Değişen bu düzen kapsamında özellikle gayrimüslimlerin özellikle büyük şehir merkezlerinde bazı hak ve özgürlükler bakımından kısıtlılıklar ile karşılaştığı da eklenmelidir.
Kısıtlamalar Nelerdir?
Osmanlı Devleti’nde gayrimüslimlere hangi haklar neden verilmezdi konu başlığında şu hususlar en temel niteliklerdir;
- Osmanlı kapsamında gayrimüslimlerin evlerinin Müslümanların evlerinden yüksek olmasına kesinlikle izin verilmemektedir.
- Aynı şekilde ibadet yerleri için de geçerlidir. Bu noktada Hıristiyanların ibadet yerlerinde çalınan çanın çevrede bulunan Müslüman halkı rahatsız etmeyecek şekilde olması gerekiri.
- Bu kurallara uymayan kişilerin direkt olarak devlet otoritelerine gelen şikayetler üzerinden cezalandırılacağı da eklenmelidir. Sadece devlet yönetimi değil tebaanın da merkez bölgelerde bu hususlarda oldukça hassas oldukları ve herhangi bir sorun meydana gelirse bunu bildirdikleri fark ediliyor.
Bunun aslına bakılırsa bir güç gösterisi olduğu da fark edilmelidir. Gelen seyyahların Osmanlının sanki her köşesinde aynı uygulamalar yürürlüğe koyuyor gibi bir algısının olması da oldukça normaldir. Zaten ana amaç da bu şekilde kuvvetli bir algının oluşturulmasıdır.
Yerelde Durum Nasıldı?
Osmanlı Devleti’nde gayrimüslimlere hangi haklar neden verilmezdi; her zaman için bu tür kısıtlamaların merkezde uygulanması çok daha kolay olmuştur. Fakat yerelde durumun her zaman merkezde olduğu kadar kapsamlı ve net olmayacağının altı çizilmelidir. Yerelde bu tür bir talep de söz konusu değildir. Merkezler aslına bakılırsa imparatorunun gücünün aynasıdır. Merkezlerde bu şekilde mesajların verilmesi gelen elçilerin ya da seyyahların Osmanlının gücü hakkında bilgi sahibi olmalarını çok daha kolay bir hale getirmiştir.
Yerelde ise gayrimüslim ve Müslüman halkın çok daha büyük bir uyum içerisinde yaşadıkları ve kendi özel alanlarına da müdahale etmedikleri fark edilmektedir. Örneğin Yahudilerin hayatlarına tam manası ile kendi içlerine kapanık ve direkt olarak sosyal çevre ile temas kurmadan devam ettikleri görülmektedir. Hatta bu nedenle sadece devlet idare işlerinde aracılık yapan Yahudilerin Türkçe bildikleri bile söylenmektedir.
Osmanlı Hoşgörüsü Hakkında Nelere Dikkat Edilmelidir?
Osmanlı hoşgörüsü ile alakalı olarak kişilerin kesinlikle her yerde geçerli bir duruşun söz konusu olmadığını bilmek gerekiyor. Hoş görü ne kadar ön planda olsa da Osmanlının dini kurallar kapsamında yönetildiği de eklenmelidir. Buna uygun olarak ehli kitap olan kişiler arasında bazı statü farklarının ve hak özgürlük konusunda da bazı temel kısıtlamaların meydana gelebileceği eklenmelidir. Osmanlının hoşgörü ortamının siyasi durumlar ve sahip olunan güç ile de yakından ilişkili olduğu fark edilmektedir. Gücün oldukça kısıtlı olduğu dönemlerde sunulan hoşgörü genel olarak kötüye kullanılmıştır.