Mısır’ın Fethinin Osmanlı Devleti İçin Önemi

Mısır’ın fethi Osmanlı için hem siyasi hem de dini bağlamda büyük önem arz etmektedir. Mısır’ın fethi ile beraber siyasi manada büyük bir güç olan ve manevi kuvveti de oldukça yüksek olduğu görülmektedir.Yavuz Sultan Selim döneminde atılan bu adımların askeri bakımdan büyük bir hazırlığı ve odaklanmayı gerektir

22.07.2020-15:38 - (Son Güncelleme: 22.07.2020-15:36) Mısır’ın Fethinin Osmanlı Devleti İçin Önemi

Mısır’ın fethinin Osmanlı devleti için önemi nedir; 1512-1520 seneleri arasında bu fetih süreci devam etmiştir.

  • Fetihlerin sadece tek bir devlete değil Doğu kapsamında Osmanlı için tehdit oluşturan tüm siyasi unsurlara karşı atılmış adımlar olduğu da fark ediliyor.
  • Memlükler, Safevi Devleti ve Dulkadiroğulları bu güçlerin en temel unsurlarındandır. Sonuç olarak her birinin ortadan kaldırılması sağlanmıştır.
  • Mısır’ın fethi ile İslam devleti olmanın en temel özelliklerinden ve kriterlerinden olan Halifelik makamının yönetimi Osmanlı İmparatorluğuna geçmiştir.
  • Yavuz Sultan Selim’in askeri dehası göz önünde bulundurulduğu zaman asıl hedef olarak Doğuyu benimsemesinin temel mantığının hem dini hem de ekonomik olduğu da net şekilde kendini göstermektedir.

Bu hususlara bakıldığı zaman elde edilen zaferin arkasında aslına bakılırsa ne derece büyük bir hazırlık evresinin kendini gösterdiği de fark ediliyor.

Halifelik Makamı Hakkında Bilinmesi Gerekenler Nelerdir?

Mısır’ın fethinin Osmanlı devleti için önemi nedir konu başlığı altında kişilerin dikkate alması gereken hususlardan bazıları;

  • Halifelik makamı için en temelde kullanılan tanım kınından çıkmayan çok süslü ve oldukça güçlü bir kılıçtır. Bu tanım aslına bakılırsa halifeliğin manasını da net şekilde ortaya koymaktadır.
  • Osmanlının ilerleyen dönemlerinde bu kınından çıkmayan kılıca büyük ihtiyaç duyulmuştur. Fakat ihtiyaç duyulduğu dönemde de bu sefer bir karşılık bulunmamıştır.
  • Cihad-ı ekber ilan edilmesine rağmen halifelik makamının sahibi olan Osmanlı İmparatorluğuna bu konuda destek olan ya da cihada katılan herhangi bir ülke kendini göstermemiştir. Bu de siyasi güç ile sahip olunan halifeliğin kuvvetinin aslına bakılırsa ne derece ilişkili olduğunu net şekilde göstermektedir.

Halifelik makamının 1924 senesinde ilga edilmesi ile beraber etki alanı da ortadan kalkmıştır. Bu alınan kararı destekleyen kişiler kadar memnun kalmayan bir kesin olduğu ve hatta devlet adamları arasında büyük bir ayrılığı da beraberinde getirdiği fark edilmektedir.

Mısır ve Kutsal Emanetler

Mısır’ın alınması ile beraber büyük bir öneme sahip olan kutsal emanetler de himayemize geçmiştir. Hazreti Peygamberimizin kıyafetlerinden sakal-ı şerifine kadar birçok materyal Topkapı Sarayı’nda sergilenmeye devam etmektedir. Hazreti Davud’un kılıcı, Hazreti Fatma’nın kıyafeti ve hazreti Ali’nin elbisesi gibi bütün kutsal emanetlerin ülkemizin himayesinde olması İslam alemi için de büyük bir onur vesilesidir.

YORUM YAZ..

En Çok Okunanlar

Modal