Popüler Kültürün En Güzel Dayatması: Sabahattin Ali Okumak

Popüler kültürün bize dayattıkları çoğu zaman hoşumuza gitmez, fakat bazı istisnalar bu duruma dahil değil.

Türk edebiyatının unutmaz ismi Sabahattin Ali gibi...

Popüler kültürün bana göre en iyi dayatması Sabahattin Ali kitapları...

Bir dönem sosyal medyada trend haline gelen kahve ve Kürk Mantolu Madonna kitabı gönderisine hemen hemen herkes arkadaş çevresinde şahit olmuştur.

2 Nisan 1948’de aramızdan ayrılan yazar ve şair Sabahattin Ali’nin eserleri özellikle yeni nesil olarak tabir edilen gençler tarafından yoğun ilgi görüyor.

Usta edebiyatçının son yıllarda çok satanlar listesinden düşmeyen; 1943’te yayımlanan Kürk Mantolu Madonna, 1940’ta yayınlanan İçimizdeki Şeytan ve 1937’te yayımlanan Kuyucaklı Yusuf adlı eserlerinin günümüzde de büyük ilgi görmesinin en önemli nedenlerinden biri yazarın kitaplarında kullandığı dilin sade olması.

Kitap okumayı sevmeyen biri bile bu kitapları eline aldığında yazar ağdalı bir dil kullanmadığından eseri severek bitirir. Kendini ifade ederken son derece yalın olan yazar, okurla kendisi arasında da muhteşem bir bağ kurar. 

Türk Edebiyatı’nın usta isminin günümüzde hala yoğun ilgi görmesinin bir diğer sebebi ise eserlerindeki konu ve karakterlerin sınırlı oluşudur. Okuduğumuz çoğu romanda bizim kafamızı karıştıran bir çok karakter ve konu vardır ama Sabahattin Ali kitaplarında durum böyle değildir. Yazar eserlerinde kendisi de konuya dahil olarak konuya farklı bir açı daha sunar.

Sabahattin Ali’nin tüm eserlerinde üslubu aynıdır. Onun bir kitabını okuduğunuzda kendisinin yazdığınu bilmeseniz bile imzası olduğunu anlarsınız.

Topluma duyarlılığı yüksek olan usta edebiyatçı bunu eserlerine de yansıtmıştır. Alt tabaka olarak tabir edilen kişilerin haklarını eserlerinde gözetmiş ve onları sahiplenmiştir.

Entelektüel bir tavrı olan yazar, eserlerinde öz eleştiri konusunda da oldukça başarılıdır. Çoğu yazarın atladığı öz eleştiri konusu belki de yazarın başarısının sırrıdır diyebiliriz.  

Eserlerinde bizi geçmişimizle yüzleştiren edebiyatçı, neredeyse tüm kitaplarını gerçek olaylardan ve deneyimlerden alır.

Çoğu ebeveyn bile kuşak farkı nedeniyle çocuklarıyla aynı dili konuşamazken, Sabahattin Ali’nin vefatından 70 yıldan fazla geçmesine rağmen gençlerin seviyesini yakalaması ve onlara okuma alışkanlığı kazandırması bana göre büyük bir başarıdır.