Kolombiyalı uyuşturucu baronu Pablo Escobar, ölümüne kadar hırsından kaynaklı önemli birçok siyasiye, bürokrata suikast düzenlemiş, binlerce sivilin de ölümüne sebebiet vermişti. Escobar, Kolombiya-ABD ortak operasyonuyla öldürülmüştü.
Pablo Emilio Escobar Gaviria 1 Aralık 1949’de Rionegro, Antioquia Kolombiya’da dünyaya geldi. Çiftçi bir babanın ve ilkokul öğretmeni bir annenin 7 çocuğundan biriydi. İlk suçları ufak çapta hırsızlıklardı. Bu hırsızlıkların en bilineni antik mezar taşlarını çalıp turistlere satmasıydı. Bir süre hırsızlığa devam eden Pablo araba çalmaya başlamış ardından karaborsa ürünler satarak suç dünyasında ilerlemeye devam etti.
Muhasebecinin Hikayesi adlı kitapta, Escobar’ın kardeşi ve muhasebecisi Roberto Escobar, Pablo’nun orta sınıf birisi iken nasıl milyarder biri olduğunu açıklar. Forbes dergisine göre dünyanın en zengin 7. kişisi olmuştur. Gücünün zirvesinde iken kokain satışlarından bir günde yarım milyon Amerikan doları elde ettiğini, para destelerini bir arada tutma işini yapan lastikler için haftada 2500 dolar civarı para tüketiminde olduğunu; ayrıca kazandığı paraların %10’a yakın bir bölümünü farelerin yediği ve ıslaklık ötürü paraların çürüdüğü ifade edilmiştir.
1975 senesi içerisinde kokain ticaretini hava yolu desteği ile güncelleyip geliştirmeye çalışmış ve bu isteğinde de başarılı olmuştur. 1975 Medellin bölgesinin en büyük uyuşturucu baronlarından birisi olan Fabio Restrepo’yu öldürterek Medellin’deki bütün uyuşturucu trafiğini avucu içine aldı. 1976 senesine gelindiğinde ise Escobar ve çok sayıda adamı Ekvator’da 18 kg uyuşturucu madde ile birlikte yakalandı.
Pablo Escobar dava süresince hakimlere rüşvet teklifinde bulundu. Aylar süren yasal süreç içerisinde 2 tutuklama memuru Escobar tarafından öldürülmesi üzerine dava düştü. 80’li senelere girerken küresel çapta uyuşturucu trafiğini geliştirdi. Öyle ki Amerika’nın uyuşturucu trafiğinin %80’i Medellin karteline aitti.
1982 senesinde Kolombiya Liberal Partisi'nden seçimlere katılarak Kolombiya Temsilcileri Odası’na yedek üye olarak seçilmeyi başardı. Siyasi güç kazanarak polis ve halk desteğini de arkasında topladı. Seçim sonrası halihazırda ABD, Porto Riko, Meksika, Venezuela, Dominik Cumhuriyeti ve İspanya gibi ülkelerle olan uyuşturucu trafiğini daha da yükseltmeyi başardı. Pablo Escobar’ın adamları yaklaşık olarak 200 yargıç binlerce sivil, polis ve devlet yetkilisi gibi insanların ölümüyle suçlandı.
27 Kasım 1989 tarihinde Avianca Uçuş 203’de bulunan bir muhbirin Escobar aleyhine sahip olduğu deliller yüzünden Pablo Escobar’ın adamları uçağa bomba koyup havada patlattılar. Saldırı 100 civarı kişinin ölümü ile sonuçlandı.
2 Aralık 1993 tarihinde Pablo Escobar'a karşı düzenlenen operasyonda Pablo arama ekibinden kaçarken radyo dalgaları teknolojisi kullanarak Kolombiya elektronik gözetleme ekibi tarafından yeri belirlendi; Tuğgeneral Hugo Martínez tarafından kontrol edilen operasyon ile birlikte Medellin’de orta sınıf bir dairede saklanırken bulundu. Uzun çatışma neticesinde CIA ve Kolombiya güvenlik güçleri tarafından vurulmuştur. Cenaze törenine yaklaşık 25 bin civarı kişi katıldı.
1976 yılının Mart ayı içerisinde 27 yaşında iken Escobar, 15 yaşında olan Maria Victoria ile evlendi. Çiftin Juan Pablo (şimdiki adı Juan Sebastian Santos Marroquín) ve Manuela adında iki çocuğu dünyaya geldi.
Hakkında yapılan "Narcos" adlı diziden sonra hayatı ve anıları merak edilen ünlü uyuşturucu kaçakçısı Pablo Escobar'ın daha sonra belgeseli ve filmi de yayınlandı. Javier Bardem ve Penelope Cruz'un başrollerini paylaştığı Pablo Escobar'ı Sevmek adlı film Escobar ile gazeteci Virginia Vallejo'nun aşkını anlatıyor.
Pablo Escobar'ı Sevmek adlı film bir biyografi filmi olarak çekildi. Filmin senaryosu Kolombiyalı gazeteci Virginia Vallejo'nun yazdığı otobiyografi romanından uyarlandı. Narcos adlı başarılı yapımdan sonra filmden büyük bir çıkış bekleniyordu. Ancak film, izleyiciler tarafından olumsuz anlamda eleştirildi.
Yoksul bir aileye sahip olduğu bilinen Escobar'ın gençliğinde annesine "büyüyünce her şeyi ayağına getireceğim" dediği söyleniyor.
Yoksul bir hayatın ardından para kazanma hırsıyla büyüyen Pablo Escobar, yaratacağı büyük suç dünyasına hırsızlık yaparak ve sahte biletler satarak başladı.
O dönemde "Marlboro Savaşları" adıyla bilinen sigara kaçakçılığından büyük paralar kazanan Escobar, yer altı dünyasında sağlam adımlar atmaya başladı.
İlk büyük adımını zamanın ünlü uyuşturucu baronu Fabio Restrepo'yu öldürerek atan Escobar onun suç ağını ele geçirdi ve yönetmeye başladı.
Kazandığı paralarla özel uçak alan ve uçağının tekerleklerinde uyuşturucu kaçıran Escobar, neredeyse Amerika'daki tüm eyaletlere uyuşturucu taşıdı.
Bir noktadan sonra günde 15 ton uyuşturucu madde Amerika'ya doğru yola çıkmaya başladı.
Artık uyuşturucular sadece uçak tekerleklerinde değildi, uçağın koltukları dahi çıkarılarak uyuşturucu madde yerleştirilmeye başlandı.
Annesine verdiği sözü tutan Escobar'ın kendine de verdiği bir sözü vardı. Kolombiya'nın başkanı olmak istiyordu.
Büyük adımlar atıp milletvekili seçilmeyi başaran Escobar'ın yer altı işleri mecliste duyurulunca siyaset hayalleri yavaş yavaş yok edilmeye başlandı.
Escobar teslim olmasının ardından hükümetle anlaşma yaptı ve kendi hapishanesini kurmayı istedi.
Dediğini yaptı ancak bir süre sonra başka bir hapishaneye geçilmesi istenilince firar etti.
Bu sürede çalıştığı insanlar ve ortakları da öldürülünce Escobar güç kaybetmeye başladı.
Ona özel oluşturulan bir grup tarafından aranan Escobar'ın sonu gelmişti.
Girdiği çatışma sonucu öldü. Ölümü çeteyi öyle mutlu etti ki cesediyle fotoğraf bile çekildiler.