Osmanlı’da Zolota Ne Demek?

Zolota, Osmanlı zamanında kullanılmış olan bir çeşit gümüş paradır. Zolotanın gerçek ismi “isolette”dir. Polonya’da yani Lehistan’da gümüş bir para cinsi olarak basılmaktadır. Peki, nerelerde kullanılıyordu, ne kadarı karşılıyordu, örnekleri nerede?

24.07.2020-16:13 - (Son Güncelleme: 13.01.2022-13:19) Osmanlı’da Zolota Ne Demek?

17. yüzyılda ise Osmanlı devletinin ekonomisi içerisinde kullanılmaya başlanmıştır. Sonrasında zaman içerisinde Osmanlı Devleti de kendi içerisindeki darphanelerde bu gümüş paralara benzeyen zolotalardan bastırmaya başlamıştır. Yeni basılan bu gümüş paraların değeri ise 90 akçe olarak belirlenmiştir. 

Zolota kelimesi Osmanlıda, önceden kullanılan Osmanlı kuruşları için kullanılmaktaydı. Kuruş ise gümüş zolotalardan biraz daha ağır olarak kesilmiştir ve riyallerin büyüklüğünde yapılmıştır. Cermen zolotası dendiğinde aslında kastedilen altın paradır. Eğer sadece zolota deniyor ise o zaman gümüş kuruşlardan bahsedilmiş olmaktaydı.

NE DEMEK?

“Osmanlıda zolota ne demek?” sorusu ile ilgili olarak, 17. yüzyıldaki tarihçilerin tarih kitaplarında Osmanlı piyasasında zolotanın kullanımı ile ilgili kayıtlar bulunmaktaydı. Abdulkadir efendi 1641 yılının Ocak ayı içerisinde piyasaya yeni akçeler sürülmesi sebebi ile zolotaların artık piyasadan kaldırdığını belirtmiştir. Ayrıca yabancı paralar Osmanlı piyasası içerisine girdikten sonra zolotanın alım gücü çok daha fazla yükseldi ve zolota değer kazanmaya başladı. Cinci hoca lakaplı birisinin 1648’de tüm malları araştırılırken nakit paraları bulunmuş ve bu paraların içerisinde zolotalar da bulunmaktaydı.

1. Mustafa zamanında ise eski kuruşlar ile zolotalar artık tedavülden kaldırılmıştı. Bunlar yerine tuğra baskılı yeni kuruşlar ve yeni zolotalar çıkartıldı. İstanbul’daki darphanelerde zolotaya benzer sikkeler kesilmişti. Sonrasında ise gümüş fiyatlarındaki değişiklik sebebi ile piyasada zolota bulunamamaktaydı. Çünkü darphane tarafından gümüşün gramına 21 akçe, sonrasında ise 20 akçe değer biçilmişti.

Osmanlı Zolota

NE KADAR?

Piyasadaki fiyatı ise 23 akçeye çıkmıştı. Bu sebeple elinde gümüş bulunan halk gümüşlerini darphaneye geri vermek istemiyordu. Bu sebeple darphanede uzunca bir süre zolota ya da çil akçe gibi paralar yapılmamaya başladı.  Piyasada önceden bulunan zolotalar da tüccarlar tarafından toplanmaktaydı hem de değeri çok yüksek olmasından dolayı artık piyasada dönmüyordu.

Hal böyle olunca zolotanın olmayışı piyasaları olumsuz yönde etkiledi ve ticaret sekteye uğramaya başladı. Çünkü bazı tüccarlar yurt dışından gemiler ile mal getirtmekteydi ve bu tüccarlar alışverişi zolotalar ile yapmak durumundaydı. Zolotanın dışında bir para ile çalışamadıkları için en büyük sıkıntıyı tüccarlar yaşadı. Sonrasında ise bir kısmı bakırdan, bir kısmı ise gümüşten yapılmış zolotaların basımına karar verildi. Ayrıca bir zolota 90 akçe yerine geçmekte idi ya da 30 para yerine de geçmekte idi. 

Piyasaya zolotaların yarım olanları ile yeni basılan kuruşların yarımları sürüldü. Bu piyasaya sürülen paraların yüzde 70’i kuruş, zolotalar ise yüzde 60 oranındaydı. Osmanlı'da zolota ne demek sorusu bu şekilde cevaplanabilmektedir. Zolotalar uzunca bir süre boyunca piyasada rağbet görerek kullanıldı ve sonrasında I. Abdülhamit döneminde tamamen tedavülden kaldırılmış oldu.

YORUM YAZ..
Modal