Osmanlı’da Zeamet Nedir?

Zeamet, Osmanlı tımar topraklarıyla ilgili bir terim. Peki, zeamet ne demek, zeamet toprak nedir, zaim nedir, zeamet kimlere verilir, has zeamet ve tımar ne demektir, hangi padişah döneminde uygulanmıştır? Tarihte zeamet hakkında merak edilenler.

24.07.2020-15:58 - (Son Güncelleme: 29.01.2022-15:12) Osmanlı’da Zeamet Nedir?

Osmanlı’da zeamet nedir sorusuna yanıt olarak, askerler için askerlik hizmetinin karşılığı olarak verilen 20 bin ile 100 bin akçe arasındaki dirlik toprakları ifade etmektedir. Bu dirlikleri işleten kişilere zaim denirdi. Osmanlının kanunlarına göre zeamet 20 bin akçeden 1 akçe bile aşağıya olsa ona zeamet denmemektedir. O durumda tımar toprağı olmaktadır. İşte detaylar...

NE DEMEK?

Zeamet olması için mutlaka en az 20 bin akçe değerinde toprak olması gerekmektedir. Ayrıca zeametler Divan-ı Hümayunda çalışan devlet büyüklerine ve savaş sırasında çok önemli görevler yapan kişilere zeamet verilmektedir. Osmanlı’da zeamet nedir sorusuna yanıt olarak zeametin ayrıca yönetilmesi gereken alan anlamı da bulunmaktadır. Zeamet sistemi aslında en basit olarak şu şekilde anlatılabilir. Köylülerin ekip biçtiği topraklar tımarlı sipahilerin sorumluluğundaydı. Tımarlı sipahiler ise zeametlerin sorumluluğundaydılar. Tımar sisteminin içerisinde zeamet sahibine bağlı olan tımarlı sipahilerin hepsinin birden olduğu askeri ve idari alanlar zeameti ifade etmektedir.

Osmanlı'da Zeamet

İKİNCİ MURAT DÖNEMİ'NDE ZEAMET

"Zeamet" kelimesi II. Murat zamanındaki defterlerde bulunmamaktadır. II. Murat dönemine ait defterlerde 20 bin akçe ile 100 bin akçe arasındaki topraklar yine tımar adı ile ya da has topraklar olarak geçmektedir. Fakat zaim kelimesi yine de kullanılmaktaydı. Mesela iki zaim on dört cebelü ile sefere çıktığını yazmaktadır. Bu durumda II. Murat döneminde tımar ve zeamet arasındaki fark tam olarak oturmuş bir sistem içerisinde olmadığı anlaşılmaktadır. Fakat Fatih Sultan Mehmet zamanında ve sonrasında incelenen defterlerde zeamet kelimesi oldukça sık geçmektedir. II. Bayezit döneminde de zeamet kelimesi oldukça sık kullanılmıştır. Osmanlı’da zeamet nedir? Fatih Sultan Mehmet zamanında zeamet toprakları çok fazla sayıda değildi. Bazı bölgelerde sadece bir tane zeamet olmakta idi.

Zeamet sahipleri olan zaimler askeri hareketler olduğu zaman kesinlikle katılmak durumundaydılar. Zeamet sahibi olan zaimler, sahibi olduğu zeametin değerine bağlı olarak her 5 bin akçe için bir cebelü götürme zorunluluğu bulunmaktadır. Zaimlerin seferlere katılmalarının zorunlu olduğuna dair oldukça fazla bilgi bulunmaktadır. Zaim eğer sefere katılmaz ise zeametleri elinden alınmakta ve başka birisine devredilmekteydi.

Osmanlı’da zeamet nedir sorusunun cevabı bu şekilde açıklanabilmektedir. Lütfi Paşa bu zeametlerin liyakatli büyük askerlere verilmesi gerektiğini, vezirlerin kendi adamları için ayırmaması gerektiğini söylemiştir. Lütfi Paşa ayrıca vezirlerin, kendi adamlarına tımar topraklarından vermeleri gerektiğini söylemiştir. Fakat yine de 16. Yüzyılın bitimine doğru vezirler zeametleri kendi adamlarına dağıtma oranı daha fazla artmıştır.

Zeamet sahibi olan zaimler dirliklerini saklama haklarına sahipti ve herhangi bir sebep yokken dirlikleri kendilerinden alınmazdı. Eğer zaim vefat ederse dirlik topraklarının belli bir kısmı oğluna geçmekteydi. Zaimin üç çocuğu varsa genelde ikisine verilir bunda da büyük olan çocuğa daha fazla dirlik verilirdi.

YORUM YAZ..
Modal