Vegan, vejeteryan tarzı beslenmenin gündemde olduğu günümüzde beslenme trendlerinde daha sık karşılaştığımız bir seçenek raw food… Aslında bu beslenme tarzı yeni bir durum sunmuyor. Çiğ beslenmenin temelleri geçmişten geliyor. İlk insanların doğada buldukları her şeyi pişirmeden tüketmesine dayanan bu beslenme düzeninde birkaç temel adım söz konusu.
RAW FOOOD NEDİR?
Temelde ısıya maruz kalmamış çiğ besinler, meyve, kuruyemiş ve yağlı tohumlardan oluşan bu beslenme düzeninin sebebi, 40-45 derecenin üzerinde bir ısının yiyeceklerin enzim ve vitaminlerini kaybetmesine neden olması. Bu yüzden eğer bir yiyeceği ısıtmanız gerekiyorsa 40-45 derecenin üstünde çıkmamasına özen göstermelisiniz. Temelinde veganlığı temsil eden bu beslenme tarzında vitamin, mineral ve protein açısından zengin bir beslenme söz konusudur. Organik ve çiğ beslenerek organların daha dengede ve daha sağlıklı çalışması hedefleniyor. Çiğ beslenmede et ve süt ürünlerinin yanı sıra şeker de tüketilmiyor. Uygulaması yönünden zor olan raw food beslenmede, içerisindeki şeker nedeniyle domates bile tüketilmeyebiliyor. Çiğ beslenme şeklinde en çok kurutucu fırınlar kullanılıyor. Bu fırınlar yiyeceklerin içindeki suyu kurutarak bütün enzim, mineral ve vitaminleri muhafaza ediyor. Böylelikle güneşte kurutulmuş gibi olan yiyecekler hem hijyenik oluyor hem de tüketim ömrü uzuyor.
RAW FOOD BESLENMENİN FAYDALARI NELERDİR?
Bu beslenme düzeninde şeker tüketilmediği için insülin tetiklenmez ve sürekli bir şeyler atıştırma isteği ortadan kalkar. Daha enerjik hissetmeye yardımcı olur ve uyku ihtiyacı azalır. Besinlerde bulunan yüksek lif oranı ve su sayesinde sindirim kolaylaşarak vücuttaki toksinleri atmaya yardımcı olur.
NELER TÜKETİLMELİ?
Ortalama 40-45 derecenin üzerinde; besinlerin içinde bulunan yararlı bakteriler, vitamin ve enzimler kaybolacağı için yiyecekler çiğ olarak, kurutularak veya 45 derece altında ısıtılarak tüketiliyor. Her türlü sebze ve meyveyi rahatlıkla yemek mümkün. Bunun yanında mercimek, börülce gibi bakliyatları da salata ve çiğ yemeklere ekleyerek tüketmekte sakınca bulunmuyor. Yağlı tohumlar, kuru yemişler ise raw food beslenmenin vazgeçilmezlerinden. İnek, koyun sütü gibi hayvansal besinler pastörize edilerek tüketildiği için bunlar çiğ beslenme düzeninde yer almıyor. Bunlar yerine hindistan cevizi sütü, badem sütü gibi bitkisel sütler tercih ediliyor. Peynir, tereyağı, yoğurt gibi süt ürünleri de aynı sebeple tüketilmiyor. Vegan beslenmedeki gibi tofu ve bitkisel yağlar kullanılıyor. Alkol ve kafein de listenin yasaklarından. Öte yandan un tüketmek de mümkün olmadığından ekmek ve hamur işleri de yiyecekler arasında yer almıyor. Fakat badem unu, keten tohumu unu gibi alternatiflere yönelerek ekmek yapılabiliyor.
En önemlisi, çiğ beslenme tarzına başlamadan önce vücudunuzun buna hazır olup olmadığından emin olmak adına mutlaka bir doktora danışmalısınız.