Slav toplumu kurucu unsur olarak kabul eden Rusya’nın da özellikle Balkanlar kapsamında bu politikaya sıklıkla başvurduğu da eklenmesi gereken hususlar arasındadır.
Balkanların Slav kökenli unsurlarının Rusya himayesinde olması gerektiği dile getirilmiştir. Osmanlının gücünün yüksek olduğu dönemlerde bu tür bir söylem dillendirilemezken aslına bakılırsa gücü düştükçe farklı ülkelerin imparatorluk unsurları hakkında yapmış oldukları yorumların da çok daha cüretkar bir hal aldığının belirtilmesi gerekir.
Panslavizm Osmanlıyı Nasıl Etkilemiştir?
Panslavizim politikasını hangi devletler, nasıl uygulamak istemiştir sorusunun yanıtı aranırken aynı zamanda Osmanlının nasıl etkilendiği ile alakalı da unsurların incelemeye alınması gerekiyor.
Bu konuda Osmanlının Panslavizm politikasının en temel odak noktası olduğu fark ediliyor. Özellikle Balkanlardaki hakimiyetin zayıflamasının ve hakimiyetin riske girmesi de bu politikadan kaynaklanmaktadır.
Balkanlarda Hakimiyetin Yitirilmesi
Panslavizim politikasını hangi devletler, nasıl uygulamak istemiştir konu başlığında sonuç olarak hem Rusya’nın politikası hem de genel manada Balkanların içinde bulunduğu durum sebebi ile kayıplar kendini göstermeye başlamıştır. Uygulanan Panslavizm politikası kadar milliyetçiliğin de büyük bir etki gösterdiği fark edilmektedir. Rumlardan Sırplara kadar bağımsız olmak için büyük çaba sarf edilmeye başlanmıştır.
İmparatorluk Kimliğinin Getirdiği Zorluklar
İmparatorluk denildiği zaman akla ilk olarak çokulusluluk gelmektedir. 3 farklı kıtada toprağı olan bu imparatorluğun da çok ulusluluk ve buna karşı kışkırtma amacı güden politikalardan sıklıkla etkilendiği görülmektedir. Viyana Kongresi gibi adımlar ile kendi tebaalarını baskı altında tutarken Osmanlının tebaasının bağımsızlık kazanması için büyük çaba sarf edilmiştir.