Merkez Bankası Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti Yayımlandı

TCMB Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti'nde, "İktisadi faaliyetteki toparlanma hızı, normalleşme sürecinin yurt içindeki seyri kadar bu sürecin küresel ekonomideki gidişatına da bağlı olacaktır." denildi.

30.04.2020-16:45 - (Son Güncelleme: 30.04.2020-16:45) Merkez Bankası Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti Yayımlandı
TCMB Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti'nde, "İktisadi faaliyetteki toparlanma hızı, normalleşme sürecinin yurt içindeki seyri kadar bu sürecin küresel ekonomideki gidişatına da bağlı olacaktır." denildi.

Özette, martta tüketici fiyatlarının % 0,57 arttığı, senelik enflasyonun 0,51 puan azalışla % 11,86'ya gerilediği anımsatıldı. Tüketici enflasyonunu aşağıya çeken temel etkenin gıda ile enerji grupları olduğu altı çizilen özette, akaryakıt fiyatlarının, TL'deki değer kaybına rağmen uluslararası petrol fiyatlarındaki düşüş ile beraber gerilediği ve enerji grubu senelik enflasyonunu belirgin olarak azalttığı ifade edildi.

Gıda enflasyonundaki yavaşlamayı da taze meyve ile sebze fiyatlarının sürüklediği aktarılan özette, "Enflasyon, hizmetlerde sınırlı bir oranda gerilerken, temel mal grubunda döviz kuru gelişmeleri neticesinde artış kaydetmiştir. Bu görünüm altında, B ve C göstergelerinin yıllık enflasyonu bir miktar artmış, eğilimleri ise görece yatay seyretmiştir. Gıda ve alkolsüz içecekler yıllık enflasyonu mart ayında 0,53 puan azalarak yüzde 10,05'e geriledi. İşlenmemiş gıda yıllık enflasyonu, taze meyve-sebze fiyatları kaynaklı olarak düşerken, bu kalem dışarıda bırakıldığında artış gösterdi. Bu yükselişe et fiyatları öncülük ederken, bakliyat fiyatlarındaki artışlar da dikkati çekti. Diğer taraftan, işlenmiş gıda grubunda yıllık enflasyon bir miktar arttı. Ekmek ve tahıllar grubu enflasyonu yüksek seyretmeye devam ederken, katı ve sıvı yağların yanı sıra vergi artışının da etkisiyle alkolsüz içecekler kalemi işlenmiş gıda enflasyonunu yukarı çeken diğer gruplar oldu." ifadeleri kullanıldı.

Özette, enerji grubu fiyatlarının martın % 3,12 indiği, grup senelik enflasyonunun 5,73 puan azalışla % 9,81'e gerilediği, bu gelişmede, uluslararası petrol fiyatlarıyla beraber düşen akaryakıt fiyatlarının etkili olduğu belirtildi.

Önder göstergelerin enerji grubu senelik enflasyonundaki gözle görülür gerilemenin nisanda devam edeceğine dikkat çekilen özette, enflasyon gelişmeleriyle ilgili şu değerlendirmeler yer aldı:

"Temel mal grubu yıllık enflasyonu mart ayında 1,13 puan yükselerek yüzde 8,18 oldu. Artış alt kalemlere yayılırken, dayanıklı mal enflasyonundaki yükselişin daha belirgin olduğu gözlendi. Dayanıklı mal grubunda Türk lirasındaki değer kaybına bağlı olarak otomobil ile mobilya fiyatlarındaki yükselişler öne çıkarken, giyim ve ayakkabı grubunda mevsimsel fiyat artışı önceki yıla kıyasla bir miktar daha güçlü gerçekleşti. Hizmet fiyatları mart ayında yüzde 0,52 oranında arttı, grup yıllık enflasyonu 0,07 puan düşerek yüzde 12,42 oldu. Bu dönemde, yıllık enflasyon ulaştırma ve lokanta-otel gruplarında bir miktar yükselirken, kira ve haberleşme gruplarında yatay seyretti, diğer hizmetler grubunda ise geriledi. Coronavirüs salgınına bağlı tedbirlerin etkisiyle diğer hizmetler grubunda yer alan paket tur, bakım-onarım ve eğlence-kültür hizmetleri aylık enflasyonlarında zayıf seyir izlendi. Bu grup içinde yer alan sağlık hizmetleri fiyatları ise döviz kuru gelişmelerinin de etkisiyle yükseliş eğilimini sürdürdü. Salgın hastalığın etkisi lokanta-otel grubunda da hissedilirken, maliyet artışlarına bağlı olarak yiyecek ve içecek hizmetleri fiyatlarındaki yükselişe karşın konaklama hizmetleri fiyatları geriledi ve grup enflasyonunu sınırladı. Nisan ayında yıl sonu enflasyon beklentilerindeki iyileşme sürdü. Ancak salgının seyri ile ilgili belirsizliklere bağlı olarak enflasyon tahmin belirsizliği bir miktar arttı, 12 aylık enflasyon beklentilerinde her iki yönde uç değerlere atfedilen olasılıklarda bir miktar artış gözlendi."

