Naziler, ingiltere'deki evler, katliamlar galerimizde.
Nazi döneminden kalma evler bakın zamanında ne olarak kullanılmış
Nazi dönemine ait olan evler birleşme zindanları olarak kullanılıyormuş.
İngiltere'nin devon kasabasında bir eve düzenlenen baskın korkunç gerçeği ortaya çıkardı. birliktelik zindanlarının nazi döneminden kaldığı belirlendi.
İngiltere'nin devon bölgesindeki sakin bir kasabada polisin şikayet üzerine ortaya çıkardığı ‘birliktelik zindanı' korkunç gerçekleri de ortaya çıkardı.
Zindandan nazi üniformaları, kırbaçlar, kelepçeler, zincirler, müstehcen oyuncakları çıktı. komşuların lee mill'deki dört odalı evdeki ‘tuhaf olaylardan' ve ‘garip seslerden' şikayet etmesi üzerine, eve polis bakın düzenledi.
Polis arama sırasında kırbaçların, gaz maskelerinin, tahta sopaların, kelepçelerin, çamaşırların, zincirlerin ve nazi üniformalarının bulunduğu yüzlerce eşyayla dolu sonradan zindana dönüştürülmüş bir odayı ortaya çıkardı.
İşte o birleşme zindanları...
Polis baskını sırasında ‘bir müşterinin' eve gelerek, çok sayıda polisin varlığına rağmen randevusu olduğunu söylemesi de şaşkınlık yarattı.
Polis, sakin bir kasabada böyle bir ‘zindanla' karşılaştıkları için şaşkın olduklarını dile getirirken, evin ‘çeşitli +18 düşüncelerin gerçekleştirildiği' ev olarak işletildiği belirtildi.
Olayla ilgili olarak 39 yaşında bir erkek tutuklandı.
Nazi almanyası'nın çöküşü
İkinci dünya savaşı’na ve nazi almanyası’nın “führer”i adolf hitler’e ilişkin bugüne kadar çok sayıda kitap yayınlanmıştır. bunlar arasında ingiliz tarihçi ıan kershaw, 2 bin sayfalık hitler biyografisi ile 90’lı yıllarda ünlendi. özellikle nazi almanyası’nın son dönemi konusunda uzman olan kershaw, şimdilerde yeni bir kitap daha yayımladı. kitabın adı: “son – çöküşe kadar savaş”. ingiliz tarihçi bu kitabında, “führer”in komuta zincirinin neden son nefere ve son ana kadar fire vermediğini araştırıyor.
1945 ilkbaharında almanya’nın savaşı kaybettiğinden kimsenin kuşkusu kalmamıştı. bu durum bilinmesine rağmen, nazi almanyası’nda altyapı son savaş günlerine kadar işlevini yerine getirdi. çalışanlara ücret ve maaşları ödenebildi, berlin senfoni orkestrası konser vermeye devam etti, bayern münih futbol takımı maçlara çıktı, askerlere cephane ve mühimmat sevk edildi, hatta -bazı aksamalar olmasına rağmen- halkın gıda ihtiyacı karşılandı.
İngiliz tarihçi ıan kershaw kaleme aldığı kitabında, o tarihte bunun nasıl mümkün olabildiğini ve alman halkının neden birinci dünya savaşı sonrasında yaptığı gibi isyan bayrağını çekmediğini, ülkenin sonunu sabırla beklediğini sorguluyor. “bu soruların yanıtı, terördür” diyen tarihçi sözlerini şöyle sürdürüyor: “terör öylesine yoğundu ki, tabandan bir devrim hareketinin gelmesi mümkün değildi. 1945 ve 1918 yılları kıyaslanırsa fark hemen görülür. 1918’de (almanya’da) hala bir parlamento, siyasi partiler ve hatta bir nevi barış hareketi bile vardı. ayrıca almanya topraklarına da düşman askeri, her şeyden önce de rus askeri girmemişti. ve estirilen terör, tabandan gelecek devrimci hareketleri engellemeye yetti.”
Tek bir neden yoktu
İngiliz tarihçi kershaw, nazi almanyası'nda son ana kadar savaşılmasının tek sebebinin terör olmadığının da altını çiziyor. nazi partisine desteğin dramatik ölçüde azaldığını söyleyen kershaw, hitler’in de popülaritesinin kalmadığını ifade ediyor. kershaw o dönemi, “almanya topraklarının savunulmasında milli mutabakat mevcuttu. kimse, yabancı birlikleri ülkede görmek istemiyordu, özellikle de sovyet birliklerini” sözleriyle açıklıyor.
Kershaw, hitler imparatorluğu’nun çöküşünü 700 sayfalık kitabında çok ayrıntılı bir biçimde ortaya koyuyor. 68 yaşındaki tarihçi, en üst düzeydeki generallerin hitler’in gittikçe korkunçlaşan emirlerine neden son ana kadar itaat ettiklerini, bunda prusya militarizminin de rol oynayıp oynamadığını şöyle izah ediyor: “ben bu durumun sadece prusya geleneğine indirgenmesini doğru bulmam. ama naziler, onur ve sorumluluk gibi kavramları kendi amaçları uğrunda sömürmesini iyi becerdiler. böylece, sonuçta bedeli almanya’nın çöküşü olmasına rağmen hem yüksek rütbeli subayları, hem de basit askerleri, savaşı sürdürmek için her şeyi yapmaya ikna edebildiler.”
İngiliz tarihçi kershaw, alman halkının nazilere neden bu derece gönüllü destek verdiğinin ise yapısal bazı gerekçeleri olduğunu belirtiyor. italya’daki faşizm döneminde kral viktor emanuel ve “büyük faşist konsey” gibi kurumların var olduğuna, italyan faşist lider mussolini’nin bunları bir süre de olsa dikkate almak zorunda kaldığına işaret eden ingiliz tarihçi, almanya'da ise gerçekten bir tek lider devleti “führerstaat” olduğunu, hitler’in iktidarı hiçbir kurumla paylaşmadığını, kimseye hesap vermek zorunda kalmadığını vurguluyor. kershaw, hitler ülkeyi yok etme pahasına savaşı sürdürmeye karar verdiği için de alman halkının ona, ses çıkarmadan destek verdiğini söylüyor.