Prostat kanserli hastalar korkuya mahal yok! Ölüm oranları gittikçe azalıyor!

Erkeklerde en sık görülen kanserler arasında yer alan prostat kanseri, üzerinde en çok araştırma yapılan kanserlerden biri. Tanı ve tarama programlarındaki yenilikler prostat kanseri tanısı alan hasta sayısına da yansıyor. Erkekler için büyük bir problem haline gelen prostat kanseri hakkında detaylı araştırmayı sizler için hazırladık. İşte detaylar…

25.12.2023-17:30 - (Son Güncelleme: 25.12.2023-17:30) Prostat kanserli hastalar korkuya mahal yok! Ölüm oranları gittikçe azalıyor!

Günümüzde tüm dünyada Kanser tanısı alan her 4 erkekten 1’nin prostat kanseri olduğuna dikkat çeken Prostat Kanseri Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Faruk Yencilek, “Bu noktada iyi haber, prostat kanserli hasta sayısının artmasına karşın, erken tanı ve tedavideki yenilikler sayesinde prostat kanserine bağlı ölüm oranları yaklaşık yüzde 60 oranında azalmasıdır” dedi.

Prostat kanserinde 3 sonuç çok önemli

Prostat kanserinin tedavisinde "Trifekta adı verilen 3 sonuç çok önemli görülüyor. İlki kanserin onkolojik yönden kontrol altına alınması anlamına gelirken, ikincisi hastanın tedavi sonrası ereksiyon sağlayabilmesi, üçüncüsü ise yaşamına idrarını kaçırmadan devam edebilmesi olarak sıralayan Prof. Dr. Faruk Yencilek, “Erken dönemde (prostata sınırlı ilken) yakalanmış prostat kanserinin tedavisinde, başarı, sadece onkolojik sonuçlarla sınırlı değildir” ifadelerine yer verdi.

prostat kanseri

Testlerin daha yaygın yapılması gerekir

Ülkemizde ortalama her 12 erkekten biri prostat kanseri tanısı alıyor. ABD’de her yıl yaklaşık 700 bin, AB ülkelerinde ise 350 bin erkeğe prostat kanseri tanısı konuyor. Konuyla ilgili farkındalığın artmasına bağlı olarak, tarama testlerinin daha yaygın olarak yapılması, tanı alan kişi sayısının artmasında çok önemli görülüyor.

Tümör henüz organla sınırlıyken tespit etmek mühim

Prostat kanserini tümör henüz organla sınırlıyken (prostatın dışına çıkmadan) tespit etmek büyük önem taşıyor. Bu aşamada tespit edildiğinde güncel tedavi yöntemleriyle hastalığın tamamen devre dışı bırakılması mümkün olabiliyor. Prostat kanserinin sinsi ilerleyen bir kanser türü olduğunu belirten Yencilek, “PSA ve düzenli ürolojik kontroller, prostat kanserinin tespit edilme oranını artırdı. Hastalığa bağlı yaşam kayıpları ise bu sayede tüm dünyada yaklaşık yüzde 60 oranında azaldı” dedi.

Erken tanı hayat kurtarır
LOKAL HASTALIĞA FOKAL TEDAVİ

Multi-parametrik Prostat MR sonucuna göre sadece hedeften biyopsi yapılarak kanser tanısı koymak mümkün olabiliyor. Eğer kanser organa sınırlıysa ve düşük- orta risk grubundaysa fokal tedavi uygulanıyor. Yencilek, “Lokal hastalığı, fokal tedaviyle iyileştiriyoruz. Son yıllarda yaygın olarak kullanılan fokal tedavide, sadece kanserli dokunun yakılması sayesinde prostata zarar verilmiyor ve olası komplikasyonların önüne geçiliyor. Böylece hastanın hızlı iyileşmesi sağlanabiliyor. Yüksek risk grubunda yer alan hastalarda ise cerrahi tedavi öncelik kazanıyor”diye konuştu.

Prostat kanserine dair önemli açıklamalar

Prostat kanseri, üzerinde en fazla araştırma yapılan kanser türlerinden biri olarak biliniyor. Prof. Dr. Faruk Yencilek, “Düşük- orta risk lokalize kanserde, fokal tedaviler ve sinir koruyucu prostat cerrahisi sayesinde günümüzde hasta, tedavi sonrasında ereksiyon sağlayıp idrarını tutabiliyor” diyor. Prostat kanserinde immünoterapi konusunda da son derece umut verici gelişmeler yaşandığına dikkat çeken Yencilek, “Normalde vücut sistemimiz kanserli hücreyi yenmeye çalışır. Ancak kanserli hücre taktik geliştirir ve kendini, sanki vücudun normal hücresi gibi tanıtacak şekilde bir madde salgılar. Vücudun immün sistemi o maddeyi gördüğünde aldanır ve tümör hücresini normal hücre gibi algılar. Son dönemde yapılan çalışmalarda, immün sistemi kandırmak için salgılanan o madde tespit ediliyor ve hastanın immün sistemi tümöre karşı yeniden eğitiliyor. Kısaca immün sisteme tümörün dost değil düşman olduğu öğretiliyor. Çalışmalar önümüzdeki yıllarda prostat kanserinin tedavisinde immünoterapinin önemli bir yeri olacağına işaret ediyor” şeklinde önemli açıklamalarda bulundu.

Yaşam önerileri

Prostat kanserini tek başına başlatacak veya engelleyecek bir diyet bulunmuyor. Bu durum prostat kanserinin çoklu nedenleri olmasından kaynaklanıyor. Genetik yatkınlık, ileri yaş ve etnik köken en önemli belirleyiciler arasında sayılıyor. Yencilek, düzenli spor, sağlıklı beslenme gibi genel sağlık için yapılması gereken her şeyin prostat sağlığı için de gerekli olduğuna dikkat çekiyor.

prostat kanseri

Kırmızı et prostat kanserinin yayılımını hızlandırıyor

Yencilek bu açıklamardan sonra sözlerine noktayı koydu: ‘‘Kırmızı etin içinde bulunan linoleik asidin, başlamış bir prostat kanserinin yayılma hızını artırdığı belirtiliyor. Bu nedenle kırmızı et tüketimine dikkat edilmesi gerekiyor. İkinci önemli noktanın aşırı kilo olduğu belirtiliyor. Yağ dokusu içinde bulunan ‘leptin’ adı verilen protein ve insülin benzeri büyüme faktörü, prostat kanseri gelişimini olumsuz etkiliyor. Bu nedenle aşırı kiloya karşı mutlaka önlem alınması gerekiyor. Ayrıca yağdan zengin ve yüksek kalorili besinlerden de uzak durulması gerekiyor. Diğer taraftan içindeki likopenden dolayı; domates, yeşil çay ve soya grubunun, prostat kanser hücresinin büyümesini azaltan besinler arasında bulunduğunun unutulmaması öneriliyor.’’

YORUM YAZ..
Modal