Mersin’de kaybolduktan günler sonra cansız bedeni bulunan 2,5 yaşındaki Müslüme Yağal’ın ölümünde dedesiyle ilgili detaylar bilirkişi raporunda ortaya çıktı. Dedesinin “Her gördüğümde Müslüme'yi yüzünden öperim. Boynundan DNA çıkması normal." sözlerinden sonra rapordaki detaylar herkesi şaşırttı.
Müslüme, Gülnar ilçesinde 10 Kasım 2021 tarihinde ailesinin kırsal bir alana çadır kurduğu sırada kaybolmuştu. Arama çalışmalarının 9 gün süren uğraşları sonucunda Müslüme’nin cansız bedeni bulunmuştu. DNA sonucunda boynunda dedesinin DNA’sı çıkması kafalarda şüphe bırakmıştı. Müslüme cinayetinin bilirkişi raporu yayınlandı. Dedesinin sözlerinin tam aksine ortaya çıkan rapor detayları herkesi şaşkına çevirdi. İşte detaylar...
Mersin’de kaybolduktan günler sonra cansız bedeni bulunan 2,5 yaşındaki Müslüme’nin ölümüyle ilgili bilirkişi raporunda cinsel istismara uğradıktan sonra öldürüldüğü ortaya çıktı.
Mersin’in Gülnar ilçesinde 10 Kasım 2021 tarihinde ailesiyle birlikte kırsal bir alana çadır kuran Müslüme Yağal, ortadan kayboldu.
Arama çalışmalarının 9. gününde ise cansız bedeni bulundu. Olay yerinden 7 kilometre uzaklıkta çalıların arasında bulundu.
Yapılan incelemeler sonucunda Müslüme'nin boynunda 70 yaşındaki dedesi Hasan Yağal'ın DNA’sı bulundu. Yapılan analize göre Müslüme’nin 14 yaşındaki ablasının da babasının dede Hasan Yağal olduğu ortaya çıktı.
Geçtiğimiz gün ilk kez hakim karşısına çıkan aile suçlamaları reddederken şüpheli dede Hasan Yağal, boyunda bulunan DNA örneğiyle ilgili “Her gördüğümde Müslüme'yi yüzünden öperim. Boynundan DNA çıkması normal. Bundan cinsel bir eylem olduğu çıkmaz” ifadesini verdi.
Ancak bilirkişi raporunda “Şüphelinin savunmasında belirttiği gibi basit bir öpme olarak değerlendirilemeyeceği; şüpheli ile maktulenin yoğun bir temas yaşadığına dair gösterge niteliğinde… Delillere göre maktulenin nitelikli cinsel istismar eylemine maruz kalıp öldürüldüğü kanaatine ulaşıldığı…” sözlerine yer verildi.
Diğer yandan raporda Müslüme’nin cesedinin ailenin bulunduğu bölgeye 7 kilometre uzaklıkta bulunmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu belirtildi.
Raporda “2.5 yaşında bir kız çocuğunun o bölgeye çadır bölgesinden kendi kendine gitmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, cesedin bulunuş şeklinde tespit edilen hususlar birlikte değerlendirildiğinde olayın cinayet olduğu hususunda kuşku bulunmadığı…” sözlerine yer verildi.