ODTÜ Öğretim Üyesi ve Araştırmacıdan Türkiye'nin ilk uzay yolcusu Alper Gezeravcı'nın dönüşüne dair analiz

ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Bilge Demirköz ve araştırmacı Egecan Karadöller, Türkiye'nin ilk uzay yolcusu Alper Gezeravcı'nın dönüşü üzerine bir analiz kaleme aldı. Analizde, Alper Gezeravcı'nın uzay yolculuğunun Türkiye'nin uzay çalışmalarına olan potansiyel katkıları ve önemi ele alındı.

09.02.2024-16:05 - (Son Güncelleme: 09.02.2024-16:05) ODTÜ Öğretim Üyesi ve Araştırmacıdan Türkiye'nin ilk uzay yolcusu Alper Gezeravcı'nın dönüşüne dair analiz

Prof. Dr. M. Bilge Demirköz ve Egecan Karadöller, Alper Gezeravcı'nın uzay yolculuğunun, Türkiye'nin uzay alanındaki çabalarını ve yeteneklerini vurgulayan bir dönemeci temsil ettiğini belirtti. Analizde, Gezeravcı'nın uzayda geçirdiği süre boyunca gerçekleştirdiği deneylerin ve gözlemlerin, Türk bilim dünyası için değerli veriler sağlama potansiyeli olduğuna vurgu yapılırken şu açıklamada bulunuldu:

“Uluslararası Uzay İstasyonu 15 ülkenin ortaklığında, 150 milyar doları aşan bütçesiyle devasa bir uluslararası işbirliği projesi. Biz de Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Uzay ve Hızlandırıcı Teknolojiler Uygulama ve Araştırma Merkezi (İVMER) olarak istasyondaki Alfa Manyetik Spektrometresi (AMS) deneyinde, karanlık maddenin parçacık doğasını araştıran ekibin parçasıyız. Ekonomik olarak bu denli büyük bir yatırımın salt gerekçesi ise sadece küçük Dünya'mız etrafındaki evreni daha iyi anlamak olamaz tabii ki. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri Havacılık ve Uzay Ajansının (NASA) astronotları beslemek için yaptığı çalışmalar sayesinde keşfedilen gıda takviyeleri, anne sütüne erişimi olmayan milyonlarca bebeğin hayata tutunmasını sağladı bile.”

Türkiye'nin uzay çalışmalarındaki gelecek hedefleri

Bu alandaki potansiyel büyüme alanları konusunda da öngörülerde bulunulan analiz, Türk uzay araştırmalarına yönelik yeni ilgi ve yatırımları teşvik etme amacını taşıyor. Analizde Türkiye için büyük bir adım olduğu belirtilirken şu ifadelere yer verildi:

“Alper Gezeravcı, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk uzay yolcusu. 100 yıllık tarihimizde uzay sınırını aşan ilk vatandaşımız. Jeopolitik konumu kritik olan ülkemizin, girdiğimiz astropolitik çağa uygun bu adımı milletçe coşku ile karşılandı ancak gerekçelerinin ne kadar anlaşıldığı henüz muğlak. Bu uçuş ve devamı niteliğindeki görevler, ilerideki insanlı uzay programı için kritik bir bilgi birikimi aktarımı sağlayacak. Ayrıca uzaya milli erişim için fırlatma ve uzay araçlarının ve yaşam destek birimlerinin yerli olarak geliştirilmesi, ülkemizin uzay serüveninin tamamlayıcı etkenleri olacak. Bu açıdan ROKETSAN ve Delta V’nin girişimleri çok değerli. Alper Gezeravcı’nın uzayda yaptığı 13 deneyin veri analizinin onları tasarlayan enstitü, merkez ve üniversiteler tarafından yapılması ve makale olarak uluslararası akademik yayınlara dönüşecek olması da oldukça heyecan verici. Her iş dalı için geçerli olan ama sadece meslekte seneler geçirmiş tecrübeli kişiler tarafından bilinen bir gerçek var. O da "başarının detaylarda gizli olduğu." Bu söz, gerektiğinde en ince detaya önem vermekten öte önceden kazanılmış tecrübe ile işin doğal akışında, ustaca kararlar vermek demek. Bu konuyu yemek tarifleri ile örneklendirebiliriz. Her ne kadar bir yemeğin yazılı tarifi olsa da "eli lezzetli" dediğimiz aşçılar onları uygularken, deneyimleri ile o yemeği harika hale getirirler. Uzay da tam olarak böyle bir yer. Bilmediğimiz, tecrübe etmediğimiz şimdilik yalnızca kitaplardan ve kılavuzlardan tanıdığımız bir yer. Tabii ki binlerce bilim insanı ve mühendisin yazdığı her teknik veya sosyolojik rapor ve şartname değerli ancak bazen o ufak ama kader değiştirici tecrübeler, ya tercih edilmediği ya zor olduğu ya da unutulduğu için aktarılmıyor. NASA'da sıklıkla duyulan bir değiş vardır: ‘Tekrar Satürn-V'yi uçuramayız.’”

“Bilim, çabadır.”

Bilim, sadece bir tezi deneyle test etmek değil, o deneyi yaparken, geliştirilen ve yönetilen süreçten öğrenilebilecekler olduğunu vurgulayan Karadöller ve Demirköz’ün analizi şu sözlerle son buldu:

“Uzay elçilerimiz Alper Gezeravcı ve Tuva Cihangir Atasever’in aldığı her eğitim, tecrübe ettikleri her test ve her uçuş Türkiye Cumhuriyeti’nin uzay yolculuğunda kritik. Onların tecrübelerinden yararlanacak bilim insanlarımız ve mühendislerimiz yerli uzay altyapımızı çok daha hızlı oluşturacaklar. Peki nedir bu edinmemiz gereken tecrübeler? İnsanlı uçuşta dikkat edilmesi gereken basınçlı sistemler için önlemler, uzayda tehlikeli maddelerin yönetimi, yedek sistemler ve devreye alma prosedürleri, acil durum ya da kriz çözümleri, herhangi bir cihaz tasarlanırken dikkat edilen fiziksel şekil veya koruyucu kap gibi detaylar, teknik ekiplerin iletişimi, uzay ile iletişim, alet ve edevatlar. Tüm bunlar ilk başta kulağa kitaptan öğrenilebilir veya öngörülebilir gelse de insan hayatı söz konusu olduğunda bu riskli görevler kritik öneme sahiptir. Ek olarak yerli bilgi birikiminin oluşması için gerektiğinde uzayda öncü devletlerin yaptığı çalışmaların özgünlüğüne bakılmadan tekrarlanması da gerekebilir. Alper Gezeravcı’nın uzayda yaptığı çalışma ve deneylerin hepsi bu nedenle önem taşıyor. Bilim, sadece bir tezi deneyle test etmek değil, o deneyi yaparken, geliştirdiğimiz ve yönettiğimiz süreçten öğrenebileceklerimiz ile doğayı yararımıza işletmek için gösterilen çabanın bütünüdür. 10 yıl içinde 100 bini aşması beklenen uydu sayısı ile Dünya’da en hızlı büyüyen ekonomik sektör olan uydu alanında, ülkemizin “muasır medeniyetler seviyesine” erişmesine vesile olarak, Atatürk’ün betimlediği gibi uzaya bir kıvılcım olarak giden Alper Gezeravcı’nın bir alev olarak ülkemize geri dönmesini bugün heyecanla bekliyoruz.”


YORUM YAZ..

En Çok Okunanlar

Modal