Dün harekete geçen İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü polis ekipleri, şehirde terör örgütü PKK adına faaliyete bulundukları tespit edilen suçluların yakalanması için çalışma başlattı.
Başlatılan çalışmalar kapsamında 7 ilçede tespit edilen 12 adrese eş zamanlı operasyon gerçekleşmişti. Aralarında HDP Beyoğlu İlçe Eş Başkanı Mehmet Sait Bor'un da olduğu adreslerde çok sayıda kişi gözaltına alınmıştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma dahilinde düğmeye basan İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü polis ekipleri, şafak vaktinde eli kanlı bölücü terör örgütü PKK/KCK’ya yönelik İstanbul’un 8 ayrı ilçesinde eş zamanlı operasyon gerçekleştirdi. Düzenlenen operasyon dahilinde aralarında HDP Beyoğlu İlçe Başkanı Mehmet Sait Bor’un da olduğu 12 suçludan 7’sini gözaltına almıştı. Devam etmekte olan soruşturma dahilinde tespit edilen adreslerinde bulunamayan ve firari olarak aranan 5 suçlunun yakalanması için çalışmalar sürerken, operasyona dair ise yeni detaylar ortaya çıktı.
2019 senesinde bölücü terör örgütü PKK’ya katılarak önce Irak’ın kuzeyindeki Kandil’e giden ve ardından ise silahlı eğitim alan, daha sonra örgütün Suriye kolu PYD/YPG saflarında Afrin’de görevlendirilen B.E. isimli alçak terörist, 2020 tarihinde de kaçarak güvenlik güçlerine teslim olmuştu. B.E., Diyarbakır’da yürütülen bölücü terör örgütü soruşturması dahilinde ifade vererek itirafçı oldu. İlk olarak 2019 senesinde HDP Diyarbakır İl Başkanlığından bölücü terör örgütü PKK/KCK’nın Irak ve Suriye kırsalındaki kamplarına da gönderilen ve bir süre sonra kaçarak Türkiye’ye geri dönen PKK’lı B.E., güvenlik güçlerine yaptığı itiraflarda HDP’li Bor’un adını verdi. Kırsala gitmeden önce HDP Beyoğlu İlçe Başkanı Mehmet Sait Bor ile eşi HDP Beşiktaş İlçe Başkanı Remziye Bor’la temasına dair önemli bilgiler verdi. Dağ kadrosuna katılmadan önceki son durağın Diyarbakır HDP İl Başkanlığı olduğunu ifade eden hain PKK üyesi, Diyarbakır’a gitmeden önce ise İstanbul’da HDP’li Bor çiftinin evlerinde üç gün boyunca saklandığını ve kendisine yardım ettiğini polis ekiplerine verdiği ifadesinde belirtti.
Yardım ve yataklık yapan söz konusu ilçe başkanlarının, örgüte eleman yollama ve aktarım çalışmalarında kilit rol üstlendikleri, B.E.’nin üzerinden çıkan dijital malzemeler ve deşifre edilen bilgi notuna da ifade edildi. Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) Suriye ve Irak’ta düzenlediği operasyonlarla örgütün eleman sıkıntısı çektiği ifade ederken, PKK/KCK içinde kimlerle irtibat kurduğu da ifade ediliyor. Teröristin güvenlik birimlerine verdiği ifadesine dair ise 19 sayfadan oluşan tutanakta, Beyoğlu ve Beşiktaş HDP ilçe başkanlarının, kendisini üç gün boyunca İstanbul’da sakladığını itiraf ettiği polis ekipleri tarafından açıklandı.
Eli kanlı PKK'nın örgüt itirafçısının o tarihteki beyanlarından yola çıkan İstanbul Terörle Mücadele (TEM) ekipleri, dün sabaha karşı terör soruşturması kapsamında HDP’li Bor’un da aralarında olduğu 7 suçluya gerçekleştirdiği operasyonlarla gözaltına alındı. Şüpheliler, ifadeleri alınmak üzere İstanbul Emniyet Müdürlüğüne götürüldü. Zanlıların ifade işlemlerine başlanırken, el konulan dijital materyaller ve örgütsel dokümanlar da detaylı incelemeye alındı.
Diğer taraftan ise emniyette ifade işlemleri süren HDP Beyoğlu İlçe Başkanı Mehmet Sait Bor’un, üç ay önce de eşi HDP Beşiktaş İlçe Başkanı Remziye Bor ''örgüte yardım ve yataklıktan'' gözaltına alındığı anımsatıldı. Remziye Bor, 19 Mart tarihinde düzenlenen operasyonda, HDP Kağıthane İlçe Başkanları Ayhan Yıldız, Behiye Demir, İstanbul İl yöneticileri Fatmanur Günbeyi, Sermin Danışman Turgay, Esenyurt İlçe örgütü üyeleri Hatice Yıldız, Baran Sümbül ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) MYK üyesi Eşref Yaşar’ın da aralarında olduğu suçlular ile beraber ekipler tarafından gözaltına alınmıştı.
