Henüz yönetmenlik yaptığı çok az sayıda filmi olmasına rağmen tüm dünyada adından söz ettiren güzel oyuncu ve yönetmen Nadine Labaki, özellikle Kefernahum filmiyle zirveyi yakaladı. Labaki’nin kadın bir sinemacı olması ve ününü dünyaya duyurması ilgiyle karşılanıyor. İşte Nadine Labaki ve bilinmeyenleri…
Lübnanlı Nadine Labaki, sinemada oyuncu, senarist ve yönetmen kimliğiyle yer alıyor. 18 Şubat 1974 tarihinde doğan ve Paris’te sinema üzerine kurslara katılan başarılı yönetmen, 2016 yılında Beyrut Amerikan Üniversitesi'nin 150. Yıl töreninde açılış konuşmacısı olarak yer almış ve kendisine fahri mezuniyet diploması verilmiştir.
Nadine Labaki, Arapça, Fransızca, İngilizce ve İtalyanca biliyor. Evli ve iki çocuğu olan Labaki, 2019 yılında “Kefernahum” filmiyle tüm dünyada tanındı. Ayrıca Labaki Oscar’a da aday gösterildi. Böylece Oscar adayı olan ilk kadın ve Arap yönetmen oldu.
Başarılı sinemacı Nadine Labaki, 2007 yılında müzisyen ve besteci Khaled Mouzanar ile evlendi. 2009 yılında Labaki, oğlu Walid’i dünyaya getirdi. Ardından 2016 yılında Mayroun adını verdiği bir kızı oldu.
Ünlü yönetmen Nadine Labaki filmlerinde sert sosyolojik konulara yer vermeyi seviyor. Lübnan'ın çok dinli ve dilli yapısını göstermek de tercih ettiği bakış açılarından.
Nadine Labaki Oscar ödül törenine eşi ve Kefernahum filmindeki başrol, çocuk oyuncu Zain Al Rafeea ile katıldı.
Beyrut’ta yaşayan beş kadın aşk, evlilik, eşlik edilebilecek bir birliktelik, dostluk, iş aramak gibi konu başlıkları ile bir araya gelirler. Bu kadınlar bir güzellik salonunda buluşur her şeyden konuşurlar. Hatta bu birkaç farklı nesilden kadınları içeren sohbetlerdir. Sırlar paylaşılır, hayaller dile getirilir burada. Burası şehrin en renkli yerlerinden biridir. Kadınların her birinin bambaşka hayatları vardır ve aynı zamanda da her biri çok farklı ve kendine göre son derece de güzeldir. Film, bu kadınların paylaşımlarına odaklanıyor.
Ortadoğu'nun diken üstündeki coğrafyasında dinsel çatışmalara ve savaşın anlamsızlığına kadınların zeki ve pratik çözümleriyle cevap veren Labaki kamerasını Lübnan'da hiçliğin ortasında küçük bir köye çeviriyor. Savaş sonrası Müslüman-Hristiyan ayrımı yapmadan yaşamaya devam eden köylüler çatışma haberlerinin gelmesi üzerine birbirlerine düşman kesilmeye başlarlar. Şiddeti çıkartan erkekleri yatıştırma görevi ise kendilerine has yöntemlerle bunU başaran kadınlara düşer.
Dünya şehirlerine adanan "Seni Seviyorum ... " başlıklı filmlerin yeni halkası olan "Rio, Eu Te Amo" 10 yönetmen tarafından çekilen 11 filmden oluşuyor. Dünyanın farklı ülkelerinden gelen yönetmenler her bir filmde Rio'nun başka bir semtini "aşk temasıyla" beyazperdeye taşıyor. Her semtin farklılığını ve karakteristiğini yansıtan bu kısa aşk öyküleri, kültürler arası bir köprü kurarak uçurumları da kapatmayı hedefliyor.
Lübnanlı bir çocuk olan Zain'in hikayesini anlatıyor. Film, Zain'in sıradan bir küçük çocuktan, kendisini istismar eden ailesine baş kaldırıp kaçan, zekası ve pratikliği ile sokaklardaki yaşam savaşından galip çıkan ve kendisine yapılan haksızlığın karşısında dimdik duran, 12 yaşındaki genç bir delikanlıya dönüşümünü gözler önüne seriyor. Bu süreçte Zain hayat mücadelesi veriyor, Etiyopyalı mülteci Rahil ve onun bebeği Yonas'a göz kulak oluyor, şiddet suçundan hapse giriyor ve en sonunda mahkemede adalet arıyor.
Nadine Labaki'nin oyuncu olarak yer aldığı ve Netflix'in Arapça orijinal ilk filmi olan Perfect Strangers / Bir Garip Akşam Yemeği, aslında Türkiye'de Cebimdeki Yabancı olarak çekilen İtalyan yapımın bir uyarlaması. Film, eşcinsel karaktere sahip olması gerekçesiyle ülkede ahlaki yapıyı bozması üzerine eleştiri yağmuruna tutuldu.