Yakınlarını, evlerini kaybeden vatandaşlar, psikolojik olarak zor günlerden geçiyor. Bir yandan ormanlar ile mücadele sürerken diğer yandan yangınlar nedeni ile psikolojisi bozulan insanlar için çalışmalar yürütülüyor. Maddi zararların bir şekilde giderilebileceğini fakat manevi etkilerin psikolojik izler bırakabileceğini ifade eden Psikolog Aytaj Muradova, yangın sırasında afet alanında bulunan kişilere yönelik psikolojik destek verilmesi gerektiğini vurguladı.
Muradova şöyle devam etti: 'Türkiye’de ki bu yangınlardan dolayı her birimiz çok üzgünüz. Her birimiz o ailelerin yanındayız. Ama o ailelerin yaşadığı psikoloji tamamen çok farklı ve toplumun orada yaşamayan diğer şehirlerdeki insanların bile onların yanında olup ne kadar üzülmüş olduğunu gördük. Bu oradaki insanların yaşadığı durumu ifade etmemiz için yeterli değil. Orada yaşayan insanların durumları tamamen farklı. Çünkü psikolojik açıdan tamamen yıpranıyorlar.
Bir yandan neyin içinde olduklarına şaşırıyorlar ve nasıl müdahale etmeleri gerektiğini bilmiyorlar. Bu durumda da ne ile baş edeceklerini nasıl baş edeceklerini bilemiyorlar. Onların yaşadıkları durum psikoloji çok çok farklı bir durum. Bu tür insanlara bu tür olay yaşamış afet olsun kriz durumu olsun veya travma oluşturacak problemlerin üzerinde durulması ve o an bile olmasa daha sonrasında ilk yardım psikolojisi yapmamız gerekiyor.'
İlk yardım psikolojisine dikkat çeken Muradova, 'İlk yardım psikolojisinde 3 temel etken vardır. Bunlar bak, dinle ve bağ kurdur. Bu başlıklar altında ilerlemesi gerekiyor. Psikolojik yardımda önemli olan insanların psikolojisini anlayıp onlara daha kötü olabilirdi veya şu an bu halin için şükret tarzında yanıtlar vereceğimize o insanları dinlememiz gerekiyor. O insanları anlamamız gerekiyor. O insanların kendilerini rahatlatmak için bu durumu ifade etmelerine izin vermemiz gerekiyor. Burada bir olup insanlara yardım etmemiz gerekiyor. Yoksa hiçbir insan mükemmel değil ve herkes hata yapabilir. Ya da demiyorum ki bunu yaptığınız için yanlışsınız. Yani şu cümleyi söylemeye çalışıyorum. ‘Şu anki haline şükretmen gerekiyor’ demenin yerine en azından onları dinlesek onlara kendilerini rahatlatmak fırsatı versek o insanlar için daha iyi olacaktır.' dedi.
Bölgelerde yer alan insanların birbirinden farklı tepkiler verebileceğini ifade eden Psikolog Aytaj Muradova, ‘Travma oluşturacak afet olayları dediğimiz olaylar ile karşılaştığımız zaman herkes farklı tepkiler verebiliyor. Bazıları çok fazla tepki verebilirken bazıları da hiç tepki vermeyebilir. Bu insanların yapılarına bağlı bir durumdur.
Bazıları donup kalabilirken bazıları bağırabilir, feryat figan edebilir. Bu insanların tepki göstermelerinin farklılığından kaynaklıdır. Evet hepimiz çok üzülüyoruz bu durumlara. Sosyal medyadan takip ediyoruz ama şu an o insanların yaşadıkları bu durumu görüyorlar ama daha fazla canlarını yakmamamız gerekiyor. Onları dinlersek yaşadıklarını bize anlatırlarsa travma durumunu daha az bir etki gösterecek şekilde ele almış oluruz.’ dedi.
Yangın bölgelerinde olmasa da yangını haber kanallarından, sosyal medyadan takip eden kişilerin de psikolojik olarak değişmeler yaşayabildiğini söyleyen Psikolog Aytaj Muradova, ‘Bu haberler her gün art arda gösterildiği zaman insanlar daha fazla paniğe kapılıyor. İnsanlar ne yapacağını bilemeyecek hale geliyor. İnsanlar bu şekilde orada olmasalar bile şu anda bir travma yaşıyorlar. Televizyonlardan izledikleri kadarıyla bile bir travma yaşayabiliyorlar. Bizim de başımıza gelirse veya bizim başımıza gelirse biz ne yaparız gibi düşüncelere kapılıyorlar ve orada olmadıkları halde bu strese kapılabiliyorlar.
Herkes aslında stresi veya kendisini yönetmesi için bir becerisi vardır. Bu becerilerini kullanması gerekiyor ve bu becerilerini unutmaması gerekiyor. Karşımıza bir problem çıktığında bu problemi çözmek için eskiden getirdiğimiz yani daha önce yaşadığımız tecrübelerimiz vardır. Bu tecrübelerimize dayanarak biz kendimizi yönetebiliriz ve kendimizi ifade edebiliriz. Şu anda da onu yapmamız gerekiyor. Çünkü öfke veya korku ile ayağa kalktığımızda korku ile davrandığımız da veya öfke ile davrandığımız da mantığımız devre dışı kalıyor.
Hislerimiz daha yoğunlaşmaya başlıyor bu durumlarda. Şu anda kendi mantığımızı koruyup kendimiz oluşan bu problemi mantık çerçevesinde halletmemiz gerekiyor. İnsanlar ne yapmalı dediğimiz de de birbirimizi anlamamız gerekiyor. İnsan başkasının yerine kendisini koyduğunda insan olur. Onun duygularını anlayabildiğinde insan olur. Onların duygularını yok saydığımızda veya önemsemediğimizde biz insan olamayız ki.’ dedi.