Tuncer ailesinin en küçüğü olan Sercan'a 4 aylıkken epilepsi
tanısı konuldu. Baba Ercan 2 yıl önce 4 ineğini satarak oğlunu Ankara’ya özel
bir hastaneye götürdü. Burada yapılan tetkik ve tedavi sonucu Sercan’a otizm
teşhisi konuldu. Tuncer ailesi zamanlarının büyük bir bölümünü Sercan’a ayırdı.
Enerjisi ile yerinde duramayan ve eline geçirdiği eşyaları kırması nedeniyle
ailesi, Sercan’a özel ilgi gösteriyor. Ağabeyi ve abla okulda, baba Ercan da
geçimini sağlamak için yazın inşaatlarda kışın da köyde gündelik işlerde
çalışmak zorunda kaldığı için tüm yük anne Filiz Tuncer'e kalıyor.
EŞYALARA ZARAR VERİP
CAMLARI KIRABİLİYOR
Arpaçay Kaymakamlığı'nın da maddi desteği ile aile köyde 2
odalı bir ev yaptırdı. Ağır kış koşulları nedeniyle soba yakmak zorunda kalan
aile Sercan’ın sobaya dokunması veya devirmesinden korktukları için tek göz odalı
eski bir eve yerleşti. Ailesi yanından bir an olsun bile ayrılmamasına rağmen
Sercan bir anlık boşlukta eşyalara zarar verip camları kırabiliyor. Sürekli
hareket halinde olan Sercan yüzünden baba köyünden, anne evinden çıkamaz
olurken, abla Elif (15) ve abisi Baran (18) evde ders çalışamaz hale geldi.
Anne Filiz Tuncer (38), boşaltmak zorunda kaldıkları iki odalı eve kalorifer
sistemi kurulması ve Sercan için özel oyuncakları bulunan bir oda yapılmasını
istedi.
BİR GÜN OLSUN HUZURLU
BİR GÜNÜMÜZ OLMADI Kİ NEŞELİ BİR ŞEYLER YAZAYIM
Ercan Tuncer, yaşadıkları sıkıntıları ve duygularını ifade
ettiği şiir ile tüm otizimli çocuklar için beste yaptı. Baba Tuncer, ‘Bu
türküyü bütün otizmliler ve biz aileler için yazdım. Bizim halimizi onlarda
biliyor ya; onlar için, herkes için yazdım. Hep böyle duygulu duygulu
yazıyorum. Bazen diyorlar ki 'sen neden hiç hareketli türküler yazmıyorsun?’
Ben yaşadığımı yazıyorum. Karşıkinin yaşadığını yazıyorum. Çünkü bir gün olsun
huzurlu bir günümüz olmadı ki neşeli bir şeyler yazayım. Onun için biz çektiğimizi
yazıyoruz işte. İnşallah o günler de gelir. Biz sabredelim de Allah büyüktür.
Sabırla geldik sabırla gideceğiz inşallah. Derdi veren bir gün mutlaka bunun da
şifasını verecektir. Şifa Allah’tandır’ dedi.
ŞÜKRÜNÜ VE UMUTLARINI
DİZELERE DÖKTÜ
Ağzından şükrü bıtakmayan Ercan Tuncer, yaşadığı zorlukları,
verdikleri mücadeleleri, şükrünü ve umutlarını dizelere döktü. Kendisi de
çocukluğundan bu yana saz çalan, dertlerini, hüzünlerini sazıyla sözüyle dile
getiren Tuncer oğlu ve tüm otizimli çocuklar için yaptığı 'Sen sabret oğlum
Allah büyüktür' bestesinde şu ifadelere yer verdi:
‘Lokman hekim netsin yaram derindir/ Sığındım Mevlaya Mevlam
kerimdir/ Allah’ım ne olur bizi sevindir/ Sen sabret oğlum Allah büyüktür.
Çilelidir yavruların anası/ Herkese tatlıdır kendi balası/ Kabul olur babaların
duası/ Sen sabret oğlum Allah büyüktür. Oturmuş kenarda hayal kuruyor/ Ah
çektikçe dolu gibi döküyor/ Ercan ne çektiyse dile döküyor/ Sen sabret oğlum
Allah büyüktür.’