PPK Toplantı Özeti'nde, ocak ile şubat aylarında finansal şartlardaki iyileşmenin de katkısıyla kuvvetli bir eğilim sergileyen iktisadi çalışmanın, coronavirüs salgınının dış ticaret, turizm ile iç talep üzerindeki etkilerine bağlı olarak mart ortaları itibariyle zayıflamaya başladığı ifade edildi.

Anket göstergeleri ile yüksek frekanslı verilerin zayıflamanın nisanda sektörler geneline yayılarak belirginleştiğine dikkat çektiğinin altı çizilen özette, turizmle alakalı sektörler başta olmak üzere hizmetlerde daha belirgin bir zayıflamanın görüldüğü belirtildi.

Özette, şu ifadeler yer aldı:

"İmalat sanayisinde dış talepteki sert düşüşün etkisiyle ana ihracatçı sektörlerin sipariş ve kapasite kullanım oranları oldukça düşük seviyelere geriledi. Dönemsel olarak talebin nispeten güçlü seyrettiği gıda, kağıt ürünleri, bilgisayar ve elektronik ürünler ile temel eczacılık sektörleri ise görece olumlu ayrışmaktadır. Küresel büyüme görünümündeki bozulma ve seyahat kısıtlamaları nedeniyle ihracat ve turizm gelirleri azalmaktadır. Turizm ve bağlantılı taşımacılık faaliyetleri durma noktasına gelirken, ana pazarı Avrupa bölgesi olan taşıt, giyim, tekstil, deri, makine-ekipman, elektrikli teçhizat sektörlerinde ihracat imkanları önemli ölçüde daralmaktadır. Diğer taraftan, iktisadi faaliyetteki yavaşlamayla ithalat talebi hızla gerilerken, emtia fiyatlarındaki düşük düzeyler de ithalat faturasını sınırlamaktadır. Bu çerçevede, son dönemde belirgin bir iyileşme gösteren cari işlemler dengesinin, emtia fiyatları ve ithalatın sınırlayıcı etkisiyle yıl genelinde ılımlı bir seyir izleyeceği öngörülmektedir.

Salgın hastalığa bağlı olumsuz etkilerin geçici olduğu ve yılın ikinci yarısıyla birlikte yurt içi talepte daha güçlü ve erken olmak üzere, ekonominin toparlanma eğilimine gireceği değerlendirilmektedir. İktisadi faaliyetteki toparlanma hızı ise normalleşme sürecinin yurt içindeki seyri kadar bu sürecin, başta dış ticaret ortaklarımız olmak üzere, küresel ekonomideki gidişatına da bağlı olacaktır. Bu görünüm altında, salgın hastalığa bağlı gelişmelerin Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlandırılması açısından finansal piyasaların, kredi kanalının ve firmaların nakit akışının sağlıklı işleyişinin devamı büyük önem arz etmektedir. Bu çerçevede, yakın dönemde uygulamaya konulan parasal ve mali tedbirlerin ekonominin üretim potansiyelini destekleyerek finansal istikrara ve salgın sonrası toparlanmaya katkı yapacağı değerlendirilmektedir. Ocak döneminde işsizlik oranlarındaki düşüş devam ederken, tarım dışı istihdam sanayi sektörü kaynaklı olarak bir miktar geriledi. Öncü göstergeler, iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın mart ayı ortalarından itibaren iş gücü piyasasına da yansımaya başladığına işaret etmektedir. Kurul, kısa çalışma ödeneği başta olmak üzere işsizlik sigorta fonu ve cari transferler aracılığıyla sağlanan desteklerin, hanehalkı gelir kayıplarının sınırlanması ve istihdamın korunması açısından kritik rol oynadığı değerlendirmesinde bulunmuştur."

Özette, coronavirüs salgınıyla ilgili gelişmelere bağlı olarak küresel genişleme görünümündeki zayıflamanın arttığı aktarıldı. Salgını kısıtlamaya yönelik tedbirlerin ilk aşamada tedarik zincirini ve üretimi etkilediği, salgının küresel büyüklükte yayılmasıyla beraber belirsizliklerdeki yükselişin, finansal şartlardaki sıkılaşmanın, evhalklarının kazanç kaybı ve şirketlerin nakit akışındaki bozulmanın talepte de gözle görülür bir zayıflamaya sebep olduğu belirtilen özette, istihdam, tedarik zincirleri ile üretim kapasitesi üstünde olabilecek kalıcı bir tahribatın önüne geçilmesi için küresel çapta büyük ölçekli ekonomik önlemlerin uygulamaya alındığı anımsatıldı.

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülke merkez bankalarının büyüyen yönde adımlar atmayı sürdürürken, salgına karşı alınan parasal önlemler kapsamında faiz indirimleri, varlık alımları, likidite adımları ve kredi destek programları gibi çeşitli uygulamaların öne çıktığı bildirilen özette, maliye politikası alanında da en fazla etkilenen kesimlerin desteklenmesine ve salgın sonrası toparlanma için uygun bir taban oluşturulmasına yönelik olarak harcama, vergi ve kredileriyle ilgili önlem paketlerinin uygulanmakta olduğu belirtildi.

Özetteki politikaların finansal piyasalar, büyüme ile istihdam üstündeki etkinliğinin, ülkeler itibariyle salgının denetim altına alınma süresiyle politika alanının büyüklüğüne göre değişebileceği ifade edildi.

Özette, salgının küresel ve ulusal büyüklükte yayılım hızına ve normalleşme süreciyle ilgili belirsizliklerin devam ettiğinin altı çizildi. Bu kapsamda, seyahat sınırlamaları, sokağa çıkma yasağı, sosyal yalıtım benzeri salgının yayılımını kısıtlamayı amaçlayan tedbirlerin süresi ve zamanlaması kadar bunların tüketim alışkanlıkları ile genel harcama davranışına muhtemel etkilerine yönelik belirsizliklerin süreceği aktarılan özette, her açıdan normalleşmenin uzun zaman alması halinde küresel ve yurt içi genişleme görünümündeki zayıflamanın daha gözle görülür olabileceğinin ve ek bir tedbir gereksiniminin ortaya çıkabileceğine vurgu yapıldı.

Küresel boyutta pek çok sektörde iktisadi hareketliliğin durma seviyesine gelmesinin, ham petrol talebini büyük oranda azalttığı belirtilen özette, şu açıklamalar yer aldı:

"Küresel ham petrol stokları halihazırda oldukça yüksek düzeylerde seyrederken, petrol arzındaki kısıntı planları talepteki düşüşün gerisinde kalabilecek. Bu doğrultuda, ham petrol fiyatları üzerinde talep kaynaklı aşağı yönlü riskler bulunmaktadır. Sert şekilde daralan küresel talebin yanında, emtia fiyatlarındaki düşüşün de etkisiyle küresel enflasyon oranlarının 2020 yılında ılımlı bir görünüm sergilemesi beklenmektedir. Küresel risk iştahının zayıflaması finansal piyasalarda oynaklığın belirgin şekilde artmasına neden oldu. Yakın dönemde, hem gelişmiş hem gelişmekte olan ülkelerin hisse senedi ve tahvil piyasalarında ciddi dalgalanmalar gözlendi. Gelişmekte olan ülkelerden yoğun sermaye çıkışları izlenirken, genel eğilimle birlikte Türkiye'nin ülke risk primi de yükseldi, Türk lirası değer kaybetti ve kur oynaklığı arttı.

