Fotoğraf çekmek, bazılarımızın mesleği bazılarımızın ise en sevdiği ilgi alanlarından biri… benim için ise ilgi alanı seçeneği geçerli. işte, objektifimden yansıyanlar...
“doğu’nun paris’i” kars… gezmekten ve havasını solumaktan en çok keyif aldığım şehirlerden biri. eksi 40 dereceleri bulan soğuk hava koşulları ile kış turizminin yanı sıra tarihi yapıları ile de turistik öneme sahip. tarihi dokusuyla zamana direnmeye çalışan kars’ın sokaklarını gezmek, kalesini izlemek dahi size bambaşka duygular tattırıyor.
Kars kalesi, selçuklu devleti tarafından 1153 yılında inşa ettirildi. manzaraya karşı çayınızı yudumlarken şehri panoramik olarak incelemenin keyfini çıkarabilirsiniz.
Kars demişken ani harabelerinden bahsetmesem olmaz. türkiye'nin önde gelen kültür varlıklarından biri olan bu eski yerleşim yeri, aynı zamanda unesco dünya mirası listesi'nde…
Bisiklet, hemen hemen çoğumuzun çocukluk anılarında bir yer tutar. kimimizin karne hediyesi, kimimizin rüyalarına giren ama hiçbir zaman sahip olunamayan bir ulaşılmazlık… balat’ın tarih kokan sokaklarında arşınlarken bazen bir bisiklete rastlarsınız ve çocukluk anılarınız gözlerinizde canlanır…
Çekerken sorguladığım ve üzerine bir hayli düşündüğüm karelerden biri. balat gibi tarih kokan yerde, mekanın ruhuna aykırı kafe isimleri neden?
Gün batımı, anı yaşamanın en güzel hali benim için. 24 saat içerisinde yalnızca birkaç dakika şahit olunabilen bu kısacık an, günün tüm yorgunluğunu içimden alıp, uzaklara götürüyor...