Şafak vaktinde gerçekleşen terör örgütü operasyonun da gözaltına alınanlar arasında 6 sene önce Bahçelievler’de meydana gelen molotofkokteyli/bombalı saldırı olayına karışan örgüt üyelerinin de bulunduğu belirtiliyor ve ek olarak ise Suriye’nin kuzeyinde TSK tarafından düzenlenen Zeytin Dalı Harekatı öncesinde PKK/KCK-PYD/YPG terör örgütü içerisinde Afrin bölgesinde faaliyet gösteren örgüt mensupları ve faaliyetleri hakkında bilgiler içeren materyallerde ismi geçen PKK destekçilerinin, örgüt saflarında silahlı faaliyet yürüttükten sonra İstanbul’a sızan kişiler ile örgütün kırsal alanına eleman aktaran yardım ve yataklık yaptığı ifade edilen zanlılar da yer almaktadır.
İncelemelerin ardından birbirleri ile suç unsurlu görüşmeleri tespit edilen şüpheliler de yakalananlar içinde yer alıyor. 26 Aralık 2015 senesinde ise İstanbul’un Bahçelievler ilçesi Zafer Mahallesi Yıldırım Beyazıt Caddesi ve Halit Ziya Uşaklıgil Caddesi üzerinde gerçekleşen molotof kokteyli/bombalı saldırı olayında elde edilen deliller ışığında, materyaller üzerinde alınan parmak izi eşleştirmeleriyle tespit edilen örgüt üyelerinin bir kısmı da gözaltına alınanlar arasında olduğu belirtiliyor.
Mecliste bulunan muhalefet partileri her zaman olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti'nin yanında değil de terör örgütü PKK uzantısı HDP'ye alan açmaya çalışıyor. Bu vatanın her karış toprağının namusu için gözlerini kırpmadan şehit olan vatan evlatlarının kemikleri sızlamaya devam ediyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından HDP'nin kapatılmasına yönelik dava gündeme oturmuştu. Türkiye düşmanı herkes bu soruşturmaya tepki göstermişti. Tabi ki de 'İttifak Kardeşler'de her zaman olduğu gibi ilk sırada yerlerini almıştı. Bunlardan birisi ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu...Partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, ''Ellerine silah mı almışlar, kapatmak istiyorsunuz.'' Sayın Kılıçdaroğlu, bu milletin vergisiyle maaşını alan Eş Başkanlar, Vekiller bu milleti değil de eli kanlı terör örgütünün safında yer alıyor. Grup Toplantısı'ndaki açıklaması şu şekilde:
CHP'li Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, ''Şiddet, baskı uyguluyorsa kapatın, eyvallah. Partinin yöneticileri ellerine silah alıp ortalıkta geziyorsa zaten savcı harekete geçer. Vatandaş, gider sandıkta istediği partiye oy verir. Bugüne kadar bizim Cumhuriyet tarihi süreci içinde kaç tane parti kapatıldı ve hangi sonuç elde edildi? Hiçbir sonuç elde edilmedi.'' dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, ''Düşünceyi ifade etmekten korkmayacaksınız. Bunu yaptığınız zaman demokrasiyi bu ülkeye gerçek anlamda getirmiş olursunuz. Eğer siyasi partileri düşman olarak görüp, 'siyasi partiyi kapatın kardeşim' diye harekete geçiyorsan orada demokrasi yoktur. Demokrasi bütün partiler için olmalı.
Partiler düşüncelerini açıklar. Hakem halktır. Gider oyunu verir veya vermez. Asıl bunun üzerinde durmak gerekiyor. Parti kapatmaya yönelik her eylemi doğru bulmuyoruz veya partilerin seçime katılmasını engellemeye yönelik hiçbir hareketi doğru bulmuyoruz. Vatandaş gider, oyunu kullanır.
Demokrasi aynı zamanda adaletin kökleştiği bir rejim demektir. Demokrasi aynı zamanda haksızlığa karşı herkesin isyan ettiği bir idaredir. Ben isyan, itiraz ediyorum, düşüncelerimi söylüyorum. İsyan ediyorum derken, tarihteki isyanlar gibi değil. Düşünce olarak isyan ediyorum. Biz bir siyasi partiyi beğenmesek bile onun düşüncelerini açıklamasına ortam yaratmalıyız.''