Salgına ilişkin belirsizliklerin azalmasını takiben, alınan parasal ve mali tedbirlerin de katkısıyla küresel gelişmelerin ülke risk primi ve kur oynaklığı üzerindeki olumsuz etkilerinin hafifleyeceği tahmin edilmektedir. Belirsizliklerin yüksek seyrettiği bu süreçte, salgın hastalığın sermaye akımları, finansal koşullar, dış ticaret ve emtia fiyatları kanalıyla oluşturmakta olduğu küresel etkiler yakından takip edilmektedir. Bu kapsamda Merkez Bankası, salgının Türkiye ekonomisine etkilerini izleyerek elindeki araçları fiyat istikrarı ve finansal istikrar amaçları doğrultusunda kullanmaya devam edecek. Salgın öncesi dönemde enflasyondaki düşüşün ve faiz indirimlerinin de katkısıyla finansal koşullarda belirgin bir iyileşme gözlendi, kredi büyümesi 2019 yılının üçüncü çeyreğinden itibaren ivmelendi. Alınan makroihtiyati tedbirlerin etkisiyle 2020 yılının ilk aylarında hız kesen tüketici kredileri büyümesi, salgının ülkemizde de görülmeye başlamasıyla birlikte mart ayı ortasından itibaren bir miktar ivme kaybetti. Öte yandan, ticari kredilerdeki ivmelenme devam etmektedir. Alınan parasal, finansal ve mali tedbirlerin yanı sıra büyük ölçüde kamu bankalarınca genişletilen kredi arzının kredi büyümesine ilişkin aşağı yönlü riskleri sınırlayarak reel sektöre kredi akışının kesintisiz devamına katkı sağladığı değerlendirilmektedir. Bu doğrultuda, kredi piyasasındaki gelişmeler yakından izlenecek ve kredi kanalının sağlıklı işleyişini sağlamak için gerekli tedbirler uygulanmaya devam edilecek."


Özette, enflasyon istekleri, iç talep şartları ve üretici fiyatlarındaki gelişmelere bağlı olarak çekirdek enflasyon göstergeleri yönelimlerinin ölçülü ilerlediği aktarıldı.

Özette, küresel gelişmeler paralelinde Türk lirasında görülen değer kaybına karşın başta ham petrol ile metal fiyatları olmak üzere uluslararası emtia fiyatlarındaki sert inişin devamının enflasyon görünümünü pozitif etkilediği belirtildi.

Üretim ve satışlardaki düşüşe bağlı birim maliyet yükselişlerini izlemekle beraber toplam talep şartlarının enflasyonu kısıtlayıcı etkisinin arttığının öngörüldüğü ifade edilen özette, bu gelişmeler doğrultusunda Ocak Enflasyon Raporu'nda verilen sene sonu enflasyon tahmini üzerindeki tehlikelerin aşağı yönlü olduğunun değerlendirildiği ve bu çerçevede Kurul'un, politika faizinde 100 temel puan indirim yapılmasına karar verdiği anımsatıldı.

Özette, şu açıklamalar yer aldı:

"Kurul, enflasyondaki düşüş sürecinin devamlılığının, ülke risk priminin gerilemesi, uzun vadeli faizlerin aşağı gelmesi ve ekonomideki toparlanmanın güç kazanması açısından büyük önem taşıdığını değerlendirmektedir. Enflasyondaki düşüşün hedeflenen patika ile uyumlu şekilde gerçekleşmesi için para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesi gerekmektedir. Bu çerçevede, parasal duruş ana eğilime dair göstergeler dikkate alınarak enflasyondaki düşüşün sürekliliğini sağlayacak şekilde belirlenecektir. Merkez Bankası, fiyat istikrarı ve finansal istikrar amaçları doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir. Kurul, salgın hastalığa bağlı iktisadi risklerin en aza indirilmesi açısından para ve maliye politikaları arasındaki eş güdümün sürdürülmesinin büyük önem arz ettiği değerlendirmesinde bulunmuştur. Salgın hastalığın ekonomiyi birçok farklı kanaldan etkilemesi, başta nakit akışının düzenlenmesi ve istihdamın korunmasına yönelik tedbirler olmak üzere şirketler ve hanehalkı üzerindeki etkilerin asgari düzeyde tutulabilmesi için koordineli politika uygulamaları gerektirmektedir. Dolayısıyla makro ölçekteki para ve maliye politikalarının yanı sıra en çok etkilenen iktisadi birimleri hedefleyen ve sektörel etkileşimleri dikkate alan politika uygulamalarının kritik önemde olduğu değerlendirilmektedir. Bu süreçte atılacak politika adımlarının hedefli ve geçici nitelikte olması politika etkinliğini destekleyecektir. Açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin Kurul’un geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceği önemle vurgulanmalıdır."
YORUM YAZ..
Modal