Osmanlı’nın En Geniş Sınırları

Osmanlının en geniş sınırları ne zaman ulaşıldı sorusu en sık merak edilen hususlar arasındadır. IV Mehmet döneminde en geniş sınırlara ulaşılmıştır. Bu noktada Bucaş Anlaşması’nın büyük önem sahibi olduğu da görülüyor.

25.07.2020-10:28 - (Son Güncelleme: 25.07.2020-10:27) Osmanlı’nın En Geniş Sınırları

Lehistan ile girilen mücadelelerin hemen sonrasında Bucaş Anlaşması imzalanmış ve Osmanlı Devleti en geniş sınırlarına 1672 senesinde ulaşmıştır.

Birçok kişi en geniş sınırlara yükselme devrinde ulaşıldığını düşünür. Halbuki yükselme döneminde sadece fetih ivmesi çok yüksektir. En geniş sınırlara ulaşılması 17. YY bulmuştur. Fethedilen yerlerin kalıcı bir biçimde elde tutulması için de büyük bir çaba sarf edilmektedir. Osmanlı’nın fetih politikası konusunda oldukça büyük bir hassasiyet gösterdiği kendini net şekilde yansıtmaktadır.

IV Mehmet Hakkında Bilinmesi Gerekenler!

Osmanlı'nın en geniş sınırları IV Mehmet döneminde elde edilmiştir. Bu noktada özellikle şu hususlar dikkat çekiyor;

  • Avcı Mehmet lakabı ile de bilinmektedir.
  • Eğitim sürecine bakıldığı zaman klasik bir saray eğitimi aldığı görülüyor.
  • Dönem içerisinde sarayda en etkili olan grubun açık ara Kadızadeliler olduğu da görülmektedir.
  • Dini akım konusunda ve siyasette atılan adımlarda bu dönemi Kadızadeliler’in etkisi olmadan değerlendirmek mümkün ve doğru olmayacaktır!

Gelişmelere bakıldığı zaman takip eden dönemde Kadınlar Saltanatı olarak da adlandırılan dönemin başladığı fark edilir. Kösem Sultan da dahil olmak üzere birçok tarihi figür bu dönem kapsamında değerlendirilmektedir. Fakat bazı tarihçiler bu adlandırmanın yanlış olduğunu iddia ederler ve istisnai bazı durumlar dışında kadınlar saltanatı olarak adlandırılacak biri durumun söz konusu olmadığı dile getirilir. Bu alanda çelişkileri analiz ederek hangisinin daha doğru olduğuna daha net şekilde karar verebilirsiniz.

Osmanlı Fetih Kültürü Hakkında İnceleme

Osmanlı'nın en geniş sınırları elde edilirken fetih konusunda kesinlikle bazı hususlardan taviz verilmiyor;

  • Fetih yapılan bölgelerde kesinlikle asimilasyon uygulanmamıştır.
  • Bu noktada kültürel ve toplumsal bağlamda bağ kurulurken sert ve baskıcı bir tutum izlenmemiştir. Bölgenin mimari eserler ile ihyasına da önem verilmiştir.
  • Özellikle Balkanlarda hali hazırda ayakta olan birçok Osmanlı camii ve çeşmesi bulunuyor. Bu noktada medeniyetin ne derece nahif bir yapıya sahip olduğu görülebilir.
  • Fetihlerin kalıcı olması için ya merkezden bir yönetici atanır ya da yerelde güvenilen güç sahipleri ile iş biriliği kurulur.

Bu detaylara bakıldığı zaman fethedilen ülkelerin artık imparatorluğun asli bir parçası olarak görüldüğü fark edilmektedir. Bu alanda yapılan yatırımlar ile fethedilen yerlerin net bir biçimde ihya edildiği de fark edilmektedir.

Osmanlı fetih hızının düşmesi ve toprak kayıplarının başlamasının en temel nedeni ise değişen savaş dinamiklerine bir türlü ayak uydurulmamasıdır. Bu noktada değişen ateşli silah trendlerine ayak uydurulması için kesinlikle büyük bir çaba sarf edilmiş fakat tam olarak uyum sağlanamamıştır.

YORUM YAZ..
Modal