ve Ukrayna arasında devam eden savaş; turizm başta olmak üzere enerji, gıda, ihracat ve gayrimenkul gibi sektörlerde Türkiye’nin rolünün önemini ortaya çıkardı. Bununla beraber, Rus bankalarının önemli bir bölümünün yaptırıma uğraması, Rusların Türk bankalarına yönelmesini beraberinde getirdi.
Türkiye yeni bir ticari yol
Uluslararası dev markaların çoğunun ülkeden çıkması, Türkiye ile Rusya arasında yaşanması olası olan farklı bir ticaretin kapılarını aralamaya başladı. Özellikle perakende, gıda ve elektronik eşyada Rus alıcılar bu markaları Türkiye'den tedarik etmenin yollarını sorgulamaya başladı. Rus işadamlarının ülkemizden tekstil ve dayanıklı tüketim malzemelerini tedarik etmek için Türk tüccarlar ile bir araya gelmeye de başladığı alınan bilgiler arasında.
Yine Türkiye'ye gelen Rus turistler de birçok farklı yolla Türkiye üzerinden ülkelerine ürün taşımaya başladı. Bununla beraber Gürcistan ile olan sınır ticaretinde ciddi bir artış başladı.
Hedef gayrimenkul
Öte yandan Avrupa'nın ambargo uyguladığı Rusya'nın üst gelir grubu vatandaşları, kapanan kapıların ardından Türkiye'yi güvenli liman olarak belirtledi. Antalya ve İstanbul'daki lüks ve markalı konut projelerine yatırım için acentelerle görüşmeler gerçekleştiren Ruslar, para transferi sorununun çözülmesi durumunda birikimlerini Türkiye'de gayrimenkule çevirmek için sıraya girdi.
Gayrimenkul Yurtdışı Tanıtım Derneği (GİGDER) üyesi acentelerin verdiği bilgiler doğrultusunda, yalnızca Ruslar değil, Ukraynalı yatırımcılar da yastık altındaki paralarını gerek vatandaşlık gerekse de yatırım için gayrimenkul alarak Türkiye'ye iletmeye çaba sarf ediyor. Acenteler B planın Türkiye olduğunu vurgulayarak, "Güvenli yaşam için B planı artık Türkiye. Üst gelir grubu yatırımcıların gayrimenkule yöneldiği ülkemiz, savaş sonrasında ise orta gelir grubunun göç akını ile karşılaşacak. Para transferi sorunu çözülürse piyasa ikiye katlanabilir" ifadelerini kullanıyor.
Uçuş fiyatları tavan
Rusya'dan Türkiye'ye doğru yoğun bir uçak trafiği de gündemde. Türkiye yönlü seferlerdeki bilet fiyatlarının 3 bin dolara kadar çıktığı görülürken, Ruslar'ın dünyaya açılan az sayıdaki hava sahasının Türkiye üzerinden gerçekleşmesi bilet fiyatlarındaki artışın ana sebebi olarak görülüyor.
Rusya ile çalışan firmaların ülkeden çekilme kararlarının yeni
bir imkan olarak gördüklerinin altını çizen İTO Başkanı Şekib Avdagiç,
"Bunun için rublenin kullanılmasına imkan sağlanması önemli.
Cumhurbaşkanımız ile Rusya Devlet Başkanı Putin arasında bu konunun gündeme
geldiğini biliyoruz" ifadelerini kullandı.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Mart ayı
olağan Meclis toplantısında Rusya-Ukrayna savaşına ve ekonominin gündemine dair
önemli açıklamalarda bulundu. Rusya ile çalışan firmaların Rusya'dan çıkmasının
bizim için yeni bir fırsat olduğunu vurgulayan Avdağiç, "Bunun için
rublenin kullanılmasına imkan sağlanması önemli. Cumhurbaşkanımız ile Rusya
Devlet Başkanı Putin arasında bu konunun gündeme geldiğini biliyoruz. Yürüyen
siparişlerin tamamlanıp teslim edilebilmesi adına havayolu taşımacılığının
fiyat noktasında rekabet edilebilir hale getirilmesinin bekliyoruz." diye
konuştu.
İnsani felaketlere yenisi eklendi
Rusya'nın Ukrayna'ya karşı başlattığı işgalin insani ve
jeopolitik sonuçlarının, ekonomik etkileri gölgede bıraktığını söyleyen Avdagiç,
"Tabiri caizse, savaş, küresel insani felaketlere bir yenisini daha
ekledi. Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu yaklaşımı biz de paylaşıyor, bağımsız
bir ülkenin bir başka güç tarafından işgale uğramasını kabul edilemez
buluyoruz. Hükümetin, KGF desteği ve KDV indirimleri ile jeopolitik risklerin
ekonomi üzerindeki etkilerini hafifletmeye yönelik uyguladığı tedbirleri de
önemli buluyoruz. Bu çerçevede bugüne kadar ortaya konulan çaba ve gayretleri
takdirle izliyoruz. Ekonomi yönetiminin bu dönemde kurduğu yakın izleme
mekanizmaları ve tüm üretici kesimlerle geliştirdiği yakın diyalog, sorunların
çözümü yolunda önemli kazanımlar sağlamış, isabetli politikaların oluşumuna
ciddi katkılar verdi." ifadelerini kullandı.
Yeni bir fiyat farkı kararnamesi
Kamuya iş yapan müteahhitlere yönelik 2021 yılının ikinci
yarısı için çıkan fiyat farkı kararnamesiyle ilgili de konuşan Avdagiç,
"2022 yılı için piyasa rayiçlerini dikkate alarak yeni ve dinamik bir
fiyat farkı kararnamesinin çıkarılmasını ve de isteyen müteahhitlere,
müracaatlarına takip eden 30 günlük süre içinde tasfiye hakkı verilmesini
önemle talep ediyoruz. Uygulanmakta olan Türkiye Ekonomi Modeli ve bu çerçevede
geliştirilen finansal enstrümanların piyasalardaki oynaklığı büyük ölçüde
ortadan kaldırılması ve TL'nin itibar kazanması önemli rol oynuyor. Bir kez
daha vurgulamak isterim ki, İstanbul Ticaret Odası ve İstanbul iş dünyası
olarak, bu hedeflere yönelik tüm çabalara sonuna kadar destek vereceğiz." dedi.
İlk sorun petrol fiyatları
Rusya-Ukrayna savaşından sektörlerin en az seviyede
etkilenmesi tedbirlerin alınması gerektiğini ifade eden Avdagiç, "Birinci
sıradaki en önemli konunun, savaş sebebiyle 139 doları gören petrol fiyatları.
Bu dönemde bütçe disiplini büyük önem taşıyor. Bu olağanüstü koşullarda bütçe
gelirlerinin artırılması ihtiyacı ortada. Öte yandan akaryakıt fiyatlarında mal
ve hizmet üreten sektörlere sağlanacak iyileştirmenin, günün sonunda işletme
gelirlerine ve vergi yoluyla bütçeye olumlu katkı vereceğine inanıyoruz." değerlendirmelerinde
bulundu